AKP Adıyaman milletvekili ve Star gazetesi yazarı Mehmet Metiner, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Can Dündar ve Erdem Gül’e tahliye yolunu açan Anayasa Mahkemesi’nin ‘hak ihlali var’ kararına ilişkin yaptığı ‘’Karara saygı duymuyorum, uymuyorum’’ açıklamalarına atıfta bulunarak, Erdoğan’ın yetkilerini kullanarak Anayasa Mahkemesi’ne ihtar çektiğini ileri sürdü. Anayasa Mahkemesi’nin anayasayı çiğnediğini iddia eden Metiner, ‘’Cumhurbaşkanının yaptığı, yerel mahkemelerin ve bağımsız hakimlerin hukukunu korumaktır.’’ ifadelerini kullandı.
Metiner’in bugün (1 Mart 2016) ‘’AYM'ye Anayasa'yı çiğnediği için saygı duymuyoruz!’’ başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan “AYM kararına saygı duymuyorum, uymuyorum!” dediği için adeta muhalefet partileri tarafından lince tabi tutuldu.
AYM sever oldukları için, Erdoğan düşmanlığı adına ellerine bir koz geçirdiklerine inananlar, olmadık hakaretlerle yüklenmeye başladılar. Kendileri AYM için her türlü sözü söylerler, hatta hakaretlerde bulunmakta bile bir sakınca görmezler ama Cumhurbaşkanı Erdoğan kişisel bir kanaat belirttiğinde kızılca kıyamet kopartırlar ve birdenbire AYM savunucusu kesilirler. Böyle bir ikiyüzlülük örneğine başka bir demokratik ülkede rastlanır mı bilmem ama sahiden de bu muhalefet düşman başına diyorum bir kez daha.
***
Anayasa’nın 138. maddesini bir kez dillerine doladılar. Neymiş efendim, Cumhurbaşkanı nasıl olur da Anayasa'nın bu açık maddesine aykırı davranarak tavsiye ve telkinde bulunabilirmiş!
Nasıl olur da Cumhurbaşkanı AYM kararına saygı duymadığını söylermiş! Birinci argüman ile ikinci argüman birbirinden farklı. Tek tek ele alalım isterseniz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Anayasa'nın 138. maddesine aykırı bir fiil içinde değil. Çünkü mahkemelere hiçbir tavsiye ve telkinde bulunmuyor. Esas AYM 138. maddeye aykırı bir fiil içinde. Mahkemeye alenen tavsiye ve telkinde bulunmakla yetinmiyor, dahası ve en fenası süregiden bir mahkemeye esastan müdahale ediyor.
Yani iki hukuk cürmünü birden işliyor AYM.
Bir: Henüz iddianamesi bile okunmamış bir davaya müdahale ediyor. O davanın hakimlerine tavsiye ve telkinde bulunuyor.
İki: Yetkisi olmamasına rağmen mahkemeye esastan müdahale ediyor. Sadece tahliye kararı vermekle yetinmiyor, aynı zamanda iddianamenin yaslandığı iddiaları peşinen hükümsüz ilan ediyor. Yani mahkemeyi esastan hükümsüz hale getiriyor.
Birincisi, anayasayı çiğnemektir.
İkincisi, alenen ve resmen yetki gaspıdır.
AYM henüz süregiden mahkemelere bu şekilde müdahale edecekse o zaman yerel mahkemelere ve yüksek yargı organlarına ne gerek var?
Cumhurbaşkanının haklı ve yerinde eleştirisini fobik bir zihniyetle dillerine ahlaksızca dolayanlar nedense AYM’nin bu hukuksuzluğu için tek laf etmemektedirler.
***
Anayasa'nın 138. maddesi süregiden bir dava hakkında hakimlere tavsiye ve telkini yasaklıyor.
Bunu yapan Cumhurbaşkanı mı?
Hayır!
Cumhurbaşkanının yaptığı, yerel mahkemelerin ve bağımsız hakimlerin hukukunu korumaktır.
Çünkü AYM yerel mahkemeyi ve o mahkemenin bağımsız hakimlerini hükümsüz konumuna düşürüyor.
Kendini hakkı ve yetkisi olmadığı halde mahkeme yerine koyuyor.
Cumhurbaşkanının asıl itirazı buna.
Anayasa'nın 138. maddesi hiçbir organın bağımsız hakimlere ve mahkemelere tavsiye ve telkinde bulunmamasını emrediyor.
“Hiçbir organ, makam, mercii veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.”
Evet, 138. maddede böyle deniliyor.
“Hiçbir organ, makam ve mercii” ifadesinin içine AYM de girer.
Ama AYM kendini herkesin üstünde görüyor ve adeta kararlarıyla emir yağdırıyor.
İşte anayasayı çiğneyen ve düpedüz yetki gaspı anlamına gelen tutuma karşı Cumhurbaşkanı hukukun yanında yer aldığını ilan ediyor.
Cumhurbaşkanının dediği şudur:
“Ey AYM sen kendini mahkeme yerine koyarak Anayasa'nın 138. maddesini ihlal edip bağımsız mahkemelere tavsiye ve telkinde bulunmanın ötesinde emir ve talimat yağdırırsan karşında beni bulursun!”
Cumhurbaşkanının bu tepkisi Anayasa'nın kendisine verdiği yetkiyle alakalıdır.
Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini tanzim eden 104. madde açıkça şöyle der:
“Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milleti’nin birliğini temsil eder; Anayasa’nın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.”
Cumhurbaşkanının yaptığı tam da budur.
Bir devlet organı olarak AYM’nin yetki gaspında bulunmasını ve diğer organlar üzerinde düzeni ve uyumu bozacak bir davranış içine girmesini eleştiri konusu yaparak herkesin sistem içindeki yerine çekilmesi gerektiğini ihtar ediyor.
Bu alkışlanacak tavrı hakaretler eşliğinde eleştiri konusu yapanların demokrasi anlayışları da, hukuk anlayışları da hayli sorunludur.
***
Cumhurbaşkanına 138. maddeyi hatırlatan muhalefet partileri ne hikmetse 138’de belirtilen hükümleri kendileri alenen çiğnemekte hiçbir sakınca görmemektedirler.
İlgili Anayasa maddesi yasama organında hiçbir şekilde görülmekte olan davalar hakkında konuşulmayacağını emrederken o muhalefet partilerimiz sabah akşam Cumhurbaşkanının sözleri üzerinden görülmekte olan davalara müdahale etmekte, o davaların bağımsız hakimlere ağza alınmayacak hakaretler yağdırmaktadırlar.
Kendilerini tıpkı AYM yerine koyarak peşinen birilerini suçsuz ilan etmekte hiçbir sakınca görmemektedirler.