Refah-Yol hükümetini 28 Şubat 1997 sürecinde devirmeye teşebbüs ettikleri iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında aralarında eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın da bulunduğu 37’si tutuklu, toplam 103 sanık bugün ilk kez hâkim karşısına çıktı.
28 Şubat dönemine ilişkin, 103 sanığın, " Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan yargılanacağı davanın duruşma listesi, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi 'nin kullanacağı salonun girişine asıldı. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılama, 6 Eylül’e kadar aralıksız devam edecek. Bu yargılamadaki sanık sayısı göz önünde bulundurularak 10. Ağır ve 11. Ağır Ceza Mahkemeleri salonları aradaki duvar yıkılarak birleştirildi.
Sanıklar adliyeye getirildi
Sanıklar saat 09.45 sıralarında cezaevi araçlarıyla getirildi. Araçların önleri diğer cezaevi araçlarıyla kapatılarak sanıkların adliyeye getiriliş görüntüsünün alınması engellendi. Yaklaşık 40 kişilik sanık yakınları adliye önünde beklerken çevik kuvvet ekipleri de güvenlik tedbirleri aldı.
Gergin başladı
Duruşma polisin geniş güvenlik önlemleri arasında gergin başladı. Sabahın ilk saatlerinden itibaren Ankara Adliye Sarayı’nın etrafı polis barikatlarıyla çevrilirken kimse Adliye’ye yaklaştırılmadı. Polis duruşmanın yapılacağı salonun giriş kapısına kimlik kontrolü yaparak ve daha önce ismi belirlenen kişileri aldı. Adliye binası önünde toplanan bir grup eylem yaptı. 37 tutuklu, 103 sanıklı davanın duruşmasına aileler de katılmak için Adliye’ye geldiler. Saat 10.00’da tutuklu sanıklara cezaevi araçlarıyla Adliye’ye getirildi. Tutuklu sanıklar cezaevi aracının demir parmaklıklı camlarından ailelerine el salladı. Bu arada polisin geniş güvenlik önlemi almasına aileler tepki gösterdi. Ailelerle polis arasında kısa süreli gerginlik yaşandı.
İlk celsesi başlayan duruşmayı sanık yakınları salonda bulunan ekrandan takip ediyor. Duruşma, Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanlığınca salona kurulan görüntü ve ses sistemi ile kayıt altına alınıyor. Mahkeme heyeti, Başkan Tayyar Köksal ile üyeler Süleyman Köksaldı ve Hakan Oruç'tan oluşuyor. Hakim Kadriye Çatal da yedek üye olarak salonda bulunuyor. Duruşmanın savcılığını ise iddianameyi hazırlayan savcılardan Kemal Çetin yapıyor.
Duruşmanın hemen başında ses sistemindeki aksaklıklar sıkıntı yarattı. Yaklaşık 40 dakika devam edilemeyen davada mahkeme, sanık avukatlarının isimlerini tutanağa geçirmeye tekrar başladı.
Batı Çalışma Grubu hakkındaki suç duyurusuna takipsizlik
Mahkeme başkanı dava dosyasına gelen bilgi ve belgeleri açıkladı. 28 Şubat döneminde Hasan Celal Güzel’in Batı Çalışma Grubu ile ilgili yaptığı suç duyurusuna Ankara savcılığı takipsizlik kararı vermişti ve karar kesinleşmişti. Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK) göre hakkında daha önce soruşturma yapılmış bir konuda yeniden soruşturma yapılabilmesi için verilen takipsizlik kararının kaldırılması gerekiyor. Ancak, 28 Şubat sürecine ilişkin soruşturmayı sürdüren savcıların bu takipsizlik kararının kaldırılmasını talep etmeden soruşturmayı sürdürdükleri ortaya çıktı. Bu duruma fark eden mahkeme heyeti duruşma öncesinde İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak yargılamanın devam edip etmeyeceği konusunda görüş istedi. İstanbul’daki mahkemenin de yargılamanın devamı yönünde görüş bildirdiği bugünkü duruşmada açığa çıktı.
Dava sakat
Yargılamanın devam etmesi yönünde İstanbul’daki mahkemenin verdiği kararın duruşmada açıklanması avukatların tepki göstermesine neden oldu. Sanık avukatları böyle bir karardan haberdar olmadıklarını ifade ederek, söz konusu kararın soruşturma aşamasında savcılarca alınması gerektiğine vurgu yaptı. Avukatlar, takipsizlik kararı kaldırılmadan yapılan soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamenin yok hükmünde olduğunu savundu.
MGK: O kararları açıklayamayız
Mahkeme iddianameyi kabul ederken Milli Güvenlik Kurulu’na yazı yazarak (MGK) 28 Şubat kararlarının alındığı toplantının tutanaklarının kendilerine gönderilmesini talep etmişti. MGK, mahkemenin bu talebine olumsuz verdi. Gerekçe olarak da söz konusu MGK toplantısının ‘devlet sırrı’ kapsamında olduğu ve bu nedenle tutanakları açıklayamayacağını mahkemeye bildirdi.
Spikerler kürsüden insin
İddianameyi okumak üzere görevlendirilen TRT spikerlerinin heyetin bulunduğu kürsüde yer almasına sanık avukatları tepki gösterdi. Avukatlardan Celal Ülgen, “Spikerlerin kürsüde yer alması ceza hukuku açısından doğru değildir. Spikerlerin kürsüden inmesi gerekir. Biz, savcıları kürsüden indirmeye çalışırken siz spikerleri de kürsüye koymuş durumdasınız. Bu Timur’un filleri hikayesini hatırlatmaktadır” dedi.
5 gün sürecek duruşma sırasında salonda, sanık yakınları, izleyiciler, gazeteciler ve siyasilerle birlikte 500’e yakın kişinin bulunması bekleniyor. Davada bugün iddianamenin okunmasının ardından bir numaralı sanıktan başlamak üzere sırasıyla sanıkların sorgulamaları yapılacak. Davanın bir numaralı sanığı emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı raporlu olduğu için, iki numara Orgeneral Çevik Bir’den itibaren sırayla sorgulamalar yapılacak.
İddianamede ne var?
İddianamede, 12 Eylül 1980 müdahalesi sonrası askeri vesayet denetiminin, devletin tüm yasal organları üzerinde en üst seviyeye ulaştığı belirtiliyor. Turgut Özal'ın Başbakan olmasından sonra bu denetimin azalma eğilimi gösterdiği, bunun da TSK içinde bazı kesimleri rahatsız ettiği, rahatsızlığın Özal’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra da sürdüğüne değiniliyor.
TSK içindeki bu grubun, Refah Partisi'nin 1994 yerel seçimlerinden başarıyla çıkmasıyla askeri müdahalede bulunmak için harekete geçtiği, müdahaleye karşı çıkabilecek TSK personelinin ordudan ilişiğinin kesildiği belirtiliyor. İddianamede TSK içindeki bu grubun Refah Partisi'nin 25 Aralık 1995 genel seçimlerinde en çok oyu almasıyla birlikte Refahyol hükümetine ve halka karşı psikolojik harekata başladığı anlatılıyor.