AKP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, CHP'nin 24 Haziran'daki seçimlerde cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'ye ilişkin olarak, "Siyaset bundan sonraki süreçte çok daha güçlü olacak. Muhalefet de, parti de artık güçlü siyaset yapmak zorunda. İftiraya, yalana yaslanarak siyaset yapamayacaklar. Bunu bize Muharrem İnce çok iyi gösterdi. Muharrem İnce’nin birazcık ayağı yere basan siyaset yapması CHP’yi darma duman etti" dedi.
Hürriyet'ten Hande Fırat'ın sorularını yanıtlayan Ünal,15 Temmuz anma etkinliklerinde Meclis’in halka açılacağını belirterek, “15 Temmuz’u millete bırakmak istiyoruz” dedi.
Ünal'ın Hürriyet'te yer alan açıklamaları şöyle:
“15 Temmuz’un birinci yıl anma törenleri çok önemliydi. Törenlerin Millet olma bilincimizi perçinlemesi gerekiyordu. 15 Temmuz’un iki önemli ayağı var. Bincisi millet iradesine, bağımsızlığımıza, demokrasimize dönük bir saldırı niteliğinde olması. bir diğeri de devleti ele geçirmek için harekete geçmiş bir saldırı olması. Bizim öncelikli olarak millet olma duygumuzun korunması gerekiyordu bu çok kıymetliydi. 15 Temmuz’un ortaya çıkarttığı en büyük şey ne diye sorsanız ben her kesimde oluşan toplumsal mutabakat zemini ve ilk kez bir siyasi liderin milleti ile beraber darbeleye direnmesi ve püskürtmesi idi. O gece Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde oluşan büyük mutabakat ülkemizi ve demokrasimizi korudu 1960’ da oluşan darbeler ve vesayet düzenine son verdi.İlk yıl kutlamalarında hedef olarak, ‘15 Temmuz gecesi bütün Türkiye millet olma duygusuyla kuşanmalı dedik. Gerçekten de tüm Türkiye o gece bir millet olma yani aynı duygular ve gelecek tasavvuru ile adeta kenetlendiler. Bu yılki törenlerinde 15 Temmuz ruhu korunarak sürdürülebilir olması gerekiyor.
15 Temmuz sabahı 81 ilde şehitlikler ziyaret edilecek, dualar edilecek ve yemek ikramları yapılacak. Cumhurbaşkanımız Külliye’de şehit yakını ve gazilerle bir araya gelecek ve o gün TBMM halka açılacak. O gün vatandaş gelsin orada o gün yaşanan mücadele anlatılsın, gece geç saatlere kadar halkımıza Meclis açık olsun.O gün Meclis’i millet korudu, o gün bizzat Meclis’i temsilcilere değil, millete açalım. O gece en güzeli milletin Meclisinin protokol olmaksızın millete açılması ile kutlanır. Çok güzel düşünüldü. Milletvekilleri o gün Meclis yerine illerinde olacak. Millet Meclis’te olacak.
"Son darbe ve vesayet odağı 15 temmuzda bertaraf edildi"
Sayın Cumhurbaşkanımız saat 22.00’da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde olacak ve bütün vatandaşımız bu etkinliğe katılacak. Cumhurbaşkanımızın vatandaşlarla bir arada olacağı bir program düzenlendi. 81 ilde millet demokrasi nöbeti tutulan meydanlarda bugünü anacak. 15 Temmuz bir millet destanı ve millete ait olmalı.
Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 16 yıllık millet iradesini egemen kılma mücadelesi başarıya ulaştı.
Türkiye demokrasi tarihinde darbe ve vesayet girişimlerinin sonuncusu fetöcü kalkışma oldu.Bu yapının o kadar çok yüzü var ki, sivil, özgürlükçü, hoşgörülü, kardeşlik diyen bir yüzü var. O yüzü ile insanlarla kurduğu ilişki var. Bu yüzünde din alimi gibi gözüküyor. Bir de istihbarat örgütleri ile ilgisi olan yüzü var. Bir diğer yüzü ise devletin içerisindeki bir takım operasyonların emrini veren devleti ele geçirmek isteyen bir yüzü olduğunu gördük.Çok farklı yüzleri ve ilişkileri olan bir yapı, son darbe ve vesayet odağı 15 temmuzda bertaraf edildi.
