HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İstanbul'da yaptığı ev ziyaretinde, Aynur Emir adlı annenin, "Benim kızım kime gidebilir. Dayımız yok ki bizim. Benim dayım olur musunuz?" sorusuyla karşılaştı. Demirtaş bu soruya, "Ben kızınızın abisi olayım, yoldaşı olayım, kardeşi olayım da, dayısı olmayayım. Dayılık işini bitirelim şu ülkede" sözleriyle yanıt verdi.
Radikal'de yer alan habere göre, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İstanbul Küçükçekmece Atatürk Mahallesi’nde yaşayan Emir ailesini ziyaret etti. Demirtaş, emekli Aynur Emir ve öğretmen kızı Duygu Emir’in yaşadığı eve giderek bir süre sohbet etti. Demirtaş, özel bir kurumda Fen Bilgisi öğretmeni olan ve atama bekleyen Duygu Emir’in de sıkıntılarını dinledi.
'Başka dayımız yok ki bizim'
Sohbet sırasında anne Aynur Emir, Demirtaş’a, "Benim kızım kime gidebilir, mahalle bakkalına gidebilir, alt kattaki amcaya gidebilir, muhtara gidebilir. Başka dayımız yok ki bizim, benim dayım olur musunuz?" dedi.
Soruya gülen Demirtaş, "Dayıya ihtiyaç duyulmayan bir ülke yaratalım. Çünkü herkes dayı bulamaz. Ben kızınızın abisi olayım, yoldaşı olayım, kardeşi olayım da, dayısı olmayayım. Dayılık işini bitirelim şu ülkede" yanıtını verdi.
Aynur Emir, Demirtaş’ı seçimden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de ziyaret etmek istediğini ifade ederek, "Siz de bizi kapıdan geri mi çevirirsiniz?" dedi. Demirtaş, Emir’e, "Olur mu hiç öyle? Biz sizi omuzumuzda Meclise taşırız, siz asilsiniz, biz vekiliz. Meclis, halkın, milletin Meclisidir. İçiniz rahat olsun o konuda" diye yanıt verdi.
"Medyayla bu tür soruşturmaları derinlemesine, öğrenebiliyoruz"
Demirtaş, ziyareti sırasında gazetecilerin de sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, canlı bomba listeleri konusunda düşüncülerini sorması üzerine Demirtaş şu değerlendirmelerde bulundu:
"İlk dakikadan beri söylediğim bir şey var; Devlet bu tür katliamlara göz yummazsa asla gerçekleştiremezler. Kolaylaştırmazsa, desteklemezse asla gerçekleştiremezler. Ortaya çıkan, belgeler, bilgiler ifadeler, istihbarat raporları, gözaltına alınıp serbest bırakılan IŞİD elemanları, Gaziantep’te ortaya çıkarılan IŞİD mühimmat deposu ve ne kadar rahat hareket ettikleri… Bunlar gazetecilerin çabaları ile ortaya çıktı dikkat ederseniz, bir adli soruşturma sonucunda ortaya çıkmadı. Bugün medya olmasa, aslında hükümetin siyasi iradesi ile yürütülmüş bir etkili soruşturma olmadığı zaten netleşmiş durumda. Medya aracılığıyla bu tür soruşturmaları derinlemesine, içeriğini öğrenebiliyoruz. Çok acı ve vahim bir durum. Ülkemizde bizi korumayan, toplumu, halkı korumayan bir iktidar yönetimde. Güvenliğimizi sağlamayan, tam tersine güvenliğimize tehdit oluşturan bir durum ortaya çıktı. IŞİD’i tehdit olarak görmeyen, IŞİD’i koruyan, kollayan bir siyasi anlayış var. Onunla etkili mücadeleyi yürütmeyen, bir siyasi anlayış var."
"Bütün bunlaru bu hale getiren AKP'dir nihayetinde"
Demirtaş, şöyle devam etti:
"Bir hafta sonra ülke seçime gidiyor, seçimin güvenlik içinde yapılması dışında şu anda başka hiçbir talebimiz yok. Halk seçimini, tercihini yapsın. Sonrasında ben Türkiye’nin artık bu tür belalardan rahatlıkla kurtulabileceği bir seçeneğin ortaya çıkacağını düşünüyorum. Sırıtan bakanın, başbakanın istifasını falan önümüzdeki 1 hafta içinde istemiyoruz. Halk onları zaten tepetaklak aşağıya indirecek. Bundan emin olduğumuz için, öyle istifa falan da etmesinler. Bu suçlarıyla, günahlarıyla birlikte, biz seçimden sonra en etkili soruşturmaların yapılması içinde elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Devlet içerisinden kim destek olmuşsa, göz yummuşsa, vali, emniyet müdürü, istihbaratçı, siyasetçi kim varsa hepsinin yargı karşısına çıkması lazım. Bu ülkede faili meçhul cinayet diye bir şey yoktur. Devlet içerisinden, destek güç almadan hiç kimse bu tür ciddi büyük katliamları yapamaz. Bunlar kaza değil, tesadüfen ortaya çıkan şeyler değil. Ben bunları ifade ederken, devleti yıpratmak için, devleti ortadan kaldırmak için söylemiyorum, bu devlet bizim devletimiz, demokratikleştirmek için eleştiriyoruz. Bütün bunlardan hep birlikte kurtulmak için eleştiriyoruz. Hepimizin devletidir, halkın malıdır, hepimizin ortak malıdır devlet. Kendi devletimiz bizi korumuyor ve topluma ciddi şekilde tehdit oluşturuyorsa biz o devlete siyasetle müdahale etmeliyiz, seçimlerle müdahale etmeliyiz, demokrasi ve özgürlükler ilkesini ülkede hakim kılmak için çaba sarf etmeliyiz. Eleştirimiz bu yöndedir, tabii ki de şu anda siyasi sorumlusu AKP’dir. Bütün bunları bu hale getiren AKP’dir nihayetinde, hesap vermesi gereken de onlardır."
"Özel birini kastetmedim"
Bir gazetecinin, Demirtaş’a, AK Parti ’ye yönelik, "Beraber parti kurdukları arkadaşlarını eze eze bugünlere geldiler" şeklindeki açıklamasını hatırlatması ve "Burada kastettiğiniz bir isim var mı?" diye sorması üzerine Demirtaş şunları söyledi:
"Genel olarak söyledim çünkü çok kişiyi ezdiler. Tek tek hangisini sayayım. Ezmedikleri arkadaşları kalmadı ki. Etraflarına bir baksınlar, partiyi birlikte kurdukları ekipten kimler kaldı? Saraya giden yollar döşenirken her birinin merdivenine bir arkadaşını yatırdılar, üstüne basarak çıktılar oralara. Bunu bilmeyen yok. Ne kadar güvensizlik yarattıklarını ifade ettim burada. Kendi yoldaşını ezen, kendi yoldaşını satandan her şey beklenir, halkı hiç düşünmezler. Özel birini kastetmedim orada."