T24 - TÜV-TURK Kurumsal Gelişim Direktörü Emre Büyükkalfa, araç muayene istasyonlarında kendilerini şaşırtan çok sayıda olay meydana geldiğini söyledi.
Büyükkalfa, Ulaştırma Bakanlığının koordinasyonunda, trafikte sorumluluk bilinci alanında çalışma yapan kurum ve kuruluşlar işbirliğinde TÜVTURK’ün desteği ile hayata geçirilen "Trafikte Sorumluluk Hareketi" projesinin, "Sorumlu Vatandaş Hareketi" etkinliği kapsamında Novotel’de gerçekleştirilen "Halk Eğitimi Merkezleri Öğretmen Semineri"nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye genelinde bulunan araç muayene istasyonlarının tümünde kullanılan ölçüm araçlarının en son teknolojiye sahip olduğunu söyledi.
Avrupa’da araç muayene istasyonlarında kullanılan ölçüm araçlarının yaş ortalamasının 40, Türkiye’de ise 3 olduğunu belirten Büyükkalfa, "Ülkemizde 81 ilde toplam 193 araç muayene istasyonu ile 73 mobil istasyon bulunmaktadır.
Buralarda son teknoloji cihazlar kullanılıyor" dedi.
Büyükkalfa, yılda yaklaşık 5-6 milyon aracın bu istasyonlarda uluslararası standartlar çerçevesinde bilimsel olarak muayene edildiğini ifade ederek, "İsveç’te araç sahiplerinin yüzde 99’u resmi süre içinde araçlarının muayenesini yaptırıyor. Türkiye’de ise bu rakam yüzde 63. Nerede yüzde 37’si? Bu durum hepimizi ilgilendiriyor. Araç sahibi ya da ehliyetimizin olup olmadığı fark etmez. Çünkü hepimiz trafiğin bir parçasıyız" diye konuştu.
Büyükkalfa, muayene istasyonlarında kendilerini şaşırtan çok sayıda olayın meydana geldiğine dikkati çekerek, şunları söyledi: "İnanın zaman zaman yaşanan olaylar karşısında ne yapacağımızı şaşırıyoruz. İstasyonumuza giden bir beyefendiyi, arkadaşlarımız ödeme noktasındaki işleminin ardından, aracın içeri alınacağı kapı numarasına yönlendirdi. Teknisyen arkadaşlar kapıyı açtığında beyefendinin orada beklediğini gördü. Aracı içeri almaları gerektiğini söyleyince, kendisi aracı istasyona getirmediğini, getirmesi gerektiğini bilmediğini ifade etti. Mobil muayene istasyonuyla bir ilçeye gittiğimizde yaşlı bir amca bana, ’evladım önce bayanları mı, erkekleri mi alıyorsunuz’ diye sordu. Şaşırdım ve ne demek istediğini anlamadığımı, burada araçların muayene edildiğini söyledim. Ülkemizde maalesef durum bu."
Büyükkalfa, 2000 yılından sonra üretilen otomobillerde arka koltuklarda da emniyet kemeri olması gerektiğini anlatarak, şöyle devam etti: "Bazı kişiler bu kemerleri söküyorlar, aracı muayeneye getirirken tekrar takıyorlar. Araç muayene kapısından çıkınca tekrar söküyorlar. Araçlarda ilk yardım çantası ve yangın söndürme tüpü olması gerekiyor. Bunlar dışarıda 15 liraya satılıyor, ancak satın alacağına 5 liraya kiralıyor.
10 lira daha verse kendisinin olacak ve yaşanabilecek olumsuz bir durumda müdahale edebilme şansına kavuşacak. Yakınının ya da çocuğunun hayatını kurtaracak. Kapıdan çıkarken de el sallıyor "bak ben bunu kiraladım, seni kandırdım’ diyor. Halbuki beni kandırmadı, kendisini kandırıyor ve tehlikeye atıyor." Bu tür eğitimlerin içinde bulunmak zorunda olmadıklarını ifade eden Büyükkalfa, şunları kaydetti: "Ancak oluyoruz, çünkü biz insanların hayatına değer veriyoruz. Kendi hayatına bizim kadar değer vermeyenler var. Sahte ABS kutuları çıktı. Okul servislerinde belli bir modelin üzerinde ABS sistemi olması lazım, çünkü içinde çocuklarımız var. Teknisyen aracın altına bakıyor bir kutu var, ama sanayide yapılmış bir havası var. Dışarıdan tamamen ABS kutusu görüntüsü verilmiş bir yapı. Sanıyorum bu sadece Türkiye’de üretiliyor. Aynı şeyi ışığa da yapmışlar çok güzel ABS lambası gösteriyor. Bütün bunlara harcayacağımız enerjiyi daha sağlıklı trafik güvenliği için harcasak, çok mesafe katedeceğimize inanıyorum."
