Gündem

Avşar: Bu açılım değil kapanış oldu!

Hülyan Avşar'a Kürt açılımı konusunda, halkı nefret ve düşmanlığa tahrik ettiği gerekçesiyle soruşturma açıldı.

22 Eylül 2009 03:00

Hülya Avşar'a 'Kürt açılımı' ile ilgili yaptığı açıklamalarının “Halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açıldı. Avşar, “Bunu, hayatımda bana yapılmış en büyük hakaret olarak düşünüyorum. Bu açılım değil, kapanış oldu” dedi.

Hülya Avşar’ın “Kürt Açılımı”na ilişkin değerlendirmelerinin, “Halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle hem Avşar hakkında hem de röportajı yapan Milliyet Gazetesi muhabiri Devrim Sevimay hakkında soruşturma açıldı. Hürriyet' gazetesinin haberine göre, Avşar, “Demokratik bir ülkede olduğumuzu düşünerek bunları konuştum. Soruşturma, bana yapılmış en büyük hakaret” dedi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, “şüpheli” olarak kendisini ifadeye çağıran daveti Avşar’a, dün sabah kızı Zehra’nın ilk Anıtkabir ziyareti için Ankara’ya hareket etmeye hazırlandığı sırada ulaştı. Avşar, dün öğle saatlerinde Ankara’ya gelerek, kızı Zehra ve yeğeni Hazar Atak ile birlikte Anıtkabir’i ziyaret etti. Anıtkabir kafeteryasında Hürriyet’in sorularını yanıtlayan ve tepkisini, “Çağrıyı aldığımda birkaç defa okuma ihtiyacı hissettim. Genelde okuduğumu bir defada anlarım. İnanamadım. Nasıl böyle bir şey olabilir diye” sözleriyle dile getiren Avşar’ın değerlendirmeleri şöyle:

Bana hakarettir

Türkiye’de hiçbir şey demokratik değil ki açılım yapılsın. Benim çocukluk günlerimi anlattığım bir röportajdı. Ne demişler; Halkı kin, nefret ve düşmanlığı tahrik etmek. Bunu, benim hayatımda bana yapılmış en büyük hakaret olarak düşünüyorum. Bu durumda nasıl demokrasiden bahsedilebilir Türkiye’de?

Açılımın ne olduğunu bilmiyoruz Türkiye olarak. Zaten daha bizim mercilerimiz de açılımın ne olduğunu bilmiyorlar. Demokrasiye izin verilmiyor. Benim yaptığım röportaja bu şekilde bir tepki gösteriliyorsa ne Kürt açılımı yapılabilir, ne demokratik açılım yapılabilir. Demokratik bir ülkede yaşamıyorsun ki açılımı yapalım.

Demokratik sandım

O röportajımda, barışa ve hayata güzel bakmanın ne olduğunu, nereden nereye geldiğimizi anlatıyorum, ki ben bunların hesabını vermek zorunda değilim. Bunun tam aksini de anlatıyor olabilirdim. Demokratik bir ülke olduğumuzu düşünerek bunları konuştum. Bugüne kadar ilk kez böyle bir röportaj verdim. Bizim ülkemiz demokratik bir ülkedir diyerek bu röportajı yaptım ve başıma gelene bakın.

(Öykünüzü anlatmaya devam edecek misiniz sorusu üzerine) Buna devam etmemem için benim yok olmam lazım. Ben ortadan yok olayım, o zaman devam etmesin. Bu gerçek. Bana göre şu bana yapılan Kürt açılımının tamamen kapatılmasıdır. Bu, açılım değil kapanış oldu. Ben, Türkiye’de bir sanatçının kendini oturup anlatmasıyla ilgili cumhuriyet savcılığından kin, nefret düşmanlık falan diye bir hakaretle, halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik etmek suçu diye bir şey yazılıyorsa, bence bu ülkede demokratik açılım, Kürt açılımı falan konuşmasınlar.

Başbakan’ın bilmediği

Bu tamamen başbakanımıza yöneltilen bir şey değil. Belki başbakanımız çok iyi niyetli olabilir, ama maalesef daha bilmediği merciler anlamında... Önce dönüp mercilerimiz ne alemde, demokratik durum var mı, insanlarımıza hakikaten demokrat bir şekilde yaklaşabiliyormuyuz, insanlar özgür mü; daha bunun farkında değiller, inanıyorum.

Memeyi bir kez verip çekemezsin

Hülya Avşar, 24-25 Ağustos’ta Milliyet’te Devrim Sevimay’a verdiği röportajda hükümetin Kürt açılımı ile ilgili çalışmasını değerlendirmişti. Annesinin Türk babasının Kürt kökenli olduğunu anlatan Avşar, özetle şunları söylemişti:
Demokratik açılım meselesinden ben çok korkuyorum. Korkuyorum, çünkü bu öyle bir mesele ki, artık dönüşü yok. Bu işe başladıysanız bitirmek zorundasınız. En azından başarmaya doğru gidildiğini hissettireceksiniz. Aksi halde bu yeni doğmuş bebeğin ağzına memeyi verip en güzel anında çekmeye benzer, ki bu çok tehlikeli. Çünkü o zaman ne olur o bebek? Kıyameti koparır, olay çıkarır. Ne zaman ki sen yine o memeyi ağzına verirsin ya da başka bir meme; ancak o zaman susar, başka türlü kurtulamazsın artık.

Türkler bu ülkenin bölünmemesini istiyor. Topraklarını, milletlerini korumak istiyor. Buna da sonsuz hakları var ama yöntem hataları yaptıklarını kabul etmeliler. Ben de sonuna kadar Türküm; ama bu Kürtleri yok saymak, onlara etnik baskı yapmak anlamına gelmemeli. Yıllardan beri Anayasa’yı değiştiriyorlar, bir kez de barış için değiştirsinler.

Sadece acırım ona, (Öcalan’ı kastediyor) o kadar. Aslında insanlara kızmak, yargılamak zamanı da geçti artık.

Siz çağırdınız diye yıllardır dağlarda yaşayan insanlar “Lay lay lom” diyerek inmeyeceklerdir.

4.5 yıl istenecek

Soruşturma sonunda hakkında dava açılması durumunda Avşar, TCK’nın 216. maddesindeki, “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmüyle yargılanacak. Avşar, bu suçu basın yoluyla işlediği için TCK’nın 218. maddesine göre, ceza istemi yarı oranında artırılacak. Bu durumda dava açılması halinde Avşar, 1.5 yıldan 4.5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.

Bayram ziyareti

Hülya Avşar, kızı Zehra ile dün Anıtkabir’i ziyaret etti. Avşar, ezbere bildiği yerleri Zehra’nın da görmesini istediğini söyledi. Avşar, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hakkında soruşturma açıldığını gösteren çağrı kağıdını Hürriyet muhabiri Turan Yılmaz’a gösterdi.