ABD’li üst düzey diplomat Brett McGurk ve beraberindeki heyetin, Rojava’ya giderek, Cenevre görüşmelerine davet edilmeyen Demokratik Birlik Partisi (PYD) yetkilileriyle görüştü. Kanton yönetimlerinin PYD'lilerin hakkı olduğunu söyleyen McGurk, "Gelecekteki demokratik Suriye’de Kürtlerin haklarına saygı gösterilecek ve bu anayasada yer alacak" dedi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre; ABD Dışişleri’nden yetkililer, McGurk’ün Rojava’daki iki günde “IŞİD’le savaşırken ölenleri onurlandırmak için Kobane’yi ziyaret ettiğini ve kurtuluşunun yıldönümü yaklaşırken sivil yönetim yetkilileriyle bir araya geldiğini” belirtti. Bir Kürt kaynak “Bu toplantılar bölgede görülecek pek çok gelişme üzerinde etkili olacak” dedi.
"IŞİD'le savaşıp bölgeden siz attınız"
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre “Kanton yönetimleri sizin hakkınız, çünkü IŞİD’le savaşıp bölgeden siz attınız” diye konuşan McGurk “Gelecekteki demokratik Suriye’de Kürtlerin haklarına saygı gösterilecek ve bu anayasada yer alacak” vaadinde bulunarak ekledi: “Cenevre’deki ilk tur müzakereler göstermelik. PYD, daha sonraki müzakerelerde asli bir taraf olarak yer alacak.”
"Baharı bekleyin"
Tişrin Barajı’nı alıp Minbiç’e doğru ilerlemek suretiyle Fırat’ın batısına geçen Suriye Demokratik Güçleri’nin lideri YPG, “kırmızı çizgisinin” çiğnendiğini kabul etmeyen Ankara’ya meydan okudu.
SDG Sözcüsü Şervan Derweş “Biz Fırat’ın batısına geçtik. İnanmayan gelip görebilir” dedi. Aksiyon dergisinden Haşim Söylemez, Kobane’deki YPG cephe hattında konuştuğu Derweş’in şu sözlerini aktardı: “Türkiye, Suriye sınırını geçip Cerablus’ta IŞİD’e nefes aldırıyor. Terör örgütüne yardım eden kim olursa olsun bizim için teröristtir ve onlarla savaşırız.” Tişrin’deki Fırat Eyalet Sorumlusu Simko da, “Burası Afrin Kantonu’na giden kapı. Alarak Fırat’ın batısına geçtik ve tarihi bir adım atmış olduk” dedi.
Kamışlı yakınındaki toplama merkezinin komutanı Bozan’ın şu sözleri dikkat çekti. “Bize birkaç ay lazım. Sonra Türkiye’de (PKK’nin Sivil Savunma Birlikleri) YPS’nin yardımına yetişeceğiz. Baharın gelmesi yeterli. Türkiye’de işimiz zor olacak ama imkânsız değil. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Baharda büyük direniş başlayacak.”