T24 Ankara
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Adana’nın Aladağ İlçesi’nde bir cemaate ait olduğu iddia edilen öğrenci yurdunda çıkan yangında hayatını kaybeden aileler, dava süreçlerini takip eden Sosyal Hakları Derneği Başkanı Melda Onur’la birlikte TBMM’de basın açıklaması yaptı. Özkoç, yangında hayatını kaybeden çocuklardan Cennet’in günlüğünden, “Okula gitmem için sekiz günüm kaldı. 4. Sınıfı bitirdim. 5’e geçtim. Aladağ Süleymancılara gidiyorum. Annem ve babam benim için her şeyi yapıyorlar. Benim okumam için her şeyi yapıyorlar. Ben de okumak için her şeyi yapıyorum. Eğer ben okursam kardeşlerimi de okuturum” diye yazdığı bölümü okudu.
Özkoç şunları söyledi:
“Cennet 29 Kasım 2016’da kendisi gibi pırıl pırıl 11 arkadaşıyla beraber Süleymancıların yaptığı kaçak yurtta yanarak hayatını kaybetti. Aradan 2 yıl geçti. Cennet yok. Onunla birlikte yanan çocuklar yok. Ama sorumlular ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar. Cennet Karataş'ın annesi babası, ölen çocukların anne babaları o günden sonra her gün yanıyorlar. Onlar şimdi Sosyal Haklar Derneği’nden avukatlarıyla beraber adalet hiç olmazsa başka çocuklar yanmasın hiç olmazsa başka acılar yaşanmasın diye hayatlarını sürdürüyor.
Bakan yardımcısından randevu aldı
Ailelerin Adalet Bakanlığından randevu aldığını anlatan Özkoç, Bakan Yardımcısı ile görüşecekler. Bizim hiç mi suçumuz yok. Bizim bu yanan çocuklarımızla ilgili hiç mi sorumluluğumuz yok. Biz de muhalefet partisiyiz. Biz de onlar için yeteri kadar muhalefet edemediğimiz için, çocuklarımızı yeterince koruyamadığımızı için onların ve toplumun önünde onlardan özür diliyoruz. Bu ülke insanları daha iyisini hak ediyor. Böyle ağlayan anne babaları değil.
“Oracıkta yaktılar"
Özkoç’un konuşmasının ardından yangında çocuklarını kaybeden anne ve babalar konuştu. Mustafa Avcı, “İlçe Milli Eğitim Müdürü bizi Süleymancıların yurduna vererek bizim çocuklarımızı oracıkta yaktı. İl Milli Eğitim Müdürü de çocuklarınız Kozan’da olsa dahi yanardı diye tepki yaptı. Ondan sonra elini kolunu sallaya sallaya ortalıkta geziyor. İl, ilçe milli eğitim müdürlerini görevden bile almadılar. Çocuklarımızı Süleymancılar yurduna onlar verdiler. Oracıkta yaktılar. Avukatlarımızı, bizi duruşmada konuşturmuyorlar. Dışarı atıyorlar. Suçlular elini kolunu sallayarak dolaşıyor.
“Benim güveneceğim tek devlet. Ben adliye kapısından çıkarken adamlar yumrukla üstüme yürüyor”.
Aladağ Köprücük köyünden Sümeyye Yetim’in babası Ahmet Yetim de şunları söyledi. Bir tanesi yanarak kayboldu. Birisi yanarak kurtuldu. İki yıl oldu. İki yıldan beri bir karar verilmedi. Tek isteğim adalet. Geride kalan eşlerin dostların çocuklarının başına bir iş gelmesin. Bizim başımıza geldi. Biz bu çocuklar için 3-5 sefer İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş’ın yanına gittim. Bu çocuklar nereye dedim. 147’leri aradım. Bana kimse cevap vermedi. Ben çocuklarımı Süleymancıların yurduna vermezdim. Mehmet Aktaş dedi ki, çocuğunu özel yerde okutacaksan ev kirala okut dedi. Bende bu güç yok. Ben de 10 yaşında bir çocuğu kime güveneyim. Benim güveneceğim tek devlet. Ben adliye kapısından çıkarken adamlar yumrukla üstüme yürüyor. Böyle adalet olur mu?
Cennet Karataş’ın annesi Demet Karataş da şöyle konuştu:
5. Sınıftaydı kızım. O yurda verdim. Kuran belletiriz dediler. Biz de verdik başka yurt yok. Çaresizlikten o yurda verdik. Sonuna kadar şikayetçiyiz. Hiç bunun üstünü kapatırız diye düşünmesinler. Bizim ciğerimiz hala yanıyor. Gelin bize sorun. Milli Eğitim Müdürü hala alınmadı, Adana’ya tayin oldu. Acımız dinmedi. Suçlular dışarıda geziyor. Suçsuzlar yandı. Avukatlarımız ardımızda Allah razı olsun. Onlara güveniyoruz
“Bu gördüğünüz hal yoksulluğun istismarıdır”
Sosyal Haklar Derneği’nden avukat Can Atalay’ın açıklamaları da şöyle:
Bu gördüğünüz hal yoksulluğun istismarıdır. Türkiye’de insanlar yoksul dağ köylerinde yaşamak zorunda olabilirler fakat dün Fethullahçılara, bugün Süleymancılara veya başkasına yoksulların çocukları teslim edilemez. Eğitim kamusal olmalıdır eşit olmalıdır. Eğitim herkes için hak olmalıdır. Aladağ davası göz göre göre ölüme gönderilen 11 çocuk 12 insanın davası.
Aradan 1.5 yıl geçmeden tüm sanıklar tutuksuz. Sanık olması gerekenlerin önemli bir bölümüyle ilgili bir şey yok bu kabul edilemez. Bu insanlar yoksul olabilir ama devlet devletse yoksulluğun istismarına izin veremez. Dün Fethulahçılara sağlanan olanaklar bugün Süleymancılar veya başkalarına sağlanıyor. Bunun sonuçlarının ne olduğunu önceden görmeyenler 15 Temmuz’da gördü. Orsaı kaçak bir yurt. En üst katıyla ilgili kayıt yok. Yangın merdiveni kilitli. Bütün kapılar PVC. Her taraf lambiri ve halı. Elektrik kaçağı olduğu daha önceden biliniyor. BU ailelerin çocukları o yurtta bulaşık yıkamak zorunda bırakılıyor ve çocuklar düzenli olarak sudan ellerini elektrik çarptığını anlatıyorlar. Göz göre göre ölüme gönderiliyor bu çocuklar. Artık bunu kamuoyu vicdanına bırakmıyoruz. Bu insanlar adalete aç adalet istiyoruz.