İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Albay Cengiz Köylü, tüm rütbelerine birincilikle yükseldiğini belirterek, ''tam generallik sırasındayken Karargah Evleri iftirasıyla karşı karşıya kaldığını'' savundu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada söz alan Cengiz Köylü, Harp Akademileri'ne öğrenci yerleştirerek, ''örgütün ara yöneticisi olduğu iddiasıyla'' tutuklu yargılandığını söyledi.
Köylü, ''Üzerime Karargah Evleri diye atılan çirkin bir iftiranın doğruluğu teyit edilmeden Genelkurmay'a sunulmasının ardından yaklaşık 11 aydır tutukluyum'' dedi.
''Ergenekon'' ile ilgisi olmayan İP/Karargah Evleri bilgi notu nedeniyle askeri makamlar tarafından yapılan idari ve adli soruşturma sonucunda kendisi dahil 40 kişi hakkında hiçbir işlem yapılmadığını ifade eden Köylü, bunlar arasındaki 28 kişinin halen görevde olduğunu anlattı.
Bu kişilerden 4'ü ile aynı lojmanda oturduğunu ve aynı servisi kullandığını dile getiren Köylü, ''Yıllarca istihbarat dersinin hocalığını yaptım. Karargah Evleri ham bilgilerden oluşmaktadır. Ham haberin hiçbir değeri yoktur'' diye konuştu.
Karargah Evleri'nin basında yer almasının ardından Genelkurmay Başkanlığı'nın bu soruşturmanın ''Ergenekon'' ile ilgisi olmadığına ilişkin açıklama yaptığını aktaran Köylü, ''Hiçbir temel dayanağı olmayan, kaynağı bilinmeyen ham iftiralar, 15 yaşından beri bulunduğum Türk Silahlı Kuvvetleri'nin açıklamalarından daha mı önemlidir?'' diye sordu.
Köylü, 3 yıl önce Harp Akademileri'nde anabilim dalı başkanlığı yaptığını, Erol Manisalı'nın 15 yıldır Harp Akademileri'nde ders verdiğini, Manisalı ile derslerin olduğu günlere ait 2 telefon görüşmesi bulunduğunu, Manisalı ile hiç yüzyüze gelmediğini bildirdi.
Yaşamında İşçi Partili bir kişiyle tanışmadığını, Danıştay saldırısı, Cumhuriyet gazetesine bomba atılması ve cumhuriyet mitinglerinde görev nedeniyle ABD'de bulunduğunu aktaran Köylü, Karargah Evleri ile ilgili bilgi notunda belirtilen etkinlikler sırasında da ABD'de olduğunu kaydetti.
-''ÜLKEMİ, BAYRAĞIMI SEVİYORUM''-
Bu şemada hiç kimsenin birbirini tanımadığını, şemada ilk sırada yer alan İbrahim Arslan'ı tanıyan bir kişi olmadığını belirten Köylü, şemada lider dahil olmak üzere hiçbirinin tutuklanmadığını söyledi.
Şemanın Hava Harp Okulu bölümünde yer alan askeri öğrenci ve subayların hiçbirini tanımadığını vurgulayan Köylü, ''Terörist değilim. Hiçbir yasadışı oluşum içinde yer almadım. Ülkemi, bayrağımı seviyorum. Mesleki yaşamımda kusurum olmamıştır. Bütün rütbelerime birincilikle terfi ettim. Tam generallik sırasındayken böyle bir iftirayla karşı karşıyayım'' dedi.
Albay Dursun Çiçek'in serbest bırakılma gerekçelerini okuyan ve bu gerekçelerin hiçbirinin kendisine neden uymadığını öğrenmek istediğini belirten Köylü, yasa önünde eşitlik istediğini dile getirdi.
Tutuksuz sanık Yalçın Küçük de davanın Türk tarihinde önemli bir dava olduğunu ifade ederek, ''Bu davaya ne ad vereceğiz? 'Konuşmadım, görmedim davası' adını mı vereceğiz? Burası bir üniversite. Ben üniversiteye geliyorum. Acaba bir iddianamenin kaç yanlışını çıkartırsak, o iddianameyi çürütmüş oluruz? 50 yıldır yargılanan bir insan olarak, böyle bir iddianame görmedim. Ben hem Özden paşanın hem de Mustafa Balbay'ın günlüklerini okudum. Onlardan hiçbir şey çıkmaz'' diye konuştu.
Tutuklu sanık Mustafa Levent Göktaş'ın avukatı Hasan Gürbüz de 51 numaralı DVD'nin üzerinden hiçbir parmak izi çıkmadığını belirterek, cumhuriyet savcılarına ''Niçin delilleri karartıyorsunuz?'' diye sordu.
Gürbüz, DVD'nin kanıt olma niteliğini yitirdiğini savunarak, ''Bizzat soruşturmayı yürüten iddia makamı tarafından deliller karartılmıştır. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum'' dedi.
Avukat Gürbüz, diğer müvekkilleri Mustafa Koç ile Cengiz Köylü'nün de tahliyelerini istedi.
Duruşma, sanık avukatlarının taleplerinin alınmasıyla sürüyor.