Erdoğan en çok nefret ettikleri siyasetçi
Türkiye’de son 40 yılda hiçbir siyasetçi yoktur ki bir sivil toplum örgütü görünüşlü bu yapı ile bir ilişkileri olmasın. Çünkü bu insanlar için, ‘bir çok ülkede okulları var, Türk kültürünü yayıyorlar’ diye düşünülüyordu.Masumane bu görüntünün arkasında bu ilişkilerden başka faydalar devşiren bir yapı olduğu ortaya çıktı.
Bu yapının gerçek yüzünün ortaya çıkmasıyla birlikte aslında ne yapıldığına bakmak gerekiyor. Bize diyorlar ki; ‘Siz düne kadar bu yapı ile kol kolaydınız’. Biz bunlarla kol kola değildik. Biz iktidara geldiğimizde bunlar bir STK görünümündeydiler. Geçmişte siyasetçilerle nasıl ilişki kurdularsa bizimle de o şekilde ilişki kurdular. Kaldı ki Recep Tayyip Erdoğan en çok mesafeli duran ve en çok nefret ettikleri siyasetçidir.
"Çarşaf liste yaparsanız yargı birilerinin eline geçer dedik"
Biz bunları ilk defa 2010 yılında 26 maddelik bir anayasa paketi ile vesayet in kırılması, özellikle yargı vesayetinin kırılmasına dönük bir halk oylaması yapıldı. Orada gözden kaçırdığınız bir şey var,. Orada biz dedik ki bu HSYK kendi içinde kendini seçiyor. 12 bin 500 Hakim ve Savcı birer kişiye oy versin dedik. Bunlar da çarşaf liste yapalım dediler. Biz de çarşaf liste yaparsanız yargı birilerinin eline geçer dedik. Sonrasında CHP bu düzenlemeyi anayasa mahkemesine götürdü. Bizim her bir savcının bir kişiye oy verme esasını iptal etti ve çarşaf listeyi kabul etti. Bunun bir operasyon olduğu çok net bir şekilde sonuçları itibariyle de ortaya çıktı. Bu olay vesayetten boşalan alanları ilk doldurma adımıdır. İlk ciddi adımlarını burada atmışlardır.
"İhanet çetesi olduğu ortaya çıktıktan sonra gereğini yapmayanlara bakmak lazım"
İkinci sinyal ise MİT krizi ve Hakan Fidan’a yapılan hamledir. Bunlar bu operasyonu gizli saklı yapmışlar. TBMM duruma el koydu ve durumu bertaraf etti. Üçüncü nokta kolluğun savcılığın ve hakimin paralel olduğu 17-25 Aralık yargı darbesi girişimi. Dershanelerin kapatılması sürecinde bu girişimi öne çektiler. Bunu bir yargı darbesi ile hallederiz dediler ama sert kayaya çarptılar. Başarısızlığa uğradıkça öfkeleri daha çok arttı ve öfkeleri arttıkça daha çok hata yaptılar. 17/25 Aralık’tan sonra kimin ne olduğuna bakmak gerekir. Siz onlarla kol kolaydınız diyenler Esed ile de kol kolaydınız diyorlar. Evet Esed ile de görüşüyorduk. Ama Esed bize demokratikleşmek istiyorum bana yardım edin diyordu. Halkına ateş ettiğinde dedik ki “bizim halkını katleden bir adamla işimiz olmaz” Bunlar da bir STK görünümündeydiler bir gün baktık ki ihanet çetesi ve gereğini yaptık. İhanet çetesi olduğu ortaya çıktıktan sonra gereğini yapmayanlara bakmak lazım.
"HDP’nin durumu biliyor, CHP neden onlar gibi konuşuyor"
Türkiye’ye dönük kara propaganda önce bir düşünce kuruluşunda tartışılıyor, sonra makale haline geliyor, sonra değişik iletişim mecralarında dolaşıma sokuluyor. Mesela Türkiye IŞID’e destek oluyor yalanı ortaya atıldı. Sonra bu söylemi hangi kanallardan yaydıklarını takip ettiğinizde. Önce yurt dışında pişiriliyor, sonra bir yazı referans alınıyor sosyal medyada dolaşıma giriyor, ardından belli televizyonlar bunun haberini yapıyor. Ama en önemli operasyon yurt dışı değil, yurt içi operasyon. Konu içeride konuşulmaya başlandığı anda tekrar içeriden dışarı servis ediliyor. CHP de HDP de bu işi konuşuyor. Bunların hepsini veriye dayalı söylüyorum. 2013 yılında Erbil’de FETÖ ilk kez PKK ile temas kurdu. Ekrem Dumanlı ve bir kaç kişi Diyarbakır Büyük şehir belediyesini ziyaret ettiler. Bu aslında yurt dışına dönük bir ittifakmesajıydı.
