Türkiye’nin doğusu ve batısından, 10 şehirden 24 gencin katılımı ile hayata geçirilen 'Hatırlamak ve Anlatmak için Şehre BAK' projesinin İstanbul sergisi bugün DEPO’da açılıyor. 6 video ve 5 fotoğraf çalışmasından oluşan sergi 10 Nisan’a kadar görülebilecek. 'Kürt bilgini' olarak bilinen gazeteci, yazar Musa Anter'in ölümünü anlatan eserlerin de yer aldığı sergi, daha sonra Diyarbakırlı ve İzmirli izleyicilerle buluşacak.
Farklı kültürlerden gelen gençleri bir araya getirerek, toplumsal meseleleri fotoğraf ve video aracılığıyla ele alan ve yeni bir tartışma zemini yaratmayı amaçlayan ortak kültürel üretim projesi "Hatırlamak ve Anlatmak için Şehre BAK", Anadolu Kültür ile Diyarbakır Sanat Merkezi'nin, Geniş Açı Proje Ofisi ve docİstanbul Belgesel Araştırmaları Merkezi işbirliğiyle hayata geçirildi. Proje kapsamında Aydın, Balıkesir,
"Ön yargılar kırılabilir"
"Nötr bir karşılaşma alanı yaratıldığında, insanların ön yargılarının kırılabileceğini" söyleyen Anadolu Kültür Proje Koordinatörü Latife Uluçınar, projeyi şöyle anlattı:
"Bu şehirlerde 20-28 yaş arasında fotoğraf veya video ile ilgilenen gençlerle görüştük ve mülakatlar sonucunda 24 kişilik grup oluşturduk. Ocak-Şubat döneminde katılımcılar belirlendi. Martta ilk atölyemizi İzmir'de yaptık. Mayısta Diyarbakır'da ikinci atölyemizi yaptık. Atölyeler 'Şehre nasıl bakabiliriz?', 'Neleri hikayeleştirmek istiyoruz?' üzerinden yapıldı. Katılımcılar ikişerli gruplar halinde konularını belirledi. Doğudan bir katılımcı batıdan bir katılımcı bir araya geldi. Katılımcılar yaz döneminde çekimlerini yaptı. Gidilen şehrin sokaklarını, kültürel yapısını, kültürel mirasını katılımcıların birbirine anlatarak öğrenirken, birbirlerinin yaşadığı şehirleri, o şehrin kültürel dokusunu kavrıyor. Katılımcılarda aradığımız tek özellik, fotoğraf ve videoya ilgi duyması ve kafasında yapmak istediği iyi bir şey olması. Katılımcılar içinde lise mezunu olanlar da öğretmenler de esnaf da memur da var. Nötr bir karşılaşma alanı yaratıldığında, insanların ön yargıları da olsa bunlar kırılabilir"
PROJELER
Doğunun Sayfiyesi: Hazar (
Projeyi hazırlayanlar: Atahan Eker (İzmir), Murat Kartal (Diyarbakır)
Proje, Diyarbakır ve bölgede yaşayan farklı sosyal ve ekonomik geçmişlerden insanların, dünden bugüne Hazar Gölü çevresinde oluşturdukları tatil alışkanlıklarına odaklanıyor. Bu çalışmada balıkçılıktan su sporlarına farklı uğraşların, villalardan çadır kamplarına farklı tatil alışkanlıkları ve ilişkilerin öne çıktığı hayat tarzlarıyla karşılaşıyoruz. Hazar, aile albümlerinden alınmış hatıra fotoğrafları ile güncel fotoğrafları bir arada sunarak, Doğu’nun gündelik yaşamına ve sayfiye anlayışına bir pencere açıyor.
Koma Dam (Kısa metraj video)
Projeyi hazırlayanlar: Berîvan Akelma (Diyarbakır), Yağmur Cihan (Balıkesir)
Batman’da bir apartman damını kendi mekânları kılan kadınların hikâyesi… Bölgenin kültüründe ayrı bir yeri olan, özellikle yaz aylarında sohbetin, birlikte vakit geçirmenin ve açık havada uyumanın mekânı olan dam, plansız şehirleşen Batman’da kadınların alternatif yaşam alanına dönüşüyor. ‘Kendine ait ortak bir mekân’ kurmanın keyfini merkeze alan, diğer damlardaki yaşamın hafifçe kadraja girmesiyle şehre bir pencere açan Koma Dam, bizi beklenmedik bir mekânda yaşamı yeniden örgütleyen heyecanlı genç kadınların dünyasına davet ediyor.
Son Bakkal (Fotoğraf)
Projeyi hazırlayanlar: Melikenaz Yalçın (Aydın-İzmir), Recep Seyhan (Diyarbakır)
Proje, kentsel dönüşüm sebebiyle yıkıma maruz kalan Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Alipaşa, İzmir’in Konak ilçesindeki Ege ve Kadifekale’deki değişen hayatı bakkallar üzerinden anlatıyor. Yıkılmakta olan üç farklı bölgede yaşayan ve dükkân işleten, aynı zamanda mahallenin belleğini oluşturan son bakkalların hikâyelerinde; binalar, evler, dükkânlar kadar, yerel dayanışma kültürünün de dönüşümüne tanık oluyoruz. Son Bakkal’da sadece yıkımla değil, büyük bir belirsizlikle yaşama ve mücadele deneyiminin yansımalarını görüyoruz.
