Dünya

'ABD'de işkence gördüm'

Hac için Suudi Arabistan'a gittiği sırada ortadan kaybolan ve CIA tarafından ABD'ye kaçırıldığını söyleyen İranlı bilim adamı Tahran'a döndü.

15 Temmuz 2010 03:00
T24- Hac için Suudi Arabistan'a gittiği sırada ortadan kaybolan ve CIA tarafından ABD'ye kaçırıldığını söyleyen İranlı bilim adamı Tahran'a döndü.


Tahran'da bir basın toplantısı düzenleyen Emiri, İran'ın nükleer programıyla bir bağlantısı olmadığını söyledi ve Medine'deyken ABD tarafından siyasi amaçlarla kaçırıldığı iddiasını yineledi.


Emiri gazetecilere açıklamalarında ülkedeyken 'en ağır şekilde zihinsel ve fiziksel işkenceye maruz bırakıldığını' öne sürdü.


Şahram Emiri'nin kaçırılma iddiasını reddeden ABD, İranlı uzmanın kendi isteğiyle Amerika'ya gittiğini ve burada kaldığını söylüyor.


Pazartesi akşamı Washington'daki Pakistan elçiliğinin İran çıkarları dairesine sığındığı duyurulan Emiri, ülkesine dönmek istediğini söylemişti.


Günün ilk saatlerinde indiği Tahran Havalimanı'nda aile fertleri ile bir araya gelen Emiri'yi karşılamaya, gözyaşları içindeki eşi ve oğlunun yanı sıra, Dışişleri Bakan Yardımcısı Hasan Kaşkavi de gitti.


Emiri, buradaki basın toplantısında kendisini sorgulayanlardan özellikle ilk aylarda işbirliği yapması için yoğun baskı gördüğünü söyledi.


'Kanıtlarım var'



"Elimde ABD'de serbest olmadığımı ve hep ABD istihbaratının silahlı ajanları denetiminde olduğumu kanıtlayacak bazı belgeler var." diyen Emiri, bunların ne olduğuna açıklık getirmedi.


İran da geçen ay Emiri'nin kaçırıldığı yolunda kanıtlar olduğunu söylemiş, ancak bunlar açıklanmamıştı.


Sorgulamalar sırasında odada İsrail ajanlarının da bulunduğunu öne süren Emiri, CIA'in de ABD'de kalması için kendisine 50 milyon dolar önerdiğini iddia etti.


Emiri, "Amerikalılar ülkeye kendi rızamla gidip saf değiştirdiğimi söylememi ve beni İran'ın nükleer faaliyetleri konusunda uydurma bilgileri yaymak için kullanmayı istiyorlardı." dedi.


Dışişleri yetkilisi Hasan Kaşkavi de nükleer uzmana "baskılara direndiği için" müteşekkir olduklarını söyledi.


Emiri ülkenin atom enerjisi kurumunda çalıştığı ve nükleer program konusunda geniş bilgi sahibi olduğu iddialarını reddetti; sadece konu hakkında çalışan bir araştırmacı olduğunu söyledi.


Emiri'nin, Devrim Muhafızları ile yakın bağlantıları olan Tahran'daki Melik İştar Üniversitesi'nde araştırmacı olarak çalıştığı belirtiliyor.


Çelişen videolar


Geçen ay, peş peşe Emiri'ye ait olduğu öne sürülen üç ayrı video mesajı ortaya çıkmıştı.


Bunlar Emiri'nin nerede olduğu ve nasıl koşullarda yaşadığı konusunda birbiriyle taban tabana zıt bilgiler içeriyordu.


Emiri birinci kayıtta, kaçırılıp ABD'ye getirildiğinden beri işkenceye uğradığını ve Amerikan istihbaratı tarafından baskı altına alındığını söylüyor.


İkinci kayıtta ise ülkede eğitim gördüğünü anlatıyor, "Burada özgürüm ve herkesi iyi olduğum konusunda temin ederim" diyor.


Üçüncü kayıtta ise, Virginia'da kendisini alıkoyan ajanların elinden kaçtığı, ama yeniden yakalanmasının an meselesi olduğu öne sürülüyor.


Spekülasyonlar


Amerikan basınında Emiri'nin başta saf değiştirdiği, ancak İran'da kalan ailesine baskılar dolayısıyla fikrini değiştirerek ülkesine dönmeye karar verdiği spekülasyonları yapılıyor.


Amerikan ABC televizyonu, bu yılın Mart ayında Emiri'nin saf değiştirdiğini ve ABD istihbaratına, İran'ın nükleer programı ile ilgili önemli bilgiler verdiğini duyurmuştu.


TV kanalı, bu bilgiler arasında, varlığı yakın zaman önce açıklanan, Kum kentindeki uranyum zenginleştirme tesisine ilişkin bilgilerin de olduğunu yayınlamıştı.


İran ve ABD arasındaki ilişkilerin 1979'da kesilmesinden bu yana iki ülkenin birbirlerinin topraklarında elçilikleri bulunmuyor; iletişim için başka ülkelerin elçilikleri kullanılıyor.


İran olayla ilgili olarak, ABD ile iletişimi sağlayan İsviçre büyükelçisini en az iki kez dışişleri bakanlığına çağırmış, Emiri ile, ABD'de 'yasadışı olarak alıkonduğu' iddia edilen 10 İranlının derhal iadesini istemişti.