Yaşam

4 kız kardeşin hikâyesi

Kahramanmaraş'ta cesetleri dört gün önce Ceyhan nehri kıyısında bulunan dört kızının ölümü üzerindeki sır perdesi hâlâ aralanmadı.

07 Ekim 2009 03:00
Kahramanmaraş’ta “Sofu Dayı” olarak bilinen Abdüllatif Karaağaç’ın, cesetleri dört gün önce Ceyhan nehri kıyısında bulunan dört kızının ölümü üzerindeki sır perdesi hâlâ aralanmadı.

Öğrenci Tanıma Formu’nda “Hayatta en çok etkilendiğiniz kişi” sorusuna “Matematik öğretmenim ve ablam” diye cevap veriyordu Asiye Karaağaç. Matematik öğretmeninin dünyaya pozitif baktığını, ablasının ise dünyada kendisini anlayan birkaç kişiden biri olduğunu söylüyordu. Asiye’nin hayat çizgisi iki kardeşiyle beraber ablasının yanında son buldu. Matematik öğretmeni Akif Çay’ı ise arkada “keşke”li cümlelerle bıraktı.

Çay, cansız bedeni üç kız kardeşiyle beraber 3 eylül günü Kahramanmaraş’taki Aksu Deresi’nde bulunan öğrencisi Asiye için “Keşke daha çok ilgilenseydim, keşke daha yakından tanısaydım” diyor.

‘Karanlık bir tarafı da vardı’

Çay, “Asiye’yi derslerde hep azim örneği diye gösterirdim” diyor, ilk dönem çok çalışmasına rağmen sınavlarda iyi not alamayan Asiye’nin ikinci dönemi 90 not ortalamasıyla bitirdiğini anlatıyor. “Ama biraz içine kapanıktı, karanlık bir tarafı da vardı” diye ekliyor. Erdem Bayazıt Anadolu Lisesi Müdürü Fazlı Zabun da Asiye’yi “Hanımefendi, ahlaklı, çalışkan” diye tanımlarken fazla sosyal olmadığını aktarıyor. Okuldaki öğrencilerden biri “O’nu hep kütüphanede kitap okurken görürdüm” diye anlatıyor.

Asiye gibi lise ikinci sınıfa giden ve onunla birlikte ölmüş olarak bulunan Ayşe için de, okul müdürü, rehber öğretmeni ve arkadaşları benzer şeyleri söylüyor: “Çalışkandı, ama
çok da fazla dışa dönük değildi.”

Rehber Öğretmen Ali Akyüz, Asiye’nin geçen yıl kendisiyle iki kez görüşmeye geldiğini, görüşme konularının da “ders çalışma yöntemleri” ile “nasıl daha fazla başarılı olurum” sorusu olduğunu aktarıyor.

Kardeşlerarası ilişkilere ise Asiye’nin rehber öğretmeni Ahmet Bülbül ışık tutuyor. Asiye’nin veliliğini 23 yaşındaki ablası Hasibe Karaağaç’ın yaptığını, sözel-sayısal alan belirleme sürecinde ablasının devreye girdiğini anlatıyor. “Asiye, başka okulda okuyan kardeşi Ayşe’yi de alan belirlemede yardımcı olmam için bana getirdi” diyor. Bülbül, kardeşler arasındaki ilişkilerine dair izlenimlerini ise “Oldukça yakın, oldukça bağlı” diye aktarıyor. Okuyan iki kardeş Asiye ve Ayşe için “davranışlarında tutarlı, bütünlüklü” diyen Bülbül, abla Hasibe için “Kısa bir zaman gördüm ama gülmeleri bana yersiz geldi” şeklinde bir yorumda bulunuyor.

Rehber öğretmen, Asiye’nin anne babasıyla ilgili fazla bilgi sahibi olmadığını çünkü
Asiye’nin kendilerini özellikle oradan uzak tuttuğunu söylüyor. Bülbül şunları anlatıyor:
“Biz her yıl genelde öğrencilerimizin evine ziyarete gideriz. Ama Asiye ailesini görmemizi istemedi, ziyareti engellemek için özelikle çaba gösterdi. Ailenin maddi durumunu görmemizi istememiş olabilir. Babanın okumaya destek vermediğini duyduk, babasıyla bizi karşı karşıya getirmek istememiş olabilir.”

Tarikat üyesi, ‘sofu’ bir baba

Asiye’nin okulundan uzak tutmaya çalıştığı babası Abdüllatif Karaağaç’a dair çarpıcı bir bilgiyi esnaftan öğreniyoruz: Çevresinde “Sofu Dayı” diye biliniyor. Sakallı ve yaşından büyük gösteriyor” diye anlatılan Çiftçi’nin bir dinî tarikat mensubu olduğu belirtiliyor. Kardeşleriyle, 15 yıl önce Diyarbakır’dan göçen Karaağaç’ın evde kızlarına nasıl davrandığı bilinmiyor. Ancak esnaftan biri, ailenin tutucu olduğundan, kızları sıktığından bahsediyor: “Kızların öyle cep telefonuyla falan konuşması mümkün değildi...” Öldüğünde çantasında psikolojik tedavi ilaçları bulunan abla Hasibe’nin zorla evlendirilmek istendiği de komşularının iddialarından.

Aileyle ilgili bilinenlerse, “Sofu Dayı” diye tanınan bir baba, zorla evlendirilmek istendiği iddia edilen, öldüğünde yanında psikolojik tedavi ilaçları bulunan ve Stephen King hayranı bir abla, “çalışkan ama içe kapanık” iki kız kardeş. Bir de sekiz çocuklu evin dört kızı arasındaki “oldukça sıkı” ilişki...