Zîlan (Kısa metraj video)
Projeyi hazırlayanlar: Derya Gümüş (Batman), Özgür Hiçyılmaz (İzmir)
1930’da Van'ın Erciş ilçesinin Zilan bölgesindeki Kürtlere yönelik yapılan katliamdan sağ kurtulan ve Batı Anadolu ile Trakya'daki illere sürgün edilenlerin hafızasının izini sürmeye yönelik bir çaba Zîlan. Bütünüyle kaybedilmiş bir geçmiş, nesiller arası aktarımın olamadığı, kabullenmek üzerine kurulu bir bugünle birleşiyor Zîlan’da. Film, kulak verdiği insanlar ve kaydettiği mekânlara hem yakın hem mesafeli durmaya çalışırken, hatırlayamamanın ve konuşamamanın şiirsel bir ifadesi haline geliyor.
Hayıt (Fotoğraf)
Projeyi hazırlayanlar: Aliye Erkurtulgu (İzmir), Mert Gözmen (Diyarbakır-İstanbul)
IMBPOƩ İmroz (Kısa metraj video)
Projeyi hazırlayanlar: Murat Yüksel (Mardin), Onur Tekin (Çanakkale), Zehra Güzel (Urfa)
IMBPOƩ (İmroz), Gökçeada’da yaşayan insanların hikâyelerini paylaşmayı amaçlayan kısa bir belgesel. Film, Türkiye’de Rumlara yakından bakarak hem iktidarın toplumu yaralayan acımasızlığının hem de her türlü kimliğin ötesine geçen, güçlü bir aidiyet duygusunun izlerini takip ediyor. ‘Cezaevi’ olmanın reva görüldüğü bir adanın da hikâyesi olan İmroz, yaşanan kayıplara rağmen birbirine tutunan insanların tanıklıklarını röportajlar aracılığıyla bir araya getiriyor.
Tene Yazmak (Fotoğraf)
Projeyi hazırlayanlar: Barış Can Ayata (Batman), Gizem Demirtaş (İzmir)
Kişisel hafızanın ve kimlik algısının bedende nasıl ifade edildiğini gösteren Tene Yazmak, insanları birbirine bağlayan ve birbirinden ayıran hikâyelere dair kısa bir bakış sunuyor. Batman’da Dicle Anter’in bir aile simgesi haline gelen dövmesinden babası Musa Anter’in kaybına, Diyarbakır’da barış dövmesi yaptıran Helin’den 15 Şubat’ta kendini yakan yakın arkadaşı Mustafa’ya ve İzmir’de Tayfun’un dövmelerinden genç yaşta hayatını kaybeden ve kalbi Tayfun’a nakledilen Oliver’e varıyoruz.
Taş (Kısa metraj video)
Projeyi hazırlayanlar: Aram İkram Taştekin (Diyarbakır), Gözde Özkurt (İzmir)
Çalışma, tarih boyunca çeşitli amaçlar için kullanılmış, dile türlü şekillerde dâhil olmuş ve kavramlaşmış bir nesnenin anlam sınırlarını farklı açılardan ele alıyor. Bu sınırların bir ucunda, Kürtlerin çocukluklarından itibaren yaşadıkları coğrafyanın fiziksel özellikleri ve onun üzerinde yürüyen mücadeleden ayrı düşünemedikleri taş imgesi var. Diğer uçta ise hafızanın, bedenin ve onları çepeçevre saran kültürün ve dilin içinde bilinç ve bilinç dışı arasında salınan binlerce imgeden biri olarak ‘taş’ var.
Olağan Haller (Fotoğraf)
Projeyi hazırlayanlar: Osman Sadi Temizel (İzmir), Özlem Avunç (Diyarbakır)
Diyarbakır’da ve Mardin’in Midyat ilçesinde insanların boş zamanlarını geçirdiği, dinlendiği, eğlendiği, rahatladığı mekânlara bakarak, hayatın akışı ve olağanlığına tanıklık ediyoruz fotoğraflarla. Bununla birlikte 2015 yılı içinde yoğunlaşan çatışmalar, buradaki hayatı bütünüyle durdurarak bölgede yaşayan insanların yaşamını derinden etkiledi. Bu çalışma, şehirlere ve insanlarına bakmanın bütünlüklü yollarını fotoğrafla araştırırken, çatışmasız dönemlerdeki olağan hayata devam etme arzusunun da bir ifadesi.
Gizli Özne (Kısa metraj video)
Projeyi hazırlayanlar: Ayberk Ersürmeli (Çanakkale), Serdar Nas (Şırnak-Van)
Diyarbakır ve İzmir’de sıklıkla ziyaret edilen iki mekân: Mardinkapı Keçi Burcu ve Konak Saat Kulesi. Uzun yıllardır bu iki mekânda çalışan ve başkaları tarafından çekilen anı fotoğraflarında farkında olmadan görünmeyi başaran birileri var! Gizli Özne, sosyal medyada dolaşan anı fotoğraflarında görünen bu ‘birileri’ni daha yakından tanımak üzere yola çıkıyor ve onları kendi fotoğraflarıyla buluşturuyor. Gizli Özne, hep ‘orada’ olduğu halde görünmeyen bu insanlara ve onların görünmeyen emeğine dair küçük izlenimler toplarken, şehrin göbeğindeki saklı hikâyelerin kapısını aralıyor.
Veger (Dönüş) (Kısa metraj video)
Projeyi hazırlayanlar: Mesut İslah (Balıkesir), Refiq Dildar (Batman)
Hacı Selahattin 104 yaşında bir Koçerdir. Bu yaşına kadar göçebe hayatı sürdürmüştür. Yaşