Gündem

Ahmet Türk: Hareket, Öcalan'ı satmaz

Ahmet Türk, DTP'nin başındayken kendilerinin de Kürt sorununun çözümü için etkisiz kaldıkları anlar olduğunu söyledi.

23 Haziran 2010 03:00
T24 - Kapatılan DTP'nin lideri ve siyasi yasaklı Ahmet Türk, "açılım bitti" söylemini paylaşmazken, hükümetin Kürt meselesinde kararlılığı olmadığını, projelerinin bulunmadığını söyledi. duygusal atmosferin olduğu ve silahların konuştuğu bir dönemde demokratik siyasetin çok etkisi olmayacağını dile getiren Türk, PKK'nın en son gerçekleştirdiği ateşkesin taktiksel bir ateşkes olmadığını belirtti.

Milliyet gazetesinden Serpil Çevikcan'ın kapatılan DTP'nin Genel Başkanı ve siyasi yasaklı Ahmet Türk ile gerçekleştirdiği "Ateşkes taktik değildi" başlığını taşıyan söyleşi şöyle:


Ateşkes taktik değildi


Ahmet Türk’ün, BDP’nin mevcut yöneticilerinin “açılım bitti” söylemini paylaşmadığını gördük. Söylemlerinde git gide “şahinleşen” BDP’nin, bu dönemde Türk’le yeterince yakın olmadığı anlaşılıyor

Kapatılan DTP’nin Genel Başkanı, siyasi yasaklı Ahmet Türk’le son gelişmeleri izlediği evinde sohbet ettik. PKK saldırılarının tırmanmasının ardından kendisine yönelik tehditler çok artmış. Emniyet, “ciddi tehditler var, koruma verelim” diyorsa da Türk istemiyor.

Demokratik açılım sürecindeki en kritik görüşmelerde taraflardan biri Ahmet Türk’tü. Habur kazasıyla büyük darbe alan açılımın ilk günlerinden, Türkiye’nin her gün şehit cenazesinde buluştuğu bu günlere nasıl geldiğimizi bir de O’nun penceresinden dinledik. 

Türk’ün, BDP’nin mevcut yöneticilerinin “açılım bitti” söylemini paylaşmadığını gördük. Söylemlerinde gitgide “şahinleşen” BDP’nin, bu dönemde Türk’le yeterince yakın olmadığı anlaşılıyor.


‘Başbakan’a söyledik’


Türk, işin başında hata yapıldığını söylüyor:

“Habur’da bir olay olmadı. Evet bir kalabalık oldu, bir sevinç dalgası yükseldi. Biz ilk günden sayın Başbakan ile yaptığımız görüşmede şunu söyledik: Eğer cesur ve kararlı davranmazsanız, muhalefet de, diğer kesimler de bunu bozmaya çalışacak. ‘Kurtlar puslu havayı sever’ dedim. Kararlılık yoktu, Kürt meselesinde hazırlıklı değildi, proje yoktu. ‘Çözüm nerededir, kimdedir’ değerlendirilmedi. İçişleri Bakanı’yla görüşmelerimizde, ‘Açılım konusunda sıkıntılar var. Lütfen biraz sakin, sabırlı olun, hassas bir süreç’ diyordu. Bunun ötesine geçemedik.”


‘Biz de yapamadık’


Peki, DTP-BDP hazırlıklı mıydı? Samimi miydi? Türk’ün yanıtı şöyle:

“Dürüst konuşmak lazım. Duygusal atmosferlerin olduğu, silahların konuştuğu bir dönemde demokratik siyasetin çok etkisi olmaz. Demokratik siyasetin güçlenmesine de aslında izin verilmedi. Biz de bu konuda sürece gerçekten ne kadar katkı sunabildik bunu da tartışabiliriz. Elbetteki bu konuda etkimizin olmadığı, hatta yapmak istemediğimizi yapamadığımızı biliyoruz. Biz de halk taleplerini gündeme getirecek bir süreci yakalama şansına sahip olamadık.”


‘Ateşkes taktiksel değildi’


Türk, “Örgüt sizin eşbaşkan olduğunuz dönemde elinizi güçlendirecek bir politika izledi mi” sorumuzu şöyle yanıtladı:

“Geçmişte de ateşkes ilan edildi. ‘Bu sadece taktik bir ateşkes olayıdır’ diye değerlendiriliyordu. Ama ben son ateşkes adımlarında gerçekten herkesin buna hazır olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle son süreci taktiksel bir ateşkes olarak değerlendirmiyorum. Herkes bir beklenti içine girmişti. Adımlar atıldığı takdirde silahların gündemden kalkması için yeni bir dönem başlayabilirdi. Örgüt ateşkeste samimiydi.”


‘Öcalan’ın gücü var’


Açılım, sorunun Abdullah Öcalan’ın koşullarına endekslenmesinin kurbanı mı oldu? Öcalan’ın süreçteki rolü ne ölçüde belirleyiciydi? Türk’ün değerlendirmeleri şöyle:

“30 yıllık bir süreç, bunun öncülüğünü yapmış kesimler var. Herkes biliyor ki PKK, Öcalan ikna edilmeden ve bazı şeyler yapılmadan BDP kendi başına, ‘Ben bunu çözdüm, ben bunları kabul ediyorum’ diyecek noktada değil. Benim elimde silah yok ki susturayım. Bir gerçeği ifade ediyoruz. Adres göstermiyoruz. 7 ay, 8 ay bu çatışma ‘geliyorum’ diyordu. Hep erteleyen Öcalan oldu. Bunun çok iyi görülmesi gerekiyor. Tabii ki bir diyalog beklentisi vardır. Bir hareketin lideri de olsa sonuçta her insanın belli bir gücü var. Gücünü aşan bir noktaya geldiği zaman susmak ya da ‘Siz ne yaparsanız yapın ben karışmıyorum’ gibi bir noktaya gelmek durumundadır.


Hareket Öcalan’ı satmaz


Geçmişin acılarının son bulmasını istiyorsak; Öcalan 12 yıldır hücrede, bir hareketin lideridir. Hareket Öcalan’ı satmaz. Binlerce insan meydanlarda ‘Biji Öcalan’ diyor.”


‘Barzani bitsin istiyor’


Türk, Kuzey Irak Kürt yönetimi lideri Mesut Barzani’ye haksızlık edildiğini düşünüyor:

“Barzani ile görüşüyoruz. Bu meselenin silahlarla çözülmeyeceğine inanıyor. Haksızlık yapılıyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 1 milyonluk güvenlik gücü varken Barzani 100 binlik bir güçle ve çok hafif silahlarla bunu nasıl koruyacak?”


‘Kürtler inisiyatif almalı’


Yeni bir açılım sürecinin hemen başlaması gerektiğini vurgulayan Türk, şu çağrıda bulunuyor:

“Çok hızlı bazı çalışmaları yapmak lazım. Özellikle BDP’nin bölgedeki bütün sivil toplum örgütleriyle bir toplantı yapması gerekiyor. Siyasiler, sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri devreye girmeli. Bu işin farklı çözümü yok. Yeniden ortak akılla bir durum değerlendirmesi yapmamız lazım. Kürt siyasetçilerin inisiyatif alması çok önemli. Böyle sürerse Kürtlerde de Türklerde de çürüme olur. Asıl tehlike o. Açılımı açılım olarak saymasak bile ‘bitti’ demiyorum.”