Merkez Bankası'nın faiz indirim kararı, faiz-enflasyon-kur ilişkisi, yurt sorunu için üniversite öğrencilerinin çözüm önerileri, İngiltere'nin Türkiye'de yapılan aşıları tanımama kararıyla ilgili değerlendirmeler ve "sanal ölüm tuzağı" Mavi Balina oyunu...
BBC Türkçe, Bundle okuyucuları için haftanın öne çıkan gelişmelerini derledi.
'TCMB'nin faiz indirimi, ne tutarlı ne de piyasalara güven verebilen bir karar'
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararını BBC Türkçe için değerlendirdi:
"FED'in aksine TCMB kararında öngörüden eser yoktu. Geçmişteki hatalardan ders alındığına dair bir işaret yoktu.
"Kararın öngörülemez olmasının sebebi iletişiminin yapılmamış olması değildi aslında. Zira çok değil birkaç hafta önce Başkan Şahap Kavcıoğlu TCMB'nin odağının çekirdek enflasyona kayacağını söylerken bir faiz indirimi beklentisi de oluşturmuştu.
"Ancak enflasyonun yüzde 20'ye dayandığı, dış borcun yüksek, döviz rezervlerinin negatif ve de FED'in bir gün önce sıkı para politikası verdiği bir ortamda faiz indirimi için alan bulunmuyordu.
"İşte bu nedenle, tüm siyasi baskıya rağmen faiz indirimine ihtimal verilmedi.
"Makroekonomik şartları bizden çok daha elverişli ve enflasyon konusunda bizden çok daha uygun konumda olan ülkeler bile FED kararını daha sıkı para politikası ile karşılarken TCMB'nin faiz indirimine gitmesi yabancı medyada da hayretle karşılandı.
"Dün alınan karar ne TCMB hedefleri ile tutarlı, ne iletişimi etkili, ne de piyasalara güven verebilen bir karardı. Bu şekilde, para politikasının üç temel prensibini de ihlal eden ve Türkiye ekonomisinin dirayetini test eden bir karar olarak tarihe geçti."
Haberin tamamı için tıklayın: Para politikası nasıl yapılır, nasıl yapılmaz?
Faiz-enflasyon-kur ilişkisi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 19'dan yüzde 18'e indirdi. Güne 8,63 seviyesinde başlayan Dolar/TL kuru 8,80'i aştı.
TCMB böylece Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu'nun başkanlık döneminde ilk kez faiz indirimine gitmiş oldu.
Kavcıoğlu, Mart ayında göreve gelmesi sonrası "Politika faizini güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturmaya devam edeceğiz" demişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Haziran ayı başında enflasyonu düşürmek için faiz indirilmesi gerektiği yönündeki görüşlerini tekrarlamasının ardından da Dolar/TL kuru 8,80'i aşmış ve tüm zamanların en yüksek düzeyini görmüştü.
Analistler o dönem, Erdoğan'ın sözlerinin Dr. Şahap Kavcıoğlu üzerindeki siyasi baskının bir tezahürü olduğunu ve bunun da liraya satış getirdiğini söylemişlerdi.
Türkiye'de bir süredir faiz oranlarının seyri ve bunun enflasyon ile döviz kuru üzerindeki etkilerine dair tartışmalar yapılıyor.
Geleneksel ekonomi teorisinde, faizlerin yüksek tutulmasının enflasyonu aşağı çekme ve ilgili ülkenin para birimini de güçlendirme yönünde bir etkisi olacağı düşünülüyor.
Haberin tamamı için tıklayın: Faiz-enflasyon-kur arasında nasıl bir ilişki var?
'Barınamıyoruz': Üniversite öğrencileri yurt sorunlarını anlatıyor
Yüz yüze eğitime geri dönülmesiyle birlikte, üniversite öğrencileri hazır olmadıkları bir sorunla karşı karşıya kaldı.
Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun yurtlarının öğrenci sayısının yaklaşık yüzde 9'unu karşılayacak kapasitede olması, pandemi sürecinde kapanan özel yurtlar nedeniyle yatak sayısının azalması ve kira fiyatlarındaki ciddi artış yüzünden öğrenciler kalacak yer bulmakta sıkıntı yaşıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen 20 yılda 180 bin olan yatak sayısının 720 bine çıktığını açıkladı. Ancak aynı dönemde artan öğrenci sayısına değinmedi.
