Dünya

Almanyalı Türkler gergin

Türkiye ve Almanya arasında Türk siyasetçilerin referendum etkinliklerinin iptal edilmesi ve MİT’in casusluk faaliyetleri iddiaları nedeniyle gergin. Gerginlikten Almanya'daki Türkiye kökenliler de etkilendi.

31 Mart 2017 11:15

Türk hükümetinden siyasetçilerin referendum etkinliklerinin ertelenmesi üzerine Türkiye'den Almanya'ya yönelik sert açıklamalar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya'ya yönelik ‘Nazi benzetmesi” benzetmesiyle iki ülke ilişkileri gergin bir noktaya geldi. Son olarak MİT'in Gülen yapılanmasına yakın olduğunu iddia ettiği 300 kişi ve 200 kuruluşun adının bulunduğu listeyi Alman dış istihbarat teşkilatı BND'ye iletmesi, Almanya'da siyasetçilerin sert tepkisine neden oldu. Türkiye-Almanya gerginliği Almanya'daki Türkiye kökenliler ve onları temsil eden kuruluşlara da yansıdı.

Almanya Türk Toplumu: Buradaki Türkler politize edildi

Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun çatı örgütü Almanya Türk Toplumu'nun Genel Başkanı Gökay Sofuoğlu'na göre gerginliğin filizleri buradaki Türk vatandaşlarının Türkiye'deki seçimlerde oy kulanabilmeye başlamasıyla ortaya çıktı. Siyasi partilerin buradaki seçmenleri kazanmak için akın akın Almanya'ya geldiğini söyleyen Sofuoğlu, "Buradaki Türkler Türkiye ile ilgili konularda politize edildi” dedi.

Almanya'da yaşayan,Türkiye'deki siyasi gelişmelerle ilgilenmeyen insanların şu sıralar Türkiye-Almanya gerginliğine ilişkin konularda savunma yapmak zorunda bırakıldığını belirtti.

Sofuoğlu, "Okullarda öğretmenlerin öğrencilerle bu konuyu tartışmaya girdiği yönünde duyumlar alıyoruz. Son dönemlerde Türklerin olduğu her yerde referandumun, Türkiye konusunun konuşulduğunu görüyoruz. Bu durumdan çok büyük rahatsızlık duyanlar var. İnsanlar ‘ben yıllardır Türkiye siyasetiyle hiç ilgilenmedim ama son zamanlarda sürekli bu konuyla ilgilenmek, hiç kabul etmediğim uygulamalar konusunda hesap vermek zorunda kalıyorum' diye şikayet ediyorlar. İşyerlerinde Almanlardan Türkiye konusunda farklı tepkiler alan insanlar var” dedi.

"Sorunları gündeme getirmekte zorlanıyoruz"

Referandum kampanyasıyla ilgili siyasi sürecin buradaki Türklerin üzerinden yürütüldüğünü belirten Sofuoğlu, "Bu durum buradaki Türklerin, Türkleri temsil eden kurumların yaşamını çok zorlaştırıyor. Göçmenlerle ilgili konuları, ırkçılık, NSU davası, Türk gençleri arasındaki işsizlik, eğitimdeki sorunlar gibi konuları gündeme getirmekte daha da zorlanıyoruz” dedi

Sofuoğlu, "Türk toplumu keşke referandumla ilgili konularda gösterdiği çabayı NSU davası, eşit hakların elde edilmesi, ana dil dersleri gibikonularda da gösterseydi. Burada bu kadar yapılması gereken iş varken, istikamet Türkiye'ye çevrilmiş durumda ” dedi.

"Yabancı düşmanlığı artıyor"

Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Hüseyin Mat da Türkiye-Almanya gerginliğinin burada yaşayanları olumsuz etkilediğini vurguladı.

Bunun en önemli sonucunun yabancı düşmanlığının atması olduğunu belirten Mat, "Göçmen kökenlilerin elde etmesi gereken çifte vatandaşlık gibi, yerel seçimlerde Türk vatandaşlarının oy kullanması gibi hakların elde edilmesinde de olumsuzluğa neden oluyor” dedi.

