Sağlık

Abartılmış spor, enfarktüse davetiye çıkarıyor

Kalp hastaları için ’kontrollü spor’u öneren Prof. Bingür Sönmez, hastaların ameliyattan sonraki ilk sorusunun ”Ne zaman seks yapabilirim” olduğunu söylüyor...

17 Kasım 2008 02:00
Kalp hastaları için ’kontrollü spor’u öneren Prof. Bingür Sönmez, hastaların ameliyat masasından kalktıktan sonraki ilk sorusunun ”Doktor ne zaman seks yapabilirim” olduğunu söylüyor... 

Zeytinyağı kalbi koruyor

Her göğüs ağrısı kalp hastalığı değildir

Şeker hastaları ‘kalp’ten ölüyor

Prof. Dr. Sönmez, Vatan gazetesinde yayımlanan röportajında, kalp ameliyatından sonra yaşanan durumları şöyle anlatıyor:

“Kalp rahatsızlığı yaşayanların en büyük endişelerin biri seks. Neden insanlar bu endişeyi yaşar?

Kalp beynin uzantısı, penis de kalbin uzantısıdır. Kalpte sorun varsa peniste de sorun vardır. Kalbi rahatlatmak için beyni boşaltmak gerekir. İyi bir cinsel hayat için de sağlıklı kalbe ihtiyaç vardır. Çok seks yaparak sağlıklı kalbe kavuşulmaz. Kalbe iyi gelen âşık olmaktır, çok sık seks yapmak değil.

Bilimsel olarak bu durum nasıl açıklanıyor?

Âşık olan kişinin endorfin hormonu seviyesi yükselir. Endorfin, kalp damarlarını genişletir, beyne rahatlık ve huzur verir. Bir anlamda mutluluk hormonudur. Bunun yanında aşırı heyecanda ortaya çıkan adrenalin ise nabzı yükseltir, kalp damarlarına spazm yapar. Yarattığı heyecan ile büyük bir keyif verir. Bu noktada endorfin de adrenalin de büyük bir keyif verir fakat endorfin kalbin dostu adrenalin ise düşmanıdır.

Hastaların ilk sorusunun seks üzerine olduğu söylenir. Doğru mu bu?

Her ameliyattan sonra erkek hastalar, yaşları ne olursa olsun bana “Ne zaman seks yaparım” diye soruyor. Çünkü bu sorunun cevabı aslında ameliyatın ne kadar başarılı geçtiğinin bir göstergesidir. Hatta ameliyatın başarılı geçtiğini anlamak için test amaçlı seks yapan hastalarım bile oluyor. Ayrıca ağrısız ve kusursuz seks için ameliyat olan hastalar bile var.

Nasıl, seks gücü düşenler mi kalp ameliyatı oluyor?

Toplumumuzda çok yaygın bir alışkanlık ile bunu açıklayabilirim. Birçok erkek eşine “Eğer seninle beraber olurken yaşamımı yitirirsem, beni önce giyindir ardından kardeşlerime haber ver” der. Bu yüzden kalp ve seks birbirinden ayrılmaz.

Peki ameliyattan ne kadar sonra seks yapılabilir?

Ameliyat sonrası “Ne zaman seks yaparım” diye soran hasta 40 -50 yaşlarındaysa ona şu tavsiyede bulunuyorum: “3 hafta sonra pasif pozisyonlarda, aşırı heyecan yaratmayacak şekilde yapabilirsin.” Ayrıca eşleri de ilk denemede başarısızlık çıkabileceği konusunda uyarıyorum. Ama bana bu soruyu 70 yaş üstü hastalar sorduğunda ise “İstediğin zaman seks yapabilirsin” cevabını veriyorum.

Nasıl, niye bu cevabı veriyorsunuz?

Çünkü bu libidodan yani cinsel istekten kaynaklanır ve hiçbir zaman bu bitmez. Bu yaştaki bir kişinin damarsal olarak başarılı seks yapma imkânı yoktur ama bunu bilmek bile kişiyi rahatlatır. Hatta bu durumlarda benden Viagra türü ilaç isteyen hastalarım bile oluyor.

Viagra Şehitleri!

Peki Viagra serbest mi?


Eğer hasta nitrat ve tansiyon türü ilaçlar kullanıyorsa hastaya Viagra ve türü ilaç vermiyoruz. Aksi halde Viagra şehidi olarak hayatını kaybedebilir.

Kalp rahatsızlığı psikolojik bozukluğa sebep oluyor mu?

Kalp gibi ağır tedavilerden sonra hastalar 3 ay depresif dönem yaşar. Umutsuz olurlar, gelecekten endişeli olurlar. Bu tür hastaların topluma dönüşü zor olur. Hatta bir çoğuna rehabilitasyon programı uygulanır. Bunlar içinde psikiyatri tedavisi verilenler de vardır. Bunlar büyük ameliyatlardan sonra görülebilecek davranış bozukluğudur. Ayrıca bunun tam tersi tepki gösteren hastalar da olabiliyor. “Şurada kaç gün ömrü” kaldığı diyen hastalar eşlerini bırakıp başka kadınlara ilgi göstermeye başlıyor. Bazıları ise dünya seyahatine çıkabiliyor. Bu bilimsel açıdan psikolojik bozukluk olsa da bazı hastalar içindeki hınzırlıkla da hareket edebiliyor.

Halı sahaya dikkat!

