Gündem

Ali Bayramoğlu: Siyasete güç üzerinden müdahale faktörü de bir risk

"1 Kasım seçiminin ardından yeni bir dönem başlayacak"

31 Ekim 2015 17:42

1 Kasım seçimi sonrası Türkiye için yeni dinamiklerle yeni bir dönemin başlayacağını söyleyen Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, bu dönemin "Sistemin sirkülasyon kanallarının, sorun çözme ve hakemlik mekanizmalarının dumura uğraması, siyasete güç ve güç üzerinden müdahale faktörünün devreye girmesi" riskini de barındırdığını söyledi. 

Ali Bayramoğlu, yazısını "Umarız yeni dönemde, doğru ve yönlendirici bir seçmen mesajıyla ve sonuç ne olursa olsun, bundan ülke, istikrar ve demokrasi adına doğru dersler çıkaracak yeni siyasetçi algısıyla karşılaşırız" ifadeleriyle bitirdi.

Ali Bayramoğlu'nun Yeni Şafak gazetesinin bugünkü (31 Ekim 2015) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:

Yarın kritik gün. Günü kritik kılan sadece seçimler ve muhtemel sonuçları değil, aynı zamanda Türkiye için yeni dinamiklerle yeni bir dönemin başlayacak olması.

Koşullar ortada:

Kürt meselesi yeni bir biçim almış durumda...

IŞİD belası diş gösteriyor...

Ortadoğu ve Suriye'de gelişmeler, dengeler, yeni aktörler Türkiye'nin dış politikası kadar iç siyasetini etkiler istikamette ilerliyor...

Ekonomik konjonktür rüzgarları arkamızdan esmiyor...

Çok yönlü toplumsal kutuplaşma ve siyasi gerilim, sistem dengelerini bozacak, şiddet ve sokak siyaseti kokuları yayacak, siyasi iktidarlara ve uygulamalara ilişkin kesintisiz meşruiyet tartışmaları üretebilecek bir seviyeye ulaşmış durumda...

Sorunlar belli:

Cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçilmesi, Erdoğan'ın siyasetin merkezini cumhurbaşkanlığına çekmekteki ısrarlı tavrı, bunun ifade ettiği ciddi anayasal sorunlar ve tartışmalar, bunların AK Parti'ye ve partiler arasında ilişkilere yansıma riskinin her geçen gün artıyor olması...

Siyasi iktidarın siyaset algısında ataerkillik dozunun, siyasetin diğer alanlar üzerine kurduğu tahakkümün artması...

Cemaatle mücadelede kullanılan yöntemlerin yarattığı hukuk ve imaj tahribatı, kendi çapını aşarak sistemin dokusunu bozan bir hatta ilerlemesi...

Bu ve benzer etkilerin, özellikle siyasi mücadelelerin, siyasi iktidarın bir kanadının siyaset anlayışının özgürlükler alanını, özellikle basın özgürlüğünü baskı altına alması...

Yargı düzeni, yargı-siyaset ilişkileri toplumsal kutuplaşmanın üretici ve taşıyıcılarından birisi haline dönmesi...

Riskler de açık:

Hükümet ve siyasi istikrarı, bundan etkilenebilecek ekonomik istikrar...

Sorunların çözümü yerine derinleşmesini getirecek siyasi kriz ve tıkanıklar...

Sistemin sirkülasyon kanallarının, sorun çözme ve hakemlik mekanizmalarının dumura uğraması, siyasete güç ve güç üzerinden müdahale faktörünün devreye girmesi...

Daha doğrusu bunlara ilişkin ihtimaller...

Bu zeminde Türkiye'ye yön verecek olan önce toplumun siyasi tercihleri ve ortaya çıkaracağı siyasi yelpazedir.

Ancak sonrası, siyasi aktörlerin uzlaşma ve mutabakat kabiliyetine bağlıdır.

Umarız yeni dönemde, doğru ve yönlendirici bir seçmen mesajıyla ve sonuç ne olursa olsun, bundan ülke, istikrar ve demokrasi adına doğru dersler çıkaracak yeni siyasetçi algısıyla karşılaşırız.