Politika

Atalay: Kan parası değil devlet şefkatidir

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Uludere'de hayatını kaybedenlerin yakınlarına ödenecek...

07 Şubat 2012 02:00
T24 - Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Uludere'de hayatını kaybedenlerin yakınlarına ödenecek tazminat konusunu, kan parası gibi nitelemelerle anmamak gerektiğini ve böyle anılmasının çok yanlış olacağını belirterek, ''Bu, orada hayatını kaybedenlerin yakınlarına bir anlamda devletin desteğidir, şefkatidir'' dedi.

Atalay, AK Parti Grup toplantısından önce gazetecilerin sorularını yanıtladı.

''Emniyetin 2008'de ABD Büyükelçilik yetkililerine Ergenekon soruşturması hakkında geniş kapsamlı brifing verdiği'' yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine Atalay, ''Bilgimiz yok, Emniyet Genel Müdürlüğü de olmadığı yönünde bir açıklama yaptı. Öyle bir brifing söz konusu değil'' dedi. 

Atalay, ''O zaman öyle bir iddia gündeme gelmiş miydi?'' sorusuna, ''Hayır, ben ilk defa duydum'' yanıtını verdi. 


'Sosyal güvenlik desteği anlamında yardım eder'

Beşir Atalay, şöyle konuştu:

'Tazminat konusuna şöyle bakmak lazım: Bunu kan parası vesaire gibi nitelemelerle anmamak lazım, çok yanlış bir şey. 

Hayatını kaybedenlerin çocukları ve yakınları için bir anlamda devletin şefkat elidir bu. Bunu böyle düşünmek lazım. Kan parası... tazminat kavramı bile burada yetersiz kalıyor. Birileri de maalesef bunu tahrik ediyor, biraz yanlış beyanlar oluyor. Diyelim ki terörde hayatını kaybeden... İstanbul Güngören'de bir kaç yıl önce büyük bir terör patlaması oldu. Onların ailelerine de devlet bu manada destek verdi. Bunun yürüyen soruşturmayla, yargı süreciyle veya olayın araştırılmasıyla da hiç bir ilgisi yok. O bundan bağımsız bir şey, onlar devam ediyor zaten.''

Atalay, bir gazetecinin, ''Yerel askeri yetkililer 'bize sorulsaydı kaçakçı olduğunu söylerdik' dediler, bunu nasıl değerlendirmek lazım?'' sorusuna, ''Süreç onun için yürüyor. Genelkurmay Başkanlığının adli ve idari soruşturması da bununla ilgili, bunları biz de doğrusu bekliyoruz. Bizim o konularda şu anda peşinen bir şey söylememiz yanlış olur. Yargının o incelemeleri, araştırmaları, soruşturmaları bir bitsin; ondan sonra, biz de kamuoyu da hepimiz bunu daha net öğrenmek istiyoruz'' yanıtını verdi.

''Heron görüntüleri kamuoyu ile paylaşılacak mı?'' sorusu üzerine Atalay, ''O şu anda yargının elinde. Kamuoyu ile paylaşılmasının bir anlamı var mı bilmiyorum ama bu işi soruşturanların elinde'' dedi.

Beşir Atalay, ''İnsan Hakları Komisyonunun talebi oldu, onlara izlettirilebilir mi?'' sorusunu yanıtlarken, ''Bu benimle ilgili bir şey değil. Şu anda yargının elinde, herhalde incelerler herhalde. Yargıya giden bir şey Meclisteki komisyona niye gelmesin? Orada iki tane gizlilik kararı var. Doğrusu o hukuki bir süreçtir, bağlayıcı bir şey söylemek istemem'' diye konuştu.


'Ailelerin hepsi demiyor onu'

Bir gazetecinin, ''Aileler parayı almayacaklarını söyledi'' sözleri üzerine ise Atalay, ''Ailelerin hepsi demiyor onu. Bunları tahrik eden, gidip orada yanlış bilgilendiren, yönlendirenler var maalesef, onları da takip ediyoruz'' dedi.

Başbakan Yardımcısı Atalay, ''Parayı alan aile oldu mu?'' sorusu üzerine, Başbakanlık'ın parayı Şırnak Valiliğine gönderdiğini, valiliğin de o çalışmayı yaptığını ve aileler ile görüştüğünü kaydetti.

Bölgeye tekrar gideceğini söyleyen Atalay, ''11'inde Emine hanımla beraber mi gidecekseniz?'' sorusunu yanıtlarken, ''Daha kimin gideceği konusunda bir şeyimiz yok. Sayın Başbakanımızın eşleri için belki öyle bir şey olabilir gibi gündeme gelmişti ama şu anda takvimlenmiş veya belirlenmiş bir şey söz konusu değil. Ben gecikmeden tekrar gideceğim, bütün cenaze sahipleri ile görüşeceğim'' dedi. 

Atalay, ''Ailelerin tazminatı almamaları konusunda terör örgütünün bir baskısı tespit edildi mi?'' sorusuna, ''O tür etkilenmeler orada var tabi. Nasıl cenazeler bu kadar istismar edildiyse, bu konular da bu şekilde istismar olarak değerlendiriliyor'' yanıtını verdi.

Düşünce özgürlüğü ile ilgili çalışmanın sürdüğünü, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in de bunu açıkladığını belirten Atalay, ''Onu çok önemli görüyorum. Bir yargının hızlandırılması, iki düşünce özgürlüğünün alanının genişletilmesi... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye'nin sorunlu olan bazı şeyler, Türkiye ile ilgili olumsuz değerlendirmelere vesile olan bazı şeyler var. Adalet Bakanlığının düşünce özgürlüğü ile ilgili çalışması sürüyor, basın kesimi de bunun içinde. Çalışma henüz bitmedi. Bu çalışma da tasarı olarak Meclise gelecek'' dedi.