ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında İran nükleer anlaşmasından açıkladıklarını açıkladı.
İngiltere ve Avrupalı müttefikleri ABD'yi anlaşmadan çekilmemesi için ikna etmeye uğraşmış, İran Cumhurbaşkanı Ruhani de Trump'a "Anlaşmadan çekilirsen pişman olursun" uyarısında bulunmuştu.
Anlaşmanın ABD için büyük bir utanç olduğu yorumunu yapan Trump İran'a yönelik yaptırımların yeniden yürürlüğe sokulacağını da söyledi.
Birkaç saat içinde Kuzey Kore'ye ulaşması beklenen ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da yazılı bir açıklama yaparak "İran tehdidine gerçek, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm bulmak için müttefiklerimizle çalışıyor olacağız.... Bu küresel çabayı verirken yaptırımlar tam olarak yürürlükte olacak ve İran rejimine dikkatsiz ve zararlı hareketlerinin diplomatik ve ekonomik izolasyona neden olduğunu hatırlatacak" dedi.
ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Nikki Haley de "Başkan kesinlikle doğru kararı verdi. İran'ın kötü uluslararası yönetiminin daha da kötüye gitmeisne neden olan korkunç bir anlaşmaydı" açıklamasını yaptı.
Temmuz 2015'te, Çin, Almanya, Fransa, Rusya, İngiltere ve ABD'den oluşan ve P5+1 olarak adlandırılan ülkeler, İran ile uranyum zenginleştirmeyi azaltması karşılığında bazı ekonomik yaptırımların kaldırılmasını öngören nükleer anlaşma imzalamıştı.
ABD Başkanı Trump, sıklıkla anlaşmayı iptal edeceği tehdidinde bulunuyordu. İngiltere, Fransa ve Almanya ise anlaşmanın devamı için son haftalarda yoğun kulis çalışmaları yürüttü.
İran Devlet Televizyonu Trump'ın anlaşmadan çekilme kararının hukuka aykırı olduğunu ve uluslararası anlaşmaları yıktığını açıkladı.
Trump'ın bugünkü kararını açıklamasından önce İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, devlet televizyonundan canlı yayınlanan konuşmasında uluslararası aktörlerle işbirliğine devam etmek istediklerini ifade etmişti.
Ruhani, "Dış politikamız dünya ile yapıcı ilişkiler kurmaya dayanıyor. Yaptırımlar olsun ya da olmasın kendi ayaklarımız üzerinde durmalıyız" dedi.
İran Cumhurbaşkanı ayrıca ne olursa olsun İran'ın 'kalkınma programına devam edeceğini' ifade ederek, nükleer enerji stratejisinde bir değişikliğe gidilmeyeceğinin sinyalini verdi.
Ruhani dün yaptığı açıklamalarda da ABD'nin anlaşmadan çekilmesi durumunda "tarihi bir pişmanlık" yaşayacağını söylemişti.
Anlaşmanın taraflarından olan Fransa'nın Cumhurbaşkanı Emanuel Macron, Trump'ın kararından üzüntü duyduklarını açıkladı.
Macron Twitter mesajında, "Fransa Almanya ve İngiltere ABD'nin anlaşmadan çekilmesini üzüntüyle karşılıyor. Nükleer silahsızlanma rejimi tehlike altında" yazdı.
Macron Fransa ve Avrupalı müttefiklerinin görevinin İran nükleer anlaşmasını kurtarmak olduğunu da belirtti.
İsrail'in BM Büyükelçisi Danny Danon ise Trump'ın kararını "tarihi" olarak niteledi ve "Orta Doğu'ya güvenlik ve istikrar getirecek yeni bir dönemin başlangıcının habercisi" dedi.
Danon, "Terörü destekleyen ve istikrarsızlığı körükleyen bu rejime karşı oluşturulacak birleşik bir hareket, bölgemizi ve tüm uluslararsı topluluğu tehdit eden İran saldırganlığına bir son verecektir" dedi.
Son olarak İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson "Anlaşmayı terk etmek hata olur" sözleriyle Trump'a çağrıda bulunurken, İran ise ABD'ye "Anlaşmadan çekilirsen pişman olursun" mesajını vermişti.
Trump ise anlaşmayı "delilik" olarak nitelendirerek, çekilmek istediğini söylüyordu.
Avrupalı müttefiklerinden 12 Mayıs'a kadar anlaşmadaki "korkunç hatalar" olarak nitelendirdiği kısımları değiştirmesini isteyen Trump, aksi halde İran'a yönelik ekonomik yaptırımları yeniden yürürlüğe sokmakla tehdit ediyordu.
2015 yılında İran ABD, Çin, Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere ile nükleer faaliyetlerini sınırlandırmaya karşılık ekonomik yaptırımların kaldırılmasına yönelik bir anlaşma imzaladı.
Resmi adı Ortak Kapsamlı Eylem Planı olan anlaşmaya göre İran uranyum zenginleştirdiği santrifüjleri azaltma taahhüdünde bulunuyor.
Anlaşma koşulları İran'ın uranyum zenginleştirmeyi büyük anlamda azaltması ve nükleer silah yapmaya yetecek düzeye çıkarmamasını öngörüyor.
Anlaşmadan sonra İran'ın Natanz ve Fordo tesislerindeki santrifüj sayısı azaltıldı ve tonlarca az zenginleştirilmiş uranyum Rusya'ya gönderildi.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndan denetçiler İran'ın nükleer tesislerinde teftiş yapma yetkisine sahipti.