Gündem

150 bin kişi ölecek, 300 bin bina yıkılacak

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası'nın hazırladığı "Türkiye’de Deprem Gerçeği Raporu" beklenen felaketi bir kez daha gözler önüne serdi.

01 Mart 2010 02:00

T24 - Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik'in, dünyadaki plakaların birbiriyle temas halinde olduğu ve birindeki bir hareketliliğin diğerini de tetikleyeceğini söylemesi üzerine gözler yıllardır konuşulan olası İstanbul depremine çevrildi.

İstanbul için de konuşan Erdik, büyük bir depremin ardından tsunami tehlikesinin de kapıda olacağını belirtti ve şunları söyledi:

"Büyük bir depremden sonra İstanbul için tsunami tehlikesi söz konusu, ama depremin vereceği hasarların yanında tsunaminin vereceği hasarlar o kadar büyük değil.

Biz bunu deprem riski içinde değerlendiriyoruz. 500 yıl önce İstanbul'daki depremlerde tsunami olduğunu biliyoruz, ama yakın tarihlerde hasar yaratacak tsunami olmadı. Depremlerden sonra yapılan deniz ölçümlerinden denizin yükseldiğini ve belli dalgaların geldiğini görüyoruz."

TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) İnşaat Mühendisleri Odası'nın hazırladığı "Türkiye’de Deprem Gerçeği Raporu" beklenen felaketi bir kez daha gözler önüne serdi. ntvmsnbc.com'da yer alan habere göre, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe'nin, TBMM Deprem İnceleme ve Araştırma Komisyonu'na sunduğu rapora göre; 1900 - 1999 yılları arasında Türkiye'de hasar oluşturan 160 deprem meydana geldi. 578 bin 544 bina yıkıldı veya ağır ölçekte hasar gördü. 100 bin kişi ise hayatını kaybetti.


Yıllık 1000 ölüm ve 300 milyon dolar kayıp

Gökçe; yılda bir kez, ortalama hasar yapıcı nitelikte bir depremin olduğunu, her yıl 6 bin yapının yerle bir olduğunu ya da ağır hasar gördüğünü ve yaklaşık 1000 kişinin depremde can verdiğini söylüyor. Bu da rakamsal olarak, yıllık 300 milyon dolar kayıp demek...

17 Ağustos 1999'da Marmara Bölgesi'nde meydana gelen 7.4 şiddetindeki deprem Türkiye'de derin yaralar bıraktı. Bolu, Kocaeli, Yalova ve Sakarya’da 17 bin 479 kişi yaşamını yitirdi.

45 saniye süren depremde;

- 1186 işyerinin 749’unda deprem hasarı oluştu.
- Makine ve teçhizatlarda yüzde 26'lık bir kayıp yaşandı.
- Altyapı hasarları yüzde 12 olarak belirlendi.
- 43 bin 953 kişi yaralandı.
- 66 bin 441 bina ve 10 bin 901 işyeri ağır hasar gördü.
- İstanbul'a baktığımızda ise 3 bin 73 binada ağır hasar tespit edildi ve 981 kişi yaşamını yitirdi.

Üzerinden yıllar geçse de bu korkunç manzara hâlâ akıllarda... Şimdi vatandaşların korkulu bir rüyası daha var: Yıllardır konuşulan, olası İstanbul depremi...

İMO İstanbul Şube Başkanı Gökçe, kenti nelerin beklediğine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu:

"70 bin bina ağır ve 200 bin bina orta hasar alacak. 400 bin ailenin acil barınma ihtiyacı olacak. 160-200 bin yaralı insanın hastane ihtiyacı doğacak. 70-150 bin kişi hayatını kaybedecek. 300 bin bina yıkılacak.

Tarihi yapılar açısından baktığımızda ise; depremde yıkılmaya hazırım diyen binlerce yapı, arkeoloji müzelerinde devrilmeye hazır binlerce eser var.

Bunun yanı sıra kimya, tekstil, otomotiv, demir-çelik gibi alanlarda endüstriyel kayıplarımız da olacak. Ancak en çok zararı, 1999 depreminde de olduğu gibi küçük işyerleri görecek.

