-"Kurlar düşerse MB proaktif davranmalı" İSTANBUL (A.A) - 11.10.2011 - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, döviz kurlarında gerileme başladığında da Merkez Bankasının (MB) proaktif davranmasını istediklerini belirterek, ''Şu anda nasıl rekor seviyede döviz satış ihaleleri düzenliyorsa, o zaman da kurun 1,70 liranın altına gitmemesi için aynı şekilde proaktif davranması gerektiğini şimdiden söylüyoruz'' dedi. Büyükekşi, kendilerinin her zaman Türkiye'nin rekabetçe bir döviz kuruna ihtiyacı olduğunu söylediklerini anımsattı. Büyükekşi, bunu söylerken, kısa yoldan para kazanma amacı gütmediklerini dile getirerek, Türkiye'nin üretiminin, istihdamının ve büyümesinin ihracatla olacağını, bunu yaparken de ihracatta rekabetçi bir kurun oluşması gerektiğini vurguladı. ''Bunu dile getirirken 1 doların 2 lira olmasını da istemiyoruz'' diyen Büyükekşi, Türkiye'de şu anda kurun gelmiş olduğu noktanın çok yüksek olmadığını, 2001 yılındaki krizinden sonra da doların bu rakamları gördüğünü hatırlattı. Büyükekşi, ''Dolarda 1,70-1,80 lira, sepet de 2,10-2,20 aralığının Türkiye'nin ihracat ve rekabet edebilme açısından yeterlidir ve ithalat için de bir denge kuru olacağını düşünüyoruz. Ama dolar kurunda 1,70-1,80 lira üzerinde gelişecek rakamlar Türkiye'nin ihracatına olumlu katkı vermez'' dedi. Türkiye'de üretim yapılırken bir takım bileşenlerin ve girdi maliyetlerinin olduğunu ifade eden Büyükekşi, girdi maliyetlerinin başında enerji ve işçilik maliyetleri geldiğini, döviz kurundaki hızlı artışların bu alanlara olumsuz yansıyacağını anlattı. Büyükekşi, o yüzden döviz kurunda aşırı artış istemediklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz bu aşırı artışlardan korkarız, çünkü ani artışların olduğu yerde ani inişler de olabilir. Merkez Bankası Başkanı da önümüzdeki yıl dolar kurunda tekrar düşüşler olabileceğini ifade etti. Biz ihracatçılar olarak bunu hiç arzu etmiyoruz. Arzu etmemizin sebebi; bu tür konularda, bunu geçmiş yıllarda yaşadık, 1,70'lere çıktı kur, 1,50'lere, 1,40'lere hatta 1,20'lere kadar geriledi. Bu olumsuzluk bizlere zarar olarak yansıyor. İhracat bugün fiyat verip yarın gerçekleşmiyor. İhracatta, bugün fiyat veriyoruz, 3 ay, 6 ay sonra sipariş veya parayı alıyoruz. Böyle bir döngü var. Bu döngüde çok volatilite bize çok olumsuz yansımalar getiriyor. Bu olumsuz yansımalar da bugün yüksek kurla vereceğimiz fiyat yarın herhangi bir düşüş olursa bizi sıkıntıya sokar.'' -''Merkez Bankası'nın politikalarını destekliyoruz''- Mehmet Büyükekşi, Merkez Bankası'nın geçen yıl kasım ayından itibaren bir takım politikalar uyguladığını ve kendilerinin bu politikaları desteklediklerini anlatarak, Merkez Bankası'nın son aldığı tedbirleri de desteklediklerini söyledi. Merkez bankası'nın geçen hafta iki gün üst üste 1,3 milyar dolarlık döviz satım ihalesine çıktığını anımsatarak, ''Biz ihracatçılar olarak diyoruz ki; Merkez Bankası'nın proaktif davranması lazım. Şu anda da proaktif davranıyor. Çünkü Türkiye'nin makro dengeleri çok önemli. Biz bu aynı geminin içerisindeyiz. Türkiye'nin makro