TRAFİKTE SORUMLULUK HAREKETİ PROJESİ
Büyükkalfa, trafikte sorumluluk hareketi projesi kapsamında kısa zamanda pek çok çalışma gerçekleştirdiğini belirtti.
Projenin, "Güvenli Taşıt", "Can Dostlar" ve "Sorumlu Vatandaş" olmak üzere üç ayaktan oluştuğunu ifade eden Büyükkalfa, "Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından 2010 Mayıs ayında tanıtılan ve hareketin ilk ayağı olan, Güvenli Taşıt hareketinde, ticari vasıta sürücülerine taşıt güvenliği ve trafikte can güvenliği için hangi kurallara uyulması gerektiğine dair eğitim verildi" dedi.
Büyükkalfa, Edirne’den yola çıkan özel donanımlı Güvenli Taşıt hareketi tırının uğradığı illerde katılımcılara şehir içinde ve şehirler arası yollarda emniyet kemeri takmanın gerekliliği ve alkolün sürücüler üzerindeki etkisi, alkol gözlüğü ile emniyet kemeri simülasyonlarıyla uygulamalı olarak anlatıldığını vurgulayarak, "Gidilen ildeki şoförler odasının organizasyonu ile ticari vasıta sürücüleri ile bir araya gelinerek taşıt güvenliği ve trafikte dikkat edilmesi gereken önemli konular hakkında uzman eğitmenler tarafından eğitim verildi.
Güvenli Taşıt hareketinin Trabzon ayağı da bu yıl Temmuz ayında gerçekleştirilecek" diye konuştu.
Sorumlu Vatandaş hareketi kapsamında verilen eğitimlerin temel hedef grubunun halk eğitimi merkezleri olduğunu anlatan Büyükkalfa, şöyle devam etti: "Halk eğitimi merkezleri öğretmenlerine yönelik gerçekleştirilen seminerler, Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü ile TÜVTURK Kuzey Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim AŞ işbirliği protokolü çerçevesinde yürütülüyor. Bu seminerlerde ilk etapta öğretmenlere ve usta öğreticilere, kazadan korunma, trafik işaretlerinin kazayı önlemedeki katkısı, araç muayenesi ve güvenliği, sorumluluğun bireye çekilmesi, trafik kurallarının günlük hayatta kullanımı gibi konularda eğitim veriliyor. Onlar da aldıkları bilgiyi projeye özgü araçlarla kendi sınıflarındaki kursiyerlere aktararak, proje hedeflerinin çok daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyor." Büyükkalfa, Adana, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Erzurum ve Trabzon’da gerçekleştirilen seminerin 28 Nisan’da da Samsun’da yapılacağını kaydetti.
Projenin üçüncü ayağı olan Can Dostları hareketinin ise Eylül ayında Trabzonlu öğrencilerle başlayacağını belirten Büyükkalfa, şunları söyledi: "Bu çalışma ile trafikte can güvenliği konusunda ilköğretim okullarının 4 ve 5. sınıf öğretmenleri, öğrencileri ve velileri ile okul servis sürücülerinin farkındalıklarını geliştirmek, trafikte sorumluluk bilincini artırmayı amaçlıyor.
Can Dostları Hareketi kapsamında da 16 ilden 152 okulun temsilcileri öğretmenler, 2010 yılı sonunda Ankara ve İstanbul’da eğitici eğitimine girdi. Burada eğitim alan öğretmenler, bilgilerini bin 750 öğretmen arkadaşıyla ve 4 ile 5. sınıf öğrencileriyle paylaşacak. Böylece, yaklaşık 70 bin öğrenciye, onların 70 bin ebeveynine ve 3 bin servis şoförüne trafikte sorumluluk bilinci farkındalığı ve alışkanlığı aşılanmış olacak