-"CHP'Lİ SEÇMENİ ÜLSER ETTİLER" KİLİS (A.A) - 08.05.2011 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Şimdi enteresan şey, geçmişte birbirlerine bunlar hakaret ederken, birbirleriyle mahkemelik olanlar, şimdi CHP çatısı altında işbirliği içinde bir yandan Ecevit'in üzerine beton dökenler, bir yandan Ecevit'in yol arkadaşları, bir yandan Ecevit'i emekliye ayırmak isteyenler, aynı çatı altında kol kola... Hani Kilis'in bulamacı var ya inanın onda bile bu kadar çeşit yok'' dedi. Erdoğan, Kilis'te partisince düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, anamuhalefet partisini eleştirdi. ''12 Haziran seçimleri öncesinde, milletin şu durumu iyi değerlendirmesini istiyorum. Anamuhalefet partisinin durumu ortada'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Her türlü yalan bunlarda var mı? Bol bol atış var mı? Ne diyor 'AK Parti ne veriyorsa ben daha fazlasını veriyorum'. Böyle diyor mu? Şimdi milletin zihnini bulandırmak için, milletin hassasiyetini istismar etmek için ellerinden ne geliyorsa onu yapıyor. Çıkıyor, 'ben herkese 650 lira vereceğim' diyor. Bir defa benim milletim, alın teri dökmeden parayı kabullenen bir millet değil. Sen önce eğer gerçekten bu noktada bir projen varsa, çık de ki 'ben istihdamı çözeceğim'. Sizin iktidar dönemlerinizi biz gördük. Senin akrabayı talakatını, terör örgütü mensuplarını nasıl SSK'ya yerleştirdiğini biz kayıtlarıyla gördük ve bunu parlamentoda zaten açıkladık. Eski soyadınızla nasıl oralara birilerini yerleştirdiğinizi zaten gördük, bunları açıkladık, bütün kayıtlarda, bunlar var. Şimdi enteresan şey, geçmişte birbirlerine bunlar hakaret ederken, birbirleriyle mahkemelik olanlar şimdi CHP çatısı altında işbirliği içinde bir yandan Ecevit'in üzerine beton dökenler, bir yandan Ecevit'in yol arkadaşları, bir yandan Ecevit'i emekliye ayırmak isteyenler, aynı çatı altında kol kola... Hani Kilis'in bulamacı var ya inanın onda bile bu kadar çeşit yok. Şimdi Kilisli kardeşim, Acir dolmasını, keşkeği, katmeri, künefeyi, Kilis tavayı bir kabın içine doldurup karıştırsan, bundan yemek olur mu? Bunun lezzeti olur mu? Mide bunu kabul eder mi? Nasreddin Hoca'ya sormuşlar: Hocam, bugüne kadar bir şey icat ettin mi' demişler, sirkeyle balı karıştırıp yemeyi ben icat ettim ama benim bile hoşuma gitmedi demiş. Şimdi bunlar, bir çorba icat ettiler ama ben eminim ki CHP'ye gönül vermiş kardeşimin bile hoşuna gitmiyor. Bunlar ya... Bunlar, CHP'li seçmeni ülser ettiler ülser.'' -''SEN DAHA ÇIRAKSIN, AMATÖR KÜME FUTBOLCUSUSUN''- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisini televizyonda tartışmaya davet ettiğini anımsatan Erdoğan, ''Ya sen daha çıraksın, sen daha amatör küme futbolcususun'' yanıtını verdi. ''Amatör küme futbolcusu ile kalkıp da süper ligde oynayanı aynı yerde oynatırlar mı?'' diye soran Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Dur bakalım, haddini bil. Senin daha çok yetişmen lazım. Yalnız senin 87 yaşındaki akıl hocanın dizinin dibinde biraz çök. Kim olduğunu ben söylemeyeyim, siz biliyorsunuz. 