T24 - CHP Genel Başkan Yardımcısı Ayata, Türkiye’deki ayrışmanın tehlikeli boyutlara ulaştığını söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata, “yurttaşların kardeşliği projesi” olarak nitelendirdiği “aile sigortası” ve “sivil toplum”dan sonra “gençlik, demokratikleşme paketi, eğitim, dış politika, Doğu ve Güneydoğu kalkınma planı ve sosyal gelişme” projelerini de kamuoyuyla paylaşacaklarını açıkladı. Cumhuriyet gazetesinde yer alan haber şöyle:
Ayata, “AKP’nin giderek otoriterleştiğini, görülmemiş bir siyasi kirlenme yaşandığını” vurgulayan Ayata, “Biz çok sancılı da olsa askeri vesayet meselesini aştık, bundan sonraki mesele sivil iktidarın gücünün demokratik güçler dengesiyle sınırlandırılmasıdır” dedi. “Türkiye’deki ayrışma”nın boyutlarına dikkat çeken Ayata, “Toplum sadece senin-benim mahallem değil; senin-benim sermayem, sendikam, medyam diye ayrışıyor” görüşünü dile getirdi. Ayata, “CHP’nin artık özgürlükçü demokrasinin lokomotifi olduğunun” da altını çizdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata, sorulan sorulara şu yanıtları verdi:
Aile sigortası hedef kitlesine ulaştı mı? Yoksullar “Her ay kadına 600 lira verilecekmiş” diye konuşmaya başladı mı?
Medya ilgisi, TV’lerde tartışma konusu olması, gerçek ihtiyaç sahiplerine projenin ulaşması anlamına gelmez. Aile sigortası projesinin hazırlanmasına gösterilen özenin, emeğin binlerce katı bunun hedef kitleye ulaştırılmasına verilecek. Parti örgütü ve 20 bin dolayında gönüllü bu konuda eğitilecek. Ödemenin doğrudan kadına yapılacak olması toplumda kadını güçlendirmek açısından büyük önem taşıyor. Bu yönüyle proje toplumsal cinsiyet eşitliği projesi. Yoksulların yoğunlaştığı bölgeler Karadeniz, Orta Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu. Aile sigortası bu bölgelere ciddi bir gelir girişi anlamına gelecek. Bu proje, Doğu, Güneydoğu’ya dönük bir ekonomik sübvansiyondur aynı zamanda. Demokrasi kültürünün gelişmesi için güçlendirilmiş bireye ihtiyaç var. Aile sigortası demokrasinin yerleşmesine katkıda bulunan bir sistem. Sadece sosyal bir proje de değil, ekonomide üretkenliğin artmasına da katkısı olan bir proje. Ayrıca ben, bu projeye “yurttaşların kardeşliği projesi” diyorum. Biz kendimizden ayrı olanları unutuyoruz, çok ayrışmış mekânlarda yaşıyoruz. Bu tür projeler başkalarının durumunu da dikkate alarak tüm yurttaşlar arasında olması gereken kardeşliğin hatırlanmasıdır. Mevcut sistemde de yardım yapılıyor. Ancak biz bu konuya minnet borcu getiren bir yardım değil, bir yurttaşlık hakkı olarak bakıyoruz.
Aile sigortası kaynağı
- Toplumdaki kutuplaşmanın önlenmesine de bir katkısı olabilir mi?
- Yoksulluk birkaç önemli toplumsal soruna yol açıyor. 1. Aile dahil, toplumsal çözülme. Yoksul aileler sadece manevi nutuklarla çözülmeyecek derecede ağır problemler yaşıyor, öldürülen kadın sayısındaki artışa, aile içi şiddete, suça bakalım. Bunlar ne zaman oluyor? Maneviyatı en üst düzeye çıkarıyorum diyen bir iktidar döneminde oluyor. Ailenin sarsıntısını durdurmak lazım. Türkiye’nin en ciddi sorunlarından biri -başta kadınlar olmak üzere- depresyon sayısındaki artış. 2. Kimlik sorunları. Yoksulluk, yoğun ekonomik sorunlar, etnik gerilim ve çatışmayı besleyen temel faktörler. Çatışmaları daha ılımlı bir yere çekme kapasitesi de var bu projenin.
- Tartışmalar ‘kaynak’ konusunda odaklandı.
- Aile sigortasına tahsis edilecek ekstra kaynak 7-8 milyar lira dolayında. Kadın-erkek eşitliği, bölgesel farklılıkların azaltılması için, barış için, toplumun daha üretken olması için 8 milyar harcanamaz, diyenler düşünsün neyi eleştirdiklerini. Bunu eleştirenler şunu düşünsünler: Bu iktidar zamanında 7-8 milyar liralar nerelere harcanıyor? Bütçenin yüzde ikisinden az bir oran. Bu kaynağı yaratmak için her fasla bakabiliriz, bu bizim önceliğimizdir. Sayın Genel Başkan, Milli Savunma Bakanlığı bütçesi de buna dahil olabilir, dedi. Önce sosyal devlet diyen bir siyaset anlayışı için, bu kadar küçük bir miktarın bulunmaması söz konusu olamaz.
‘Önceliğimiz yoksullar’
- CHP bu tür projelerle seçmen kitlesini genişletebilecek mi?
- Eğer memurdan kamu bürokrasisinde çalışanları anlıyorsak, AKP’nin dokuz yıllık kadrolaşmasının CHP’yi devlet partisi olmaktan çıkarttığını söyleyebiliriz. CHP memur oyu alıyor ama daha çok oy aldığı kesim özel sektörün beyaz yakalılarıdır. Hizmet sektöründe çalışanlar ağırlıkta. CHP., bir büyük sermaye partisi, zenginlerin partisi değil; orta sınıf partisi. Orta sınıf nüfusun eğitimli kesimi. Bilgi toplumunun çekirdek kesimi ağırlıklı olarak CHP’ye oy veriyor. CHP tabanında var olan bu bilgi yoğunluğunu kullanan projelerle halka gitmeli. Aile sigortası bu anlamda çok önemli. Çünkü bu birikimin ürünü.
- Yoksulların teorik olarak sola oy vermesi beklenir. Neden bu gerçekleşmiyor?
- Bu önerme doğru olmakla birlikte, bize başka bir dönemi anlatıyor. Sosyal demokrasinin son yükselme döneminde bunlar esas olarak hangi oylarla yükseldi? Bilgi ekonomisinin, hizmet sektörünün oylarıyla yükseldiler. Bunu göz ardı etmemeliyiz. Ama CHP kent yoksullarından, kırsal yoksullardan alması gerektiği kadar oy alamıyor. Bu çok doğru. Bunun üzerinde öncelikle duruyoruz.