2002 yılında her 100 öğrenciden 10'una yetecek kadar yatak varken şimdi her 100 öğrenciden 9'una yatak var. Aynı dönemde sadece İstanbul'da üniversite sayısı 3 katına, öğrenci sayısı da 6 katına çıktı.
Bazı siyasiler, sorunun çözümü için devlet misafirhanelerinin öğrencilere açılması çağrısında bulunurken; öğrencilerin sıkıntı yaşadığı yerlerden Tunceli'de, valilik harekete geçerek ilk etapta 660 öğrenciyi, dönüştürülen yurt ve misafirhanelere yerleştirdi.
Barınma hakkından mahrum bırakıldığını savunan öğrenciler, farklı kentlerde #barınamıyoruz ve #yurtsuzlar adı altında protestolara başladı. Öğrenciler taleplerini duyurabilmek için parklarda sabahlıyor.
Bu öğrenciler yaşadıkları sorunları ve çözüm önerilerini BBC Türkçe'ye anlattı.
Haberin tamamı için tıklayın: 'Barınamıyoruz' diyen üniversite öğrencileri anlatıyor: Memleketlerimize geri dönmek zorunda kalabiliriz
İlk seçimde seçmenler neye göre oy verecek?
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri, mevcut koşullarda Haziran 2023'te yapılacak. Seçimlere 1,5 yıldan fazla süre olmasına karşın, siyaset uzunca süredir "erken seçim" tartışmalarına odaklanmış durumda.
İktidar sözcüleri seçimin zamanında yapılacağını ifade etse de muhalefet başta ekonomi olmak üzere birçok alanda artık "iktidarın ülkeyi yönetemediğini" vurguluyor, 2022 sonbaharında seçim olacağını iddia ediyor.
İktidara "erken seçim" çağrısı yapan muhalefetin "aday belirleme yönteminin nasıl olacağı, parlamenter sisteme geçiş sürecinin nasıl dizayn edileceği" ve çok parçalı muhalefet yapısıyla seçmene nasıl güven vereceği de gündemin önemli tartışma konularından.
Peki siyasetin gündemindeki erken seçim tartışması seçmenin de gündeminde mi? Önümüzdeki seçimlerde oy tercihlerinde hangi etkenler belirleyici olacak, aday belirleme tartışmaları ve çok parçalı yapı muhalefet oylarını nasıl etkileyebilir?
Kamuoyu araştırma şirketi KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, yanıtı merak edilen bu konularla ilgili BBC Türkçe'nin sorularını yanıtladı.
Haberin tamamı için tıklayın: KONDA Genel Müdürü Ağırdır: Metropollerde yeni seçmen AK Parti'den kopuyor, İYİ Parti'nin sıçrama yapması sürpriz olmaz.
Merkel'in 16 yıllık yönetiminde Türkiye'nin Almanya ve AB ilişkileri nasıl etkilendi?
Almanya Federal Cumhuriyeti'ni 16 sene aralıksız yöneterek hem ülke hem de dünya siyasetine güçlü bir iz bırakan Angela Merkel, bu dönemde Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerinin seyri açısından kritik bir rol oynadı.
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine kategorik olarak karşı çıkan ancak hem mülteci hem de güvenlik politikalarında Türkiyesiz bir denklem olmayacağını gören Merkel, iktidarının son yıllarında yaşanan derin Türkiye-AB geriliminin soğutulmasına katkıda bulundu ve ilişkilere yeni bir çerçeve oluşturulmasını sağladı.
Hristiyan Demokrat siyasetçi Angela Merkel, iktidara 18 Eylül 2005'de yapılan genel seçimlerde geldi. Türkiye AB ile tam üyelik müzakerelerine Alman seçimlerinden sadece 15 gün sonra, 3 Ekim 2005 tarihinde başlamıştı ve daha o zamandan Türkiye'nin müzakere sürecinin, 2021'e kadar sürecek iktidarında Merkel'i en çok meşgul edecek konulardan biri olacaktı.
