İçişleri Bakanı Muammer Güler, Hrant Dink cinayetinde ihmali bulunduğuna ilişkin görüşleri yaptığı bir açıklamayla yanıtladı. Güler,“Kişilik haklarımıza bu konuda yapılan saldırıların hepsini de yargı mercilerine taşıyacağımı ifade etmek istiyorum” diyerek hakkında iddiada bulunanları dava etmekle tehdit etti. Agos, Dink cinayetinde hiçbir sorumluluğu olmadığını savunan Güler’in yanıt vermesi gereken soruları listeledi.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Agos gazetesinin suikasta uğrayan Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak şahsına yöneltilen suçlamaları yanıtladı. Dink cinayetinin işlendiği 2007’de İstanbul Valisi olan Güler, bu cinayetle hiçbir bağı olmadığını ve aklandığını savunarak, “Şunu ifade edeyim, şahsımla ilgili tek bir soruşturma yoktur. Bu konuda herkesi dikkatli olmaya davet ediyorum. Eğer belge arıyorlarsa kendilerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 14 Kasım 2007 tarihinde verdiği işleme konulmama kararını ve en son da 10 Nisan 2013’te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı gösterebilirim. Hakkımızda bu konuda yapılan tüm iddialar ve suç duyurularına karşılık ilgili mahkemeler hiçbir belgenin, bilginin, bu konuda bir ihmalin tespit edilemediğini, olayla ilgili illiyet rabıtasının bulunmadığını ifade ettiler” dedi.
Cinayet terfi getirmedi, zaten hizmet ediyordum
İçişleri Bakanı Güler, açıklamasında, Dink cinayetinden sonra terfi etmediğini, zaten on yıllardır devlete hizmet ettiğini vurguladı:
“Ben 41 sene önce bu Bakanlığa memur olarak başladım. 10 sene kaymakamlık yaptım. 10 sene boyunca şube müdürlüğü, daire başkanlığı, daire başkan yardımcılığı, genel müdürlük yaptım. 18 yılı aşkın süre Türkiye’nin 4’ü büyükşehir olmak üzere 5 ilinde kesintisiz valilik yaptım. Bunlardan biri İstanbul’dur. 7 yılı aşan süre İstanbul valiliği yaptım. Daha sonra müsteşarlık yaptım. Sonra Mardinli hemşehrilerimin teveccühüyle milletvekili seçildim. İçişleri Komisyonu Başkanlığı yaptım ve bugün İçişleri Bakanlığı’ndayım. İşte terfi sürecim budur.”
Güler daha sonra, hakkındaki iddiaları dile getirenleri dava edeceğini söyledi: “Herkes bu ifadelerde bulunurken dikkatli olsun. Kişilik haklarımıza bu konuda yapılan saldırıların hepsini de yargı mercilerine taşıyacağım.”
İstanbul ve Trabzon’daki bazı görevlilerle ilgili şu anda AİHM kararıyla yeniden inceleme yaptırıldığına dikkati çeken İçişleri Bakanı Güler, şunları söyledi:
“Bu incelemeler sonucu kararı yine yetkili idari merciler verecek, hem de bu kararlara karşı idari yargı mercilerinde görülen davalarla kesin kararları verilecek ve adli mahkemeler bunu sonuca bağlayacaktır. Ama bütün bunların benim şahsımla ilgili hiçbir alakası yok. O Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği karar İstanbul ve Trabzon emniyet müdürlüğü yetkilileriyle ilgilidir.”
Agos’tan Güler’e 8 soru
Agos gazetesinden Emre Ertani, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Hrant Dink cinayeti konusunda herhangi bir ihmali olmadığını söylüyor ama aşağıdaki sorular hâlâ yanıt bekliyor.
1. Görüşme talimatı kimden?
Muammer Güler İstanbul Valiliği görevinde iken, Hrant Dink, 24 Şubat 2004 tarihinde, İstanbul Valiliği’ne çağrıldı ve Vali Yardımcısı Ergün Güngör’ün odasında, Güngör’ün yanındaki iki MİT mensubuyla ‘görüştü’. Dink, son yazılarında bu görüşmenin tehdit amaçlı olduğunu yazmıştı. Hrant Dink ile bu görüşmenin yapılmasına ilişkin talep/talimat hangi kişi veya kurumdan gelmişti?
