Dünya

Ankara'da IŞİD mesaisi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin IŞİD’le mücadeleye ‘tam destek’ vereceğini ve bunun hem askeri hem de siyasi boyutunun olacağını açıklamasının ardından gözler Ankara’ya çevrildi.

24 Eylül 2014 22:20


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu toplantıları için bulunduğu New York’ta ABD’nin Suriye’deki IŞİD hedeflerine yönelik saldırılarını ‘olumlu’ bulması ve bu saldırıların sürmesi gerektiği yönünde mesaj vermesi Ankara’da “Türkiye de, Irak ve Suriye’de ilerleyen IŞİD’e karşı NATO içinde oluşturulmaya çalışılan çekirdek koalisyona katıldı” şeklinde değerlendirildi. Nitekim, Erdoğan’ın açıklamasının hemen ardından Türkiye sınırındaki Kürt kenti Kobani yakınlarındaki IŞİD hedeflerine yönelik saldırılar başladı. IŞİD hedeflerine yönelik hava saldırılarının düzenlendiği ve uçakların Türkiye’den hareket ettiği yönündeki haberler de günlerdir dikkatini Suriye sınırındaki göç dalgasına vermiş Ankara'yı daha da hareketlendirdi.

IŞİD hedeflerinin Türk uçaklarınca ya da Türk hava sahasından gelen uçaklarca vurulduğu yönündeki haberler Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri kaynaklarınca doğrulanmadı. Başbakanlık, Adana’nın İncirlik ilçesindeki Amerikan üssünün ya da Türkiye hava sahasının saldırılarda kullanılmadığını açıkladı. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada da, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait hiçbir birimin Kobani yakınlarında süren bombardımana katılmadığına vurgu yapıldı. Açıklamada, Türk hava sahasının da bombardıman için kullanılmadığı duyuruldu. Sınırdaki hareketliliğin daha da süreceğine dair sinyali ise Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar verdi. Akar, sınırda incelemelerde bulundu.

Akdoğan'ın açıklamaları

Sınırdaki gelişmeler üzerine Ankara’da gazetecilerle biraraya gelen isim ise Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan oldu. Akdoğan, Türkiye’nin IŞİD’le mücadeleye nasıl bir ‘askeri katkı’ sağlayacağı konusunda açıklama yaparken, askeri katkının “illa kurşun sıkmak anlamına gelmeyeceğini” söyledi. Akdoğan bu katkının Türkiye’nin daha önce de açıkladığı gibi ‘lojistik ve istihbarat desteği’ yönünde olabileceğine vurgu yaptı.

Peki; Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry’in IŞİD’le mücadelede “Türkiye’yi ön saflarda görmek isteriz” sözleri Ankara için ne anlama geliyordu ? Başbakan Yardımcısı Akdoğan biraz da “Türkiye’ye talimat veriliyor” eleştirilerine gönderme yaparak Türk-Amerikan işbirliğinin boyutunu da “Türkiye’ye ev ödevi verme noktasında değilsin. Sen, atman gereken adımları attın mı? Türkiye, bir şeyi ispatlamakla mükellef değil, bir şeyi ispat etmek zorunda değil. Kendi yol haritamıza göre adımlar atılır” sözleriyle değerlendirdi.

Türkiye’nin IŞİD konusundaki tavrının ‘net’ olduğunu anlatan Akdoğan, “Daha önceki yıllarda Bakanlar Kurulunca IŞİD, terör örgütü olarak deklare edilmiş. Türkiye’nin bu örgüte dönük tavrında bir bulanıklık yok. Son dönemde ‘işbirliği var, destek var’ sözleri, ucuz manipülasyon. Türkiye’yi bu tür manipülasyonlarla bir yerlere itmeye çalışıyorlar. Böyle bir şey mümkün değil” diye konuştu. Akdoğan, sınırda oluşturulması muhtemel tampon bölgenin de ‘insani yardım amaçlı’ olabileceğini dile getirdi.

Tezkere geliyor

Hükümet, IŞİD ve diğer terör örgütleriyle mücadele için 2 Ekim’de meclise iki ayrı tezkere getirmeyi hazırlarken, bu tezkerelerin neyi kapsayacağına dair çalışmalar sürüyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Eğer Türkiye’nin ulusal güvenliği ve bölgedeki bu istikrarsızlığın doğurabileceği risklerle ilgili tedbir almak gerekirse bu konuda hiçbir tereddüt göstermeyeceğimizin herkes tarafından bilinmesi gerekir” açıklamasının ardından da tezkereye ilişkin çalışmalar hızlanmıştı.

Hükümet kaynakları, tezkerenin IŞİD’le mücadelede ‘hükümeti rahatlatacağını’, Batılı ülkelere de Türkiye’nin yardımını ‘genişleteceğini’ belirtiyor. Aynı kaynaklar, “Türkiye; daha çok insani yardımlara, sınırda oluşturulabilecek tampon bölgeye odaklanıyor. Üslerimizin silahlı saldırılar için kullanılmasına ilişkin bir gelişme yok” diyorlar.

Muhalefet cephesi ise tezkere mecliste görüşülüp, kabul edilmeden hükümetin Amerika’yla ne tür bir işbirliğine gittiğini öğrenmeye çalışıyor. Bu noktada hükümete en sert çıkışlar Milliyetçi Hareket Partisi’nden geliyor. Parti Genel Başkan Yardımcılarından Şefkat Çetin son olarak “mecliste tezkereler dahi görüşülmemişken, Tayyip Erdoğan’ın Amerika’ya savaşa destek sözünü hangi yetkisine dayanarak verdiği belirsizdir.

Tayyip Erdoğan, meclisi yok saymış, ülkeyi bataklığa sürüklemiştir” açıklamasıyla dikkat çekti. Türkiye’nin IŞİD’e karşı uluslararası koalisyonla birlikte hareket etmesi gerektiğini düşünen ana muhalefet partisi CHP ise BM Genel Kurulu’ndan karar çıkmadan harekete geçmenin hukuki sıkıntılar doğurabileceği görüşünü savunuyor.