ABD’nin Ukrayna ile ilgili açıklamalarını inandırıcı bulmayan Rheinpfalz gazetesi şu satırlara yer veriyor:
“Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri için eskiden olduğu gibi hala stratejik açıdan önem taşıyor. Ancak Obama hükümeti şu anda transatlantik serbest ticaret anlaşması ile Kırım krizinden daha fazla ilgileniyor. Ukrayna’nın egemenliği ile ilgili yapılan açıklamalar göstermelik. Bu açıklamalar en fazla Rusya‘nın değil, aynı zamanda ABD ve İngiltere’nin de 1994 yılında verdiği sözleri yerine getirmediği için kayda değer olabilir. Kiev, 1994 yılındaki anlaşma ile sınırlarının korunması karşılığında sahip olduğu nükleer silahlardan vazgeçmişti.“
Berliner Zeitung gazetesi de ABD‘nin Ulusal Güvenlik Kurumu NSA’yle ilgili tartışmalara dikkat çekiyor. NSA’in Avrupa ülkelerinde çok sayıda kişiyi internet üzerinden izlediğinin ortaya çıkması rahatsızlık yaratmıştı. ABD Başkanı Barack Obama’nın reform planlarına işaret eden gazetede şu yoruma yer veriliyor:
“Obama, NSA'ye sadece kozmetik müdahaleler planlıyor. Gizli servis çalışanları herhangi bir engelle karşılaşmadan cep telefonu ağlarına, internete ve e-posta trafiğine ulaşmaya devam edecek. Planlanan reformlarla Amerikalılar gelecekte daha az şüpheli konumunda olacak ancak bu yabancılar için geçerli değil. İnternette geniş çaplı taramalarla şüphelilerin aranması devam edecek. Obama’nın fikrinin yürürlüğe girmesi için Kongre'den geçmesi gerekiyor. Ancak Kongre'de her iki partinin milletvekilleri NSA'in yetkilerini mümkün olduğunca koruması ve istisnai durumlarla yasaların dışına çıkabilmesinden yana.“
Ekonomi gazetesi Handelsblatt da Almanya’da Hristiyan Birlik – Sosyal Demokrat koalisyonunun iktidardaki ilk 100 gününün bilançosunu çıkarıyor. Gazeteye göre, ekonomi dünyası büyük koalisyondan memnun değil:
“Ekonomi dünyası, yeni koalisyonun iktidara gelmesinden bu yana ılımlı davranılması uyarılarında bulunuyor. Son olarak da Rusya’ya karşı planlanan ekonomik yaptırımlar konusunda uyarıda bulunmuştu. Ancak yapılan çağrılar boşuna ve bu nedenle kimileri eski koalisyon ortağı Hür Demokratları bile arıyor. Birlik partilerinden ekonomi dünyasına destek çok az. Birlik partilerinin ekonomi politikalarının büyük bir bölümü Sosyal Demokrat Parti’den pek farklı değil. Sendikalar, büyük koalisyonun ilk 100 gününde kendini kazanan taraf olarak hissediyor. Genel seçimlerden kısa bir süre öncesine kadar birileri sendikalarla ilgili böyle bir tahminde bulunsaydı, kesinlikle buna gülerlerdi.“
Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre, 2012’de yaklaşık 7 milyon kişi hava kirliliğinden öldü. Märkische Oderzeitung gazetesinde yer alan yorumda yenilenebilir enerjilere işaret ediliyor:
“Batılı ülkeler geçen yıllar içinde çevre kirliliğinin önüne geçti ancak son olarak Paris’te de görüldüğü gibi hava kirliliğini bertaraf etmeyi başaramadı. Avrupa’nın sanayi ülkelerinde yılda 279 bin kişi hava kirliliği yüzünden hayatını kaybediyor. Yenilenebilir enerjilere yatırım yaparak insanların soluduğu hava daha sağlıklı hale getirilebilir ve bu Asya’ya da ihraç edilebilir.“