İstanbul’da 250-300 bin kişi işini kaybedecek. Kimyasal ve petrol-kimya tesisleri hasar görecek.

Tuzla Tersanesi ve heyelanlı bir bölgede olan Ambarlı tesisleri de depremden ciddi boyutta etkilenecek."

Evet, görüldüğü üzere sonuçlar oldukça vahim... Peki bu zararın en aza indirgenmesi için neler yapılabilir?

İşte Gökçe, bu soru için cevaplarını şöyle sıralıyor:









































"Sanayi bölgesi ölçeğinde sakınım planı yapılmalı ve varolan yapılar güçlendirilmeli. Deprem anında güvenli durdurma işlemi ve erken uyarı sistemi gerekli. Gaz ve yakıtla birlikte elektriği keserek sızıntılar önlenmeli. Ayrıca riskin transferi için sigorta yaptırılmalı."


İstanbul'un dayanıklılık karnesi

- 1998 yılında, Dünya Bankası kredisi ile gerçekleştirilen proje kapsamında, İstanbul'da 26 ve İzmir’de 30 hastane ile bunları oluşturan 644 bina depreme dayanıklılık bakımından incelemeye alındı. Binaların 508'inin güçlendirilmesi gerektiği sonucu çıktı.

- İstanbul’da bulunan köprü ve viyadüklerin önemli bir kısmı güçlendirildi. Uzmanlar, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde yapısal bir probleme rastlanmayacağı görüşünde... Köprü birleşim yerlerine (derz aralarına) çarpışmayı önlemek için söndürücüler konuldu.

Gökçe; 2000 yılı baz alındığında, konutların yüzde 38’sinin inşaat yapma ve yüzde 67’sinin ise yapı kullanma izin belgesi olmadığını söylüyor.

İstanbul’da, herhangi bir mühendislik hizmeti görmeden "kaçak" olarak üretilen yapıların oranı yüzde 70, yapı kullanma izin belgesi olan yapı oranı ise yüzde 10 oranında...

1992 yılından sonra, proje ve inşaatlarda incelemelerde bulunan İMO İstanbul Şubesi, 228 binanın 109'unun projeli, 119'unun ise projesiz olduğunu, öte yandan projeli yapıların 84'ünün de projesine uygun olarak yapılmadığını raporlara ekledi.

2002 yılında ise 200 bina üzerinde inceleme yapıldı. Sonuçlarda, yüzde 90’ının deprem yönetmelik ve mühendislik ilkelerine uygun olmadığı belirlendi.

2008 yılında da bin 31 bina mercek altına alındı. Bunların yüzde 62’sinde mimari-statik proje uyumsuzluk, yüzde 9’unda yük analizleri eksikliği, yüzde 24’ünde hesap çıktılarının eksikliği, yüzde 33’ünde yük seçimi hatası, yüzde 38’inde taşıyıcı sistem model hatası, yüzde 17’sinde yatay analiz hataları görüldü.





İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri aynı yıllarda 125 bin konutu inceledi. Belediyenin sonuçları ise şu şekilde:

- Konutların yüzde 90’nında kullanılan malzeme standartlara uygun değil.
- Konutların yüzde 64’ünde korozyon var.
- Konutların yüzde 16’sında yaşlanmaya bağlı yıpranma var.
- Konutların yüzde 25’inde zemin sorunu var.

2008 yılından itibaren İstanbul'daki okul ve hastane binaların durumunu da ele alan raporda; 3 bin okulun 300'ünün yeniden güçlendirildiği, 12'sinin ise yıkılıp yeniden yapıldığı kaydedildi. 2009 yılı itibariyle ise yıkılıp yeniden yapılacak okul sayısı 44 olacak.

Ayrıca raporda yine çarpıcı bir gerçek yer alıyor. 450 hastane binasının yüzde 1’ine dahi dokunulmadığı kaydediliyor. 2009 yılı itibariyle; Beykoz Devlet Hastanesi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi (Amatem ve Nevroz Blok) ve Fatih Semt Polikliniği'nin güçlendirilecekler listesinde...