İngiliz gazetelerinde Dışişleri Bakanı Boris Johnson'ın, İngiltere'nin müttefiki Suudi Arabistan için sarf ettiği sert sözler tartışılmaya devam ediyor.
Johnson geçen hafta İtalya'nın başkenti Roma'da katıldığı bir konferansta Suudileri İslam dinini suistimal etmek ve Orta Doğu'da bir kukla oynatıcısı gibi davranarak vekalet savaşları yürütmekle suçlamıştı.
Guardian, Muhafazakar partili milletvekillerinin "Suudi Arabistan gafından sonra" Johnson'ın yardımına koştuğunu yazıyor.
Muhafazakar partili Başbakan Theresa May'in ise Johnson'ı eleştirdiği ve sözlerinin İngiliz hükümetinin görüşlerini yansıtmadığı açıklamasını yaptığı hatırlatılıyor.
Daily Telegraph da May ile Johnson'ın arasının bu tartışmayla birlikte daha da açıldığını belirtiyor.
Dışişleri Bakanı, Suudi Arabistan'la ilgili bu sözleri nedeniyle İngiliz diplomasisindeki "müttefikleri kamuoyu önünde eleştirmemek" geleneğini çiğnemekle suçlandı.
Johnson haftasonu Suudi Arabistan ve Bahreyn'i ziyaret edecek.
Times gazetesi MI6 adıyla bilinen İngiliz Gizli İstihbarat Servisi'nin Başkanı Alex Younger'ın IŞİD ve İngiltere'deki terör tehdidiyle ilgili açıklamalarına yer veriyor.
MI6 ajanlarının IŞİD'in içine sızdığını belirten Younger'ın, böylelikle IŞİD'in İngiltere'yi hedef alabilecek saldırılarının önlendiğini, 2013'ün Haziran ayından bu yana 12 saldırı planının çökertildiğini söylediği aktarılıyor.
Times gazetesi, Younger'ın gazetecilere ilk kez MI6 binasında açıklama yapmasının da dikkat çekici olduğunu belirtiyor.
Financial Times, ABD'nin 45. başkanı seçilen Trump'ın kabinesine dahil ettiği emekli generallerin endişeye neden olduğunu yazıyor.
Yazı "Bir zamanlar IŞİD hakkında generallerden daha çok şey bildiğini iddia eden Trump, şimdi bu üniformalı adamların fikirlerini almaya can atıyor gibi görünüyor" ifadesiyle başlıyor.
Trump'ın sınır güvenliğinden sorumlu İç Güvenlik Bakanlığı'nın başına da yine bir şahin olarak tanınan Deniz Piyadesi Orgenerali John Kelly'yi getireceği belirtilirken, Kerry'nin Trump'ın ulusal güvenlik takımındaki 3. emekli general olduğuna vurgu yapılıyor.
Haberde "Trump'ın ulusal güvenlik stratejisinde askerlere bel bağlamış olması, ordunun fazla siyasileşebileceği ya da siyasetin fazla askerileşebileceği uyarılarına neden oluyor" deniyor.
Trump'ın bu seçimlerinde tepki gösterenlerden biri de İnsan Hakları İzleme Örgütü Başkanı Kenneth Roth. Roth Twitter'dan kabinenin "askeri cuntaya benzemeye başladığını" yazdı.
Financial Times, Trump'ın Savunma Bakanlığı'na da Kuduz Köpek lakaplı Orgeneral James Mattis'i getirmeyi planladığını hatırlatıyor.
Haberde, ABD yasalarına göre Savunma Bakanı'nın en az 7 yıl önce ordudaki görevlerini bırakmış olması gerektiğini ancak Cumhuriyetçilerin bu kuralı değiştirmek için kolları sıvadığı belirtiliyor.
Mattis, 2013 yılında ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'ndaki (CENTCOM) görevini tamamladıktan sonra emekli olmuştu.
Kasım ayındaki başkanlık seçiminin galibi Trump, görevi 20 Ocak'ta devralacak.
Financial Times, Japonya'nın ulusal hesaplarda Birleşmiş Milletler standartlarını uygulamaya başlamasıyla, ülke ekonomisinin bir gecede yüzde 6.3 übyüdüğünü yazıyor.
Ancak bu sayı sadece hesaplama farkından kaynaklandığı için, gerçek ekonomik büyümeyi yansıtmıyor.
BM standartlarına göre araştırma ve geliştirme çalışmaları, patent ve telifler yatırım olarak kabul ediliyor ve ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasına ekleniyor.
Financial Times yine de Japonya'nın ekonomik göstergelerinin, Şinzo Abe'nin 2006'da başbakan seçilmesinden bu yana giderek güçlendiğine dikkat çekiyor.