Günümüzde halı sahada kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden insanları görüyoruz. Öncelikle halı sahada futbol oynamanın kalp ve ortopedi olmak üzere iki riski bulunuyor. Kısa alanda, süspansiyon olmayan zeminde, adele ısınmadan abartılı fizik aktivitesi yaparsanız spor yaralanması geçirirsiniz. Ayrıca 20 yıl önce iyi top oynamış olmanız bugün de yapacağınız anlamına gelmez. 45 dakikalık abartılmış spor enfarktüse davet çıkarır.

Sigara kalbi bitirir!

Sigara en büyük felaket olarak karşımıza çıkıyor. Son yasal düzenlemeler ile sigara içenlerin sayısında epey azalma oldu. Pek çok kişi de azalttı. Ama bugün sigara içme yaşı ilkokula kadar indi. Özellikle ’yasak’çocukların ilgisinin artmasına neden oluyor. Bu noktada öğretmenlere çok iş düşüyor. Sigaranın kağıdındaki katran akciğer kanserine sebep oluyor. Tütündeki karbonmonoksit ve nikotin ise kalbi olumsuz etkiliyor. Karbonmonoksit ritim bozukluğuna, nikotin ise spazm sonucu kalp damarının iç cidarının bozulmasına neden oluyor.

Hava kirliliği de kalp krizini tetikliyor

Michigan ve Toronto Üniversitesi’nin yaptığı araştırma, hava kirliliğinin kalp krizini tetiklediğini ortaya çıkardı. Hava kirliliğinin damarların daralmasına neden olduğunu tespit eden bilim adamları, sağlıklı insanların bile kalp ve dolaşım rahatsızlıkları çekebileceğini hatta kalp krizi geçirebileceğini söylüyor. Michigan Üniversitesi’ nden Dr. Robert Brook ’Circulation’ dergisindeki makalesinde hava kirliliğinin kalp krizini nasıl tetiklediğini şöyle açıkladı: “Araştırmaya katılan denekler, havası çok kirli bir odada 2 saat boyunca kaldılar. 2 saatin sonunda deneklerin damarlarında yüzde 2 ila 4 oranında daralma tespit edildi. Damar daralmasını, havadaki karbon, demir ve çinko parçacıkları her nefeste akciğere yerleşip buradan kana karışıyor. Bağışıklık sistemi de bu parçacıkları bakteri ya da virüs gibi algılayarak sitokin maddesi salgılıyor. Salgılanan bu maddede kan damarlarını daraltıyor.”

Koroner kalp çok faktörlü bir hastalık

Kalbimizi korumak için neler yapmamız gerekiyor?


Bugün bana gelen herkes “Kalp sağlığım için ne yapayım?’ sorusunu bana yöneltiyor ve sadece bir öneri istiyor. İkinci, üçüncü hatta beşince öneri olabileceği hiç düşünülmüyor. Ama koroner kalp çok faktörlü bir hastalıktır. Cinsiyet, kalıtım, tansiyon, diyabet, sigara, yanlış beslenme, durağan yaşam tarzı bu hastalığın faktörleridir. Bu faktörlerden cinsiyet ve kalıtımla baş etmenin imkânı yok. Kalıtım anne ve babanın armağanı. Ama geriye kalan faktörleri kontrol edebiliriz. Bir başka ifadeyle koroner kalp rahatsızlığının yüzde 80’i kişinin kendisine bağlıdır.

Spor yüzde 80 içine giriyor. Peki nasıl spor yapmalıyız?

Kalp için sporu tavsiye ediyoruz. Ama nasıl spor, bu çok önemli. Eğer siz ’Amerika’da 70 yaşındaki adamlar koşuyor’ diye 40 yaşında koşmaya başlarsanız kalp krizine davetiye çıkartırsınız. Çünkü o adam çocukluğundan beri düzenli spor yapıyordur. Eğer siz ’Tenis kalbe iyi geliyor’ diye kırkında tenis raketini elinize alırsanız sonunuzu hazırlarsınız. Bugün enfarktüs geçiren kişiler dahi spor yapabilir ama kontrollü. Eğer düzenli spora ara verdiyseniz ya da spor alışkanlığınız yoksa ve ilk kez spora başlayacaksanız öncelikle kalp rehabilitasyon uzmanına danışın. Eğer bu imkânınız yoksa hızlı adımla yürüyüş ve yüzmeyi tavsiye ediyoruz. Vücut uyum sağladıktan sonra sporun temposu artırılabilir.

Bir anı

‘Hamiline yazın hocam’


Doktor olunca çok ilginç durumlar da yaşıyorsunuz. Bazı hastaların eşleri dışında ilişkileri oluyor. Özellikle onlar kalp krizi geçirme riskinden çok korkuyor. Bir hastam ameliyat olduktan sonra bana ’Her şeyi yapabilir miyim?’ diye sordu. Ben de ’Evet’ dedim. Daha sonra geldi ve ’Eşim bana bir şey olur diye cinsel ilişkiye girmeme izin vermiyor’ dedi. Ben de kendisine ’Hemen eşine yazı yazıyorum’ dedim ve kağıdı alarak eşinin adını yazdım: “Beyefendi çok başarılı bir ameliyat geçirdi ve her şeyi çok rahatça yapabilir.” Bu noktada hastam yazıyı okudu ve müdahale etti: ‘Hocam bu yazıyı hamiline yazabilir miyiz.?’ ”