2. Görüşmeye katılanlar neden gizlendi?
Cinayet yargılamasını yürüten İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Valiliği’ne 24 Şubat 2004 tarihinde yapılan görüşmeye kimlerin hangi sıfatla katıldığını sordu. İstanbul Valiliği bu soruya yanıt vermeyip, sorulmadığı halde görüşmenin hangi sebeple yapıldığını kendince açıklamaya çalışan bir yazı gönderdi.İstanbul Valiliği, görüşmeye katılan kişilerin kim olduğunu ve bu görüşmeye hangi sıfatla katıldığını yargıdan neden gizleme ihtiyacı hissetti?
3. Görüşme tutanağı var mı?
Hrant Dink ile yapılan görüşmeye dair oluşturulan bir tutanak var mı ve var ise bu tutanak neden soruşturmayı yürüten savcılığa ve yargılamayı yürüten Mahkemeye sunulmadı?
4. Benzer görüşmeler var mı?
Güler’in görev süresince İstanbul Valiliği’nde, Hrant Dink ile yapılan görüşmelere benzer başka görüşmeler yapıldı mı? Yapılmış ise bu türden kaç görüşme, kimlerle yapıldı? Görüşmelere MİT mensuplarıkatıldı mı? Eğer benzer görüşmeler yapılmadıysa, Hrant Dink hangi özelliğinden dolayı böyle bir görüşmeye çağırıldı?
5. Tehdidi bildiği halde neden korumadı?
Muammer Güler, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu ile Valilik makamında yaptığı 3 Ocak 2008 tarihli görüşmede, Hrant Dink’in, yargılandığı davalara “Gidip gelirken birtakım sorunlar olduğunu ve bunların herkesçe bilindiğini, Hrant Dink’in yargılamadan sonra da çok tehdit aldığını” beyan ederek, Hrant Dink’e yönelik fiziki saldırı girişimleri ile tehditlerden doğrudan haberdar olduğunu beyan etti. Vali Güler, Hrant Dink’in talebine bağlı olmaksızın, şahsına yönelik şahsi, fiziki ve mekansal koruma tedbirlerinin alması için gerekli emir ve talimatları verme sorumluluğuna sahipti. Güler, Hrant Dink’in korunması için gerekli emir ve talimatları verdi mi? Vermedi ise hangi sebeple vermedi?
6. Suikastı haber veren yazıdan haberi yok muydu?
Trabzon il Emniyet Müdürlüğü 17 Şubat 2006 tarihindeHrant Dink’e yönelik suikast düzenleneceğine dair İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne bir yazı gönderdi.Hrant Dink’e yönelik tehdit ve saldırılardan haberdar olan Muammer Güler’in bu yazıdan haberdar olmaması mümkün müdür?
7. Vali’nin sorumluluğu nerede?
AİHM kararı, Dink davasında iç yargılamadaki kararların esaslı yargılama eksikliğini tespit ederek, kesin bir hüküm oluşturdu. Bu bakımdan cinayette İstanbul polisinin ihmaline ya da kastına dair sorumluluklarına dair hukuki bir fikir oluştu. Sorumlu görevlilerin istifası gündeme gelmediği gibi görevden alınmaları da söz konusu olmadı, üstüne üstlük etkin biçimde yargılanmadıklarından sorumlulukları da tespit edilemedi. Tüm bu aşamaların gerçekleşmemesinde o ilin valisi sorumlu değil midir?
8. ‘Aklandım’ demek bu kadar kolay mı?
Hrant Dink cinayetinde açık sorumluluğu olan ve bu konuda çok sayıda delil bulunan kamu görevlileri hakkında davalar açılmazken, AİHM bu konuda Türkiye’yi mahkûm etmişken, Muammer Güler, hakkında dava açılmadığı, soruşturma yapılmadığı iddiasına yaslanarak Hrant Dink cinayetinden ötürü aklandığını nasıl beyan edebilir?