Dünya

ABD Savunma Bakanlığı Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi alma planlarını eleştirdi

Türkiye, 2015 yılında Çin'in kazandığı uzun menzilli füze sistemi ihalesini iptal etmişti

01 Ağustos 2017 16:40

ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Albay Jeff Davis, günlük düzenlenen basın toplantısında Türkiye’nin satın almak için son noktaya geldiğini duyurduğu Rus S-400 Hava Savunma Füze Sistemleri'ni eleştirdi.

Jeff Davis, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 karadan havaya füze savunma sistemi alma planlarından endişe duyduklarını ve bu sistemin NATO'nun kullandığı diğer donanımlara uyumsuzluk gösterebileceğini söyledi.

Davis, Washington'da düzenlediği günlük basın toplantısında, "Genel olarak, müttefiklerin birbiriyle uyum içinde çalışabilen ekipman almasının iyi bir fikir olacağını düşünüyoruz. Birlikte çalıştığımız tüm müttefik ve ortaklarımızın, (NATO) ittifakını daha da ileriye götürecek şeyler satın almasını ve bunlara yatırım yapmasını isteriz" dedi.

Yaklaşık 400 kilometrelik menzile sahip olan S-400 füze savunma sistemi, karadan havaya ateşlenebiliyor ve düşman uçaklarının vurularak düşürülmesinde kullanılıyor.

Şu anda elinde S-400 füze savunma sistemi olan NATO üyesi bulunmuyor. Ancak Yunanistan'ın elinde bir önceki versiyonu olan yine Rus yapımı S-300 füzeleri var. Yunanistan, bu füzeleri NATO üyesi olmayan Güney Kıbrıs'tan satın aldı.

Nisan ayında nihai aşamaya gelindi

Türkiye ile Rusya, Nisan ayında bu sistemi satın almak üzere yaptıkları görüşmelerde nihai aşamaya geldiklerini açıklamıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta içinde yaptığı açıklamada, S-400 konusunda imzaların atıldığını söylemişti.

Türkiye, 2015 yılında Çin'in kazandığı 3,4 milyar dolarlık uzun menzilli füze sistemi ihalesini iptal etmişti.

Türkiye tarihinin en büyük savunma ihalesi olan bu satın alma girişimi, NATO'nun ve ABD'nin tepkisini çekmişti.

Uzmanlar, NATO'nun birbirine entegre hava savunma sisteminin bulunduğunu ve Türkiye'nin S-400'ü satın almasının maliyet, nitelik ve teknoloji transferi gibi birçok teknik sorunu beraberinde getirebileceğini ifade ediyor.

Ayrıca, bu alımın tamamlanması halinde bunun Türkiye'nin NATO ile ilişkilerini yeniden tanımlamak adına attığı bir adım olarak yorumlanabileceği de belirtiliyor.