"Muhaliflerin Türkiye'ye girişi engelleniyor"

Son bir ay içinde Türkiye'ye giden Alman vatandaşı, hükümet muhalifi Türkiye kökenli birçok gencin keyfi olarak ülkeye girişine izin verilmediğini söyleyen Mat şöyle konuştu:

"Buradaki muhalefet, Erdoğan iktidarına muhalefet olan toplumsal kesimle Türkiye arasındaki bağ koparılmak isteniyor. Son bir ay içinde bu tür vakalar çoğaldı. Örneğin Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu İnanç Kurulu Başkanı'nın 23 yaşındaki oğlu İstanbul'da havalimanında daha pasaport kontrolüne gitmeden iki sivil polis tarafından alınıyor, cep telefonunu inceliyorlar. Genç çocuk neden alıkoyulduğunu sorduğunda, 'tipini beğenmedik' yanıtını veriyorlar. Sonra gencin eline bir belge tutupturup, ‘Türkiye'ye giriş yasağın var' denilerek, ilk uçakla Almanya'ya gönderiliyor. Bu durumla karşılanlarların çoğu Alevi ve Kürt çocukları.”

Türkiye-Almanya gerginliği Alman siyasetinde aktif Türkiye kökenli politikacılara da yansıyor. Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere ve Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel çarşamba günü Berlin'de eyalet parlamentoları ve belediyelerde görev yapan Türkiye kökenli politikacılarla biraraya geldi. Bu görüşmede Türkiye'deki sorunların buraya taşınmaması gerektiği vurgulandı.

"Almanya'daki Türklerin imajına zarar verdi"

Eyalet parlamentolarında görev yapan Türkiye kökenli milletvekillerinden biri de Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Meclisi'nin Hristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) milletvekili Serap Güler. Güler son dönemlerde sadece Türkiye-Almanya gerginliği konusunda sorulara maruz kaldığını söyledi. Türk hükümetini eleştiren açıklamalar yaptığında düzeysiz, küfür içerikli tepkiler aldığını vurgulayan Güler, "Yaşananlar sadece Türkiye'deki Türklerin değil, Almanya'da yaşayan Türklerin imajını da kötü bir noktaya getirdi. Türkiye'de toplumdaki bölünmenin bire bir buraya da yansıdığını görüyoruz. Türk toplumu ciddi bir çelişki içinde. Ya siyah ya da beyaz şeklinde bir düşünce var” dedi.

Almanlar arasında burada yaşayan Türklerin tamamının Erdoğan'ı desteklediği şeklinde bir imajın hakim olduğunu kaydeden Güler, "Oysa böyle değil. Türk hükümetini eleştirdiğim için Türklerden ne kadar eleştiri alıyorsam, bir o kadar da Türk'ten de destek mesajı alıyorum. Bu kesim Almanya'da yeni yeni fark edilmeye başlandı” dedi.

"Demokrasi ve değerleri anlatılmalı"

Köln Büyükşehir Belediye Meclisi'nin Yeşiller Partili üyesi Berivan Aymaz referandumdan bağımsız olarak Almanya'daki Türk toplumunun ‘AKP destekçileri' ve 'AKP karşıtları' şeklinde bölündüğü görüşünde. Görüş ayrılıklarının, gerginliklerin okullarda Türkiye kökenli öğrencilere yansıdığını, komşular, hatta ailelerin Türkiye'deki referandum konusunda bölündüğünü belirten Aymaz, bu durumun Almanya için yeni bir olgu olduğunu belirtti.

Aymaz, "Bugüne dek hep Almanlar ve göçmen kökenliler arasında sorunlardan bahsedilirdi. Şimdi ise Türkiyeli gruplar arasında da sorunların yaşandığını görüyoruz. Bu Türkiye'nin iç meselesi değil. Gerginlik nedeni demokrasi ve özgürlüklere karşı olunması. Konu bu açıdan ele alınmalı. Bu nedenle de burada okullarda öğrencilere, göçmen kökenli kuruluşlarda insanlara demokrasi ve demokratik değerlerin önemi anlatılmalı. Toplumsal huzurun sağlanmas için bu çok önemli” dedi.

© Deutsche Welle Türkçe

HülyaTopcu