"CHP’yi kriminalize etmek istemiyoruz"
Türkiye karşıtı yapıların 2012’den itibaren yavaş yavaş bir araya getirildiğini görüyoruz. Özellikle 2013’den sonra PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP’nin dilini biliyoruz. Burada biz Atatürk’ün kurduğu partinin, CHP’nin Türkiye karşıtı yapıların dili ile konuşmasını hazmedemiyoruz. CHP’yi kriminalize etmek istemiyoruz. CHP son 5 yıldır bunların dili ile konuşuyor. 15 Temmuz’un ruhunu karalamak için herşeyi yaptılar. Böyle yapmamaları gerekirdi. 15 Temmuz, bütün ayrılıklarımızı bırakarak bir toplumsal mutabakat imkanı sundu bize. O gece Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bu milletin cesareti ve direnişi olmasaydı bugün bu ülke olacak mıydı?
"OHAL kalıcı hale gelmiyor, Fransa'daki gibi katı bir düzenleme düşünmüyoruz"
OHAL kalıcı hale gelmiyor. Fransa’da da uzun süren OHAL’in ardından bir düzenlemeye gidildi. Biz Fransa’da olduğu gibi bir katı düzenleme düşünmüyoruz. Güvenlik riskimiz kat be kat fazla olduğu halde.
İçinde bulunduğumuz bölgede 9 bölge yönetilemez durumda, 4 tanesi devlet olma niteliğini yitirmiş durumda biz bu bölgede demokrasimizin güvenliğini korumalıyız. Yapılacak düzenleme her ne olursa olsun, bu düzenleme özgürlük güvenlik dengesi çerçevesinde yapılacaktır. Bizim HDP’nin CHP’nin bağırmasına kulak verip terörle mücadelede bir zaaf asla oluşturmamamız gerekiyor. Artık terör örgütleri konusunda HDP kesin ama CHP şaibeli durumda. Demokrasimizi korumak, Devletin yanında olmak kötü birşeymiş gibi bir algı oluşturuyorlar.
"CHP ittifakı en başta yok etti"
Onların hayal bile edemeyecekleri bir oy aldık. Cumhur ittifakı masa başında oturup pazarlıkla yapılmış bir ittifak değildir. 15 Temmuz sonrası oluşan toplumsal mutabakatın ve millet aklının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Benzemezler ittifakı masa başı bir ittifak olduğu için Nasrettin Hoca’nın dediği gibi ‘Yorgan gitti kavga bitti’. Bunlarda dağıldılar. CHP tarafından ittifak en başta yok edildi. CHP bu süreçte HDP’yi stratejik ortak haline getirerek ittifakı bozdu.
FETÖ’nün devlete etkisini konuşuyoruz. FETÖ’nün şuanda devlette oluşturduğu hasar büyük oranda ortadan kaldırıldı sistem değişikliği ile de birlikte. Biz asıl FETÖ’nün toplumsal alanda inançlar sisteminde dini hayatımıza verdiği tahribatı daha çok konuşmamız gerekiyor. Bir dini grup üzerinden insanlarda değerler ve inanç sistemi üzerinden oluşturduğu tahribatı da bundan sonra sıkça konuşmamız gerekiyor.
"İnce’nin ayağı yere basan siyaset yapması CHP’yi darma duman etti"
Türkiye güçlü etkin bir yürütmeye kavuştu. Birilerinin birilerinin paçasından tutup çekmediği bir süreç başlıyor. Siyaset bundan sonraki süreçte çok daha güçlü olacak. Muhalefet de, parti de artık güçlü siyaset yapmak zorunda. İftiraya, yalana yaslanarak siyaset yapamayacaklar. Bunu bize Muharrem İnce çok iyi gösterdi. Muharrem İnce’nin birazcık ayağı yere basan siyaset yapması CHP’yi darma duman etti. İnce ‘Yenilgiyi kabul etmeyenler zafere hazırlanamazlar’ dedi. Bu cümle CHP siyasetinde bence bir dönüm noktasıdır. İnce’nin tek cümlesi CHP’de kırılma oluşturdu.