87 yaşındaki akıl hocanın dizinin dibine çök, dersini belle. Biraz daha taktik al, ondan sonra gel. Bunların derdi başka... Sen de anlayacaksın ki daha çok işimiz var... Bunlar, çete kardeşliği yaptılar. Bunlar, yıllarca birbirlerine söylemediklerini bırakmadılar, şimdi AK Parti karşıtlığında buluştular. Bunların destekçisi kim? İşte bunların destekçisi Doğu'da, Güneydoğu'da BDP... O da vazifesini yapıyor. O da işin kendisine düşen kısmını yerine getiriyor. Terör örgütü bir yandan, Ergenekon öte yandan, vazifelerini yerine getiriyor, her koldan hedefte hangi parti var? AK Parti var. Demek ki tam, doğru istikametteyiz. 12 Eylül halk oylamasında bunlar beraber değil miydi? CHP, MHP, BDP, İşçi Partisi hepsi bir araya gelmişlerdi, bir safta, bir hizada buluşmuşlardı. Neden AK Parti? Neden AK Parti'yi hedef alıyorlar? Çünkü AK Parti, sorunları çözüyor, AK Parti, Türkiye'yi büyütüyor. AK Parti, Türkiye'nin tüm dünyada itibarını yükseltiyor. AK Parti, Türkiye'yi kucaklıyor, ayırmıyor, ayrıştırmıyor. İşte bundan rahatsızlar.'' -''SORUYORUM''- Bu ülkede kardeşlik pekiştikçe, huzur arttıkça, istikrar sağlamlaştıkça, bunların rahatsız olduğunu, kışkırtmaya, tahrike başvurduklarını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ben buradan, BDP'nin desteklediği o bağımsız adaylardan bazılarına soruyorum: BDP'nin bu çatışmacı, bu şiddet içeren, bu istismarcı söylemlerine karşı susacak mısınız? Terör örgütünün liderine Apo'ya peygamber yakıştırması yapanlara karşı sessiz mi kalacaksınız? Bizim dinimiz, birlik dinidir. Şuracıkta Cuma namazı kılınıyor, elli metre, yüz metre beri de bunlar da kendilerine göre orada cuma namazı kılıyor. Cuma namazı birliktir. Biz de biliyorsunuz Anadolu'da, köylerde, mescitte Cuma namazı kılınmaz, ya kasabaya inerler ya da ilçeye giderler, hatta ile giderler. Çünkü birlik günüdür, onun için orada birleşirler ama bunlar bırakın siz böyle bir mesafeyi 50-100 metre beride dediklerine? 'Devletin imamıdır bunun arkasında durulmaz'. Böyle bir ifadeyi kullandığın zaman sana söylenecek tek şey var, 'bu da terör örgütünün imamıdır' denilse ne olacak o zaman? Çünkü bizim dinimizde terör yok. Bizim dinimizde, kardeşin kardeşi öldürmesi yok. Bir kişinin öldürülmesi, bir insanlığın öldürülmesi gibidir. Söyledikleri tek şey var; 'Devlet operasyonları bıraksın, asker silah bıraksın, polis silah bıraksın'. Ne demek? Asker, silah bırakır mı? Polis, silah bırakır mı? Onun tamamlayıcı unsurudur silah. Neye karşı? Asker, dış saldırılara karşı, jandarma içerde polisiyle beraber asayişi sağlamak için. Herhangi bir yerde sıkıntı yaşandığında, asayişi temin için jandarmamız, polisimiz olaya müdahil olur. Sen kalkacaksın, sivili silahlandıracaksın, terör estireceksin, ona meşruiyet kazandıracaksın, kalkacaksın diyeceksin 'asker, silah bıraksın, operasyonu bıraksın'. Asker, polis, operasyon meraklısı değil. Eğer bir yerde terör varsa oraya operasyon yapar, terörist varsa oraya operasyon yapar; asayişi bozanlar varsa onlara operasyon yapar, zaten bu görevidir. Milletinin huzuru için, mutluluğu için refahı için bunu yapmak zorundadır. Birliğimiz beraberliğimiz daim olsun. bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız.''