Dünya

Almanya Dışişleri Bakanlığı göçmenlere açılıyor

Almanya Dışişleri Bakanlığı, bünyesinde daha fazla göçmen kökenli çalışanı istihdam etmek üzere ‘Weltweit Wir-Dünyada Biz’ adı altında bir çalışmayı hayata geçirdi.

18 Mart 2015 17:52


Almanya Dışişleri Bakanlığı, ‘Weltweit Wir-Dünyada Biz' başlığı altında gerçekleştirdiği göçmen açılımını, 2014 yılında yaptırdığı araştırmaya dayandırıyor. Zira söz konusu araştırma göçmen kökenli personelin Bakanlık çalışanları arasında oldukça az olduğuna işaret ediyor. Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier bu konuda bir istatistik vermezken, Bakanlığa başvuranların genelde Polonya kökenli göçmenlerden oluştuğunu ifade etti. Bakan, özellikle Alman toplumunun değişen demografisini ve kriz bölgelerini göz önünde tutarak, Türk, Arap ve Rus kökenli göçmenleri istihdam etmek istediklerini aktardı.

Steinmeier," Başta Ortadoğu, Afrika ve Ukrayna olmak üzere dünyada kriz bölgeleri diye nitelendirdiğimiz yerler var. Bu bölgelerde etkin ve barışçıl bir dış politika izleyebilmemiz için oraları doğru okumamız gerekiyor. Bu da ancak söz konusu bölgelerin diline ve kültürüne hâkim birim ve personelle mümkün olabilir. Dolayısıyla bu donanımda en akıllı, en bilgili ve en meraklı insanları Bakanlığımıza kazanmak istiyoruz" dedi.

‘Başörtüsü bizim için bir engel teşkil etmiyor’

Almanya Dışişleri Bakanı, bu tespitlerden hareketle Bakanlığı genç, göçmen kökenli Alman vatandaşlarına tanıtmayı hedeflediklerini ve Dışişlerinin sadece belirli bir zümreye açık olduğu önyargısını yıkmak istediklerini vurguladı. Steinmeier, bu bağlamda tıpkı İngiltere, ABD ya da Fransa'da olduğu gibi görünümü Almanlara benzemeyen Alman diplomatların da Almanya'yı rahatlıkla temsil edebileceğini ifade etti. Bakan, kendisine yöneltilen‘ Başörtülü bir diplomatı nasıl karşılardınız?'sorusuna ise şöyle yanıt verdi:"Ben taşısam insanlara komik ya da garip gelebilirdi, ama prensipte başörtüsü bizim için bir engel teşkil etmiyor."

Steinmeier ayrıca beş yıldır Almanya Dışişleri Bakanlığı'nda diplomat olarak çalışan Türk kökenli Serap Ocak'ın Almanya'yı uluslararası alanda en iyi şekilde temsil ettiğini ve bu konuda gençlere iyi bir örnek teşkil ettiğini belirtti. Serap Ocak ise ülke içinde ve dışında Almanya'yı temsil etmenin farklılıklar içerdiğini ifade etti.

‚Uluslararası camiada kimse kökeninizi sorgulamaz‘

“Büyükelçiliklerinde, Dışişleri Bakanlığı’nda çalışıyorsanız Almanya’nın değerlerini ve çıkarlarını korumanız son derece normaldir. Uluslararası camiada göçmen kökenli bir diplomat olarak, hangi ülkeyi temsil ediyorsanız oralı kabul edilirsiniz kimse kökeninizi sorgulamaz. Çünkü pek çok ülke için bu, olağan bir durumdur" diyen Ocak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Almanya'ya gelince Bakanlıktaki sayımız oldukça az, henüz kabul aşamasında olduğumuzu düşünüyorum. Ama bu bir süreç ve zamanla normalleşecek."

Göçmen kotası tartışmaları

Bakanlığın göçmen açılımı çerçevesinde çalışma gruplarına katılan Türk kökenli Betül Ulusoy, çalışmaların en önemli sonucunun, göçmenlerin Bakanlığa kabulü konusunda yaşadıkları önyargının yıkılması olduğunu söyledi. Başörtüsü taşıyan Ulusoy, başörtüsünün istihdamda bir engel teşkil etmeyeceğine inandığını belirtti, ayrıca bazı gençlerin talep ettiği göçmen kotasının da istihdam için yeterli olmayacağını savundu.

"Eskiden de burada başörtülü çalışanlar olmuş, ancak dışarıya pek yansımamış. Onun için inşallah önümüzdeki senelerde bu, gelişerek devam eder" diyen Ulusoy, kotayı desteklemediğini şu sözlerle ifade etti: " Kotanın bir faydası olacağına pek inanmıyorum. Çünkü Dışişleri Bakanlığı'nın seviyesi çok yüksek ve açıkçası burada bulunan herkesin seviyesi o düzeyde değil. Bu nedenle kotadan ziyade kendimizi geliştirmek ve Dışişleri Bakanlığı’na öyle hazırlanmak daha isabetli olacaktır."

Çalışma gruplarına katılan Ayten Doğan ise Almanya'da gerek toplumda gerek devlet kurumlarında hala göçmen kökenliler konusunda bazı önyargıların olduğunu ve bunun önüne geçmek için kota sisteminin en iyi çözüm olacağını ileri sürdü. Doğan," kota lazım. Çünkü göçmenler başvuruyorlar, testleri başarıyorlar. Ama daha sonra sözlüde birleri bu Arap mı? Türk mü? Şeklinde düşüncelerle kabulde sorunlar yaratabiliyor. Bu da göçmenlerin işini zora sokabiliyor" dedi.