dengeleri, enflasyonu, üretimi ne kadar düzgün olursa bizim de işimiz o kadar rahat olur'' diye konuştu. Büyükekşi, Türkiye'de döviz kurunun yükselmesinin Türkiye'den kaynaklanmadığını, Avrupa'daki sıkıntılardan ve Avrupa bankalarının yaşadığı problemlerden kaynaklandığını dile getirerek, ''Avrupa'da yaşanan sıkıntılar yoluna girdiğinde eğer Türkiye'de kurlar tekrar aşağıya giderse o zamanda Merkez Bankasının proaktif davranmasını isteriz. Şu anda nasıl rekor seviyede döviz satış ihaleleri düzenliyorsa, o zaman da kurun 1,70 liranın altına gitmemesi için aynı şekilde proaktif davranması gerektiğini şimdiden söylüyoruz'' dedi. -Arap baharı bu ülkeleri gözde yaptı- Mehmet Büyükekşi, bugün Avrupa bölgesinde ciddi sıkıntıların olduğunu, Türkiye'nin ihracatının yüzde 50'ye yakınını bu bölgelere yaptığını, olası bu sıkıntılardan Türkiye'nin önümüzdeki dönemde olumsuz etkilenmemesi için calıştıklarını anlattı. Türkiye'nin bulunduğu konum itibariyle lojistik avantajlara sahip olduğunu dile getiren Büyükekşi, Türkiye'nin bu lojistik avantajlarını doğru kullanması durumunda, Avrupa'daki bu durumdan bir miktar etkilense de çok büyük sıkıntı çekmeyeceğini kaydetti. Büyükekşi, Şu anda en büyük sıkıntıların olduğu dönemde bile Türkiye'nin geçen ay ihracatının Fransa'ya yüzde 20, Belçika'ya yüzde 18, İtalya'ya yüzde 15, Almanya ve Polonya'ya yüzde 8 artırdığını bildirdi. Avrupa pazarlarındaki sıkıntıları yeni pazarlarla telafi edeceklerini ifade eden Büyükekşi, ''Ortadoğu'da 'Arap baharı''nın etkisi ile Mısır'a ihracatımız çok düşmüştü. Ancak Ağustos ayından itibaren Mısır toparladı. Eylül ayında Mısır'a ihracatımız yüzde 65 arttı. Irak bizim için çok önemli ihracatımız yüzde 60 arttı. Lübnan'a olan ihracatımız yüzde 136 oranında arttı'' dedi. Büyükekşi, Irak'ın geçen yıl en çok ihracat yapılan 5. ülke olduğunu dile getirerek, Irak'ın bu yılın Eylül ayında Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı ikinci ülke konumuna yükseldiğini söyledi. Mehmet Büyükekşi, son yıllarda Türkiye'nin komşu ülkelerde yükselen bir ülke ve rol model olmasının bu ülkelere olan ihracatı artırdığını kaydetti. Türkiye'nin siyasi anlaşmazlıklar yaşadığı ülkeler olan İsrail, Suriye ve Yunanistan gibi ülkelerle geçen 2009 yılının 9 aylık ihracat rakamlarına göre bu yıl 9 aylık ihracat rakamlarında artışlar olduğunu dile getiren Büyükeksi, geçen yılın ocak eylül dönemine göre bu yıl aynı dönemde yapılan ihracatta İsrail'de yüzde 24, Yunanistan'da yüzde 15 ve Suriye'de de yüzde 1'lik oranlarda artışlar olduğunu söyledi. Büyükekşi, geçen hafta gündemde Suriye'nin gümrük vergisi yüzde 5'in üzerinde olan malların ithalatını yasaklaması olduğunu anımsatarak, bu uygulamayı geçen hafta sonu Suriye'nin kaldırdığını, Türkiye'nin Suriye'ye ihtiyacı olan ürünleri sattığını söyledi. Türkiye'nin dünyada girmediği hiç bir pazar olmadığına işaret eden Büyükekşi, ''Önümüzdeki yıl Hindistan, Afrika ülkeleri ve Güney Amerika'ya daha çok yoğunlaşacağız. Bu ülkeler çok önemli. Türkiye her an bir şekilde pazar arayışı noktasında çalışmalar yapıyor'' dedi.