Merkel, 1998-2005 arası Almanya'yı yöneten sosyal demokrat ve yeşiller koalisyonundan farklı olarak Türkiye'nin AB'ye katılım sürecini desteklemeyeceğini ancak bu ülke ile "imtiyazlı ortaklık" diye tanımladığı bir ilişki kurmayı tercih edeceğini ifade ediyordu.
Merkel, daha Şubat 2004'te ana muhalefet lideri sıfatıyla Ankara'ya yaptığı ziyaret sırasında "Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemiyoruz. İmtiyazlı ortaklık öneriyoruz" açıklamasını yapmış, o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'dan "Almanya'da şu anda iktidar partisinin ortaya koşmuş olduğu tavır yanında, muhalefet partisi durumunda olan Hıristiyan Demokrat Parti'nin böyle bir siyasi birlikteliği ortaya koyamayışını hakikaten anlamış değilim" yanıtını almıştı.
Haberin tamamı için tıklayın: Almanya seçimleri: Merkel 16 yılda Türkiye'nin AB'yle ilişkilerinin seyrinde nasıl kritik rol oynadı?
İngiltere, Türkiye'de yapılan aşıları tanımama kararını değiştirebilir mi?
Türkiye'den İngiltere'ye giden kişilere otel karantinası zorunluluğu kaldırılsa da Türkiye'de aşılanmış kişilere ev karantinası zorunluluğu getirildi. Peki bu zorunluluk kalkabilir mi?
İngiltere geçen hafta aldığı karar ile Türkiye'yi 22 Eylül'den itibaren geçerli olacak şekilde kırmızı listeden çıkardı.
Böylece Türkiye'den İngiltere'ye giden kişilerin 10 gün boyunca otel karantinasına girip 2 bin 285 sterlin ödemesine gerek kalmadı.
Fakat İngiltere, Türkiye'nin aşılama sistemi ve aşı sertifikasını henüz tanımış değil.
Bu nedenle Türkiye'de aşılanmış kişiler İngiltere'ye uçtuklarında aşılanmamış sayılıyor ve 10 gün boyunca kaldıkları yerde karantinaya girmeleri gerekiyor.
Bu da Türkiye'den turistlerin İngiltere'ye gelişini önemli oranda zorlaştırıyor.
İngiltere'de aşılandıktan sonra Türkiye'yi ziyaret eden kişiler ise geri döndüklerinde böyle bir zorunlulukla karşılaşmıyor.
Haberin tamamı için tıklayın: Covid aşısı: İngiltere Türkiye'de yapılan aşıları neden tanımıyor, bu karar değişebilir mi?
Mavi Balina: 'Sanal ölüm tuzağı'
İstanbul'da 19 Eylül'den beri kendisinden haber alınamayan 16 yaşındaki lise öğrencisi Arda Yurtseven'in cansız bedeni ormanlık bir alanda bulundu. NTV, Yurtseven'in cep telefonunda gençleri intihara sürükleyen Mavi Balina adlı bir oyuna dair aramalar bulunduğunu aktardı. Peki Mavi Balina nedir?
Oyunun yaratıcısı 21 yaşındaki Rus vatandaşı Philipp Budeikin, geçtiğimiz yıllarda gençleri intihara teşvik etmek suçundan tutuklandı. Geçen yıl Moskova'da bir diğer Rus vatandaşı Ilya Sidorov da kurduğu Mavi Balina grubuyla çocukları kendilerine zarar verme ve intihara teşvik etme suçlarından tutuklanmıştı.
Dünya çapında çok sayıda kişinin intiharına neden olmuş olabileceği belirtilen oyundan kurtulanlar, Mavi Balina için ne diyor? Oyun nasıl oynanıyor?
Bu oyuna bir şekilde katılan kişilerden, çoğu şiddet içeren 50 talimatı yerine getirmesi isteniyor.
50 günlük bir süreyi kapsayan bu komutlar arasında derin olmayacak şekliyle kol ve bacakların kesilmesi, belirli bir süre boyunca kimse ile görüşülmemesi, yüksek sesli olarak müzik dinlenilmesi gibi aşamalar yer alıyor.
Haberin tamamı için tıklayın: Mavi Balina oyunundan kurtulanlar anlatıyor: 'Sanal ölüm tuzağı'