Medya

Ahmet Hakan: Avrupa Parlamentosu, IŞİD sergisi de açsın

AP'de, Abdullah Öcalan, PKK ve PYD mensuplarının fotoğraflarının yer aldığı bir sergi açılmıştı

14 Temmuz 2016 13:58

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Avrupa Parlamentosu'nda açılan Abdullah Öcalan, PKK ve PYD mensuplarının fotoğraflarının yer aldığı sergiye dair yazdı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın sergiyle ilgili olarak "Kendilerine Nusra Cephesi, Hizbullah ve eli kanlı Esed rejimi sergilerini de açmalarını tavsiye ediyoruz" demesinin ardından Ahmet Hakan "Avrupa Parlamentosu, IŞİD sergisi de açsın. PKK için fotoğraf sergisi açan Avrupa Parlamentosu, aynı serginin bir benzerini niçin IŞİD için açmaz?" diye sordu. 

Ahmet Hakan'ın Hürriyet gazetesinin bugünkü (14 Temmuz 2016) nüshasında yayımlanan 'Suriyelilerle ilgili 10 maddelik racon' başlıklı yazısı şöyle:

BİR: "Suriyelilere vatandaşlık verilmesin" demek, nefret söylemi falan değildir. Suriyelilere kucak açmak ayrı şeydir, vatandaşlık vermek ayrı şeydir.

*

İKİ: “Bunlar ha bire ürüyor” demek, “Bunlara su yok” demek, “Ülkemde Suriyeli istemiyorum” falan demek... Aşağılık faşizmin ve nefretlik ırkçılığın dik âlâsıdır.

*

ÜÇ: Suriyelilere insanlık namına kucak açtıklarını söyleyenlerin, “kalifiye Suriyeli” ya da “nitelikli Suriyeli” arayışına kalkışması tek kelimeyle ayıptır.

*

DÖRT: Türkiye’de bulunan 3 milyon Suriyelinin üçte ikisi çocuktur... Dolayısıyla “Bunlar vatanlarını sattı, savaştan kaçtı” diyerek genellemeler yapmak kabul edilemez.

*

BEŞ: Temel insan hakları, referandum konusu yapılamaz. Ancak vatandaşlık meselesi, temel insan hakkı değildir. Dolayısıyla vatandaşlık, referandum konusu yapılabilir.

*

ALTI: Avrupa’ya “Bizi kızdırmayın, Suriyelileri otobüslere doldurup sizin oralara postalarız” diyenler ile Sözcü gazetesinden Suriyeli aşağılaması yapanlar aslında emmioğludur.

*

YEDİ: Suriyelilerin yüzde 80’inin CHP’ye oy vereceği kesin olsa... Bugün CHP ne diyorsa AK Parti onu der, AK Parti ne diyorsa CHP onu der... Yani mesele insanlık falan değildir.

*

SEKİZ: Sınanmamış ve test edilmemiş şişinmelerin pek bir anlamı yoktur. İşte bakın: En küçük bir denemede... “Türkler hiç ırkçılık yapmamıştır” ya da “Biz çok misafirperver milletiz” tezleri nasıl da yıkılıverdi.

*

DOKUZ: Öfkenin, kızgınlığın, itirazın adresi mülteciler olamaz, olmamalı... Doğru adres: Bu insanları mülteci konumuna düşüren politikaları uygulayanlardır.

*

ON: Suriyelilere ücretsiz TOKİ evleri veriliyor diye Suriyeli sığınmacılara yüklenilemez. Yüklenilecekse... TOKİ evlerini ücretsiz verenlere yüklenilmelidir.

 

Suudi Prensi'nden intikam almışım

 

ADAM şunu yazmış köşe yazısında:

“Ahmet Hakan geçen sene ramazanda teknede yakalanmıştı. O yüzden Suudi Prensi’ni gündeme getirip intikam almaya çalışıyor”.

*

Bizim tekne fotoğrafını çekip anında “havuz medyası”na servis eden Reza Zarrab idi.

*

Dostum Savcı Bharara’yı aradım, “yakala şu Reza’yı, bas tutuklamayı” dedim, o da yakalayıp tutuklattı.

Yani ben o intikamı çoktan aldım be koçum!

*

Ayrıca ben kendi memleketinde kadınlara günah diye araba bile kullandırtmayıp başka memleketlerde 10 mankenle âlem yapan prens miyim a be şaşkoloz?

*

Gerçi prensleri severim, benim de çok prens arkadaşım var ama o ayrı konu.

 

Ne oldu ona?

 

Bir stratejik derinlik vardı, ne oldu ona?

*

Bir Kiziroğlu vardı, ne oldu ona?

*

Bir Selam olsun Kudüs’e vardı, ne oldu ona?

*

Kısacası... Bir Davutoğlu Ahmet Hoca vardı, ne oldu ona?

 

Bahoz

 

“ÖLDÜRÜLMEDİĞİ halde öldürüldü demeyin... Adamı durup dururken 7 canlı yapmayın... Kendi güvenirliliğinizi sarsmayın...” diyoruz.

Adam çıkmış...

“Vay! Demek sen Bahoz’un öldürülmesinden üzüntü duyuyorsun ha... Seni gizli Bahoz’cu seni” diyor.

*

“Bi’ yürü git” demekten başka diyecek bir şey bulamıyorum.

 

Kafalar çok karışık

 

Bir yetkili “Suriyelilere TOKİ’den bedava ev yok” diyor... Bir başka yetkili “Suriyelilere bedelsiz ev vereceğiz” diyor.

*

Bir yetkili “Esad gitmeden Suriye ile barış olmaz” diyor... Bir başka yetkili “Suriye ile de barışacağız” diyor.

*

Bir yetkili “Mısır’la normalleşme söz konusu bile değil” diyor... Bir başka yetkili“Heyetlerimiz Kahire’ye doğru yola çıktı bile” diyor.

*

Fetret Devri’nde bile kafalar bu kadar karışık değildi.

Allah sonumuzu hayretsin.

 

Bu fotoğrafa iyi bakın

 

Fotoğrafın konusu: İngiltere’nin müstafi Başbakanı Cameron, resmi lojmanını boşaltırken eşyalarını taşıyor.

*

Fotoğrafın mesajı: Kibirden uzaklık, tevazu, kendine kıymet vermemek gibi erdemler bizim kitapta var ama uygulama bu adamlarda.

 

Biraz indirim yap da bari sürümden kazan

 

RAHMETLİ babam, sıkı pazarlıkçıydı.

“Pazarlık sünnettir” der ve sonuna kadar mücadele ederdi inatçı esnafla.

En sevdiği argüman ise şuydu:

“İndir şu fiyatı... Sürümden kazanırsın yahu”.

*

Rahmetli babamın sünnetini takip ederek...

Ben de “esnaf devlet”e aynısını söylüyorum:

Yahu şu Osmangazi Köprüsü’nün fiyatını biraz indirin kardeşim.

Sürümden kazanırsınız sürümden.

 

Avrupa Parlamentosu IŞİD sergisi de açsın

 

AVRUPA Parlamentosu’nda PKK ve PYD fotoğraflarından oluşan bir fotoğraf sergisi açılmış.

Hem de törenle...

*

Canlı bomba desen... PKK’da da var.

Masum insanları katletmek desen... PKK’da da var.

Tonlarca bombayla feda eylemi yapmak desen... PKK’da da var.

Madem öyle...

PKK için fotoğraf sergisi açan Avrupa Parlamentosu, aynı serginin bir benzerini niçin IŞİD için açmaz?

Hem böylece “çifte standartçı” suçlamasından da kurtulurlar.

*

Hadi Avrupa Parlamentosu!

Göster kendini.