Star yazarı Ahmet Kekeç, köşe komşusu Ahmet Taşgetiren'in CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun öncülüğünde, partinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanması sonrası başlatılan "adalet yürüyüşü" ile ilgili olarak kullandığı "69 yaşında bir direnç yürüyüşüdür bu" ifadesine tepki gösterdi. Kekeç, "Yazık, hakikaten çok yazık" diye yazdı.
Star yazarı Taşgetiren: 69 yaşında bir direnç yürüyüşüdür bu; CHP tabanının ötesinde karşılık bulur
Ahmet Kekeç'in "Star yazarı neyi destekliyor?" başlığıyla yayımlanan (20 Haziran 2017) yazısı şöyle:
Dalga geçecek, eskilerin tabiriyle “istihfafla” bakacak, “Ne güzel, spor yapıyorlar işte... Yürüsünler, açılırlar...” diyecek halimiz yok.
Fakat, “adalet” talep eden bir “yürüyüş”ten daha fazlası bu...
Bunu görelim.
Bunu, “69 yaşında bir direnç yürüyüşüdür bu” diyen ağabeylerimiz de görsün.
Kimsenin adalet filan istediği yok.
FETÖiçin yürüyorlar.
Suç ortaklıkları ortaya çıkmasın diye yürüyorlar.
İltisaklı elemanlarını yargının elinden kurtarmak için yürüyorlar.
Delil karartmak için yürüyorlar.
Yeni 15 Temmuz’lara kapı aralamak için yürüyorlar.
Bir kez daha FETÖ yalanlarının altını çizmek ve meseleyi uluslararası platformlara taşımak için yürüyorlar.
69 yaşında bir direnç yürüyüşü...
Öyle mi?
İki cümlesinden biri “20 Temmuz darbesi” olan, 15 Temmuz’daki rezil darbe girişimini unutturmak için elinden gelen her melaneti sergileyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun “direncinden” nasıl bir “haklı adalet talebi” yükseliyor olabilir?
Bugüne kadar bütün adalet taleplerini ucuz sloganlarla bastırmış bir partinin müntesipleri mi sağlayacak adaleti? Cumhuriyet tarihinin en adaletsiz hükümetlerini kurmuş CHP mi yapacak bunu?
Bu partinin “adaletsiz yöntemlerle” (rezil bir “kaset” kumpasıyla) yönetime gelmiş genel başkanı ve onun çakma “Gandi yürüyüşü” mü oluşturacak muhtaç olduğumuz adalet iklimini?
Ne adaleti?
Hâlâ “Siz DEAŞ’a silah gönderiyordunuz” diyorlar.
Hâlâ “Lahey’de yargılanacaksınız, ellerinizde kelepçe görmek istiyoruz sizin” diyorlar.
Hâlâ “15 Temmuz kurguydu...” diyorlar.
Hâlâ, şehitlerimizden bahisle, “Erdoğan’ın itleri” nitelemesini kullanıyorlar. (Bunlar, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünden görüntülü diyaloglar. Küçük bir “google” taramasıyla ulaşabilirsiniz.)
Hâlâ FETÖ’nün darbedeki rolünü görmüyorlar.
Hâlâ “Savaş suçlusu Erdoğan” göndermesi yapıyorlar.
Son “Lahey” ve “savaş suçlusu” göndermesini CHP Grup Başkanvekili Engin Altay yaptı...
Kılıçdaroğlu’na “yürüyüş” kararının dikte edildiği saatlerde, Çağlayan Adalet Sarayı önünde bekleyen gazetecileri topladı ve “aynen” şöyle dedi: “Bugün görüşülen bu dosya Recep Tayyip Erdoğan'ın uluslararası mahkemelerde savaş suçlusu olarak yargılanmasının ana zeminini oluşturan bir dosyadır aynı zamanda. Gün gelecek, bugün milletvekilimizi tutuklama kararı olarak işlem yapılan bu evraklar, bu dosyalar nedeniyle Recep Tayyip Erdoğan uluslararası mahkemelerde savaş suçlusu olarak yargılanacaktır.”
Demek ki, “69 yaşında” sergilenen bu “direnç”, aynı zamanda, Erdoğan’ı uluslararası mahkemelerde yargılatma kararlılığının bir ifadesiymiş.
Demek ki mesele “adalet” değilmiş.
FETÖ’yle bağlantılı “elemanları” için yüzlerce kilometre yol tepmeyi göze alan Kılıçdaroğlu, partisinden milletvekili seçilen gazeteciler Ergenekon kumpasından içeri tıkılıp sorgusuz sualsiz 5 yıl tutuklu bırakıldığında, bırakın “yürümeyi”, FETÖ’nün kalbine saplanacak sert bir açıklamayı bile çok görmüştü.
Şimdi adalet için yürüyor ve bu çakma eylem, “69 yaşında bir direnç yürüyüşüdür bu” diyen ağabeylerimiz tarafından, 28 Şubat sürecinin “özgürlükler için el ele yürüyüşü”yle eş değer tutuluyor.
Yazık.
Hakikaten çok yazık!
Hamiş
15 Temmuz’da darbe destekçiliği yaparken suçüstü yakalanan Halk TV, önceki gün, “Star yazarından Kılıçdaroğlu’nun adalet yürüyüşüne destek” diye sürekli altyazı geçti. Bu durum bir tavzih yahut tekzibi gerektirir mi? Bunu da “yürüyüş destekçi”si ilan edilen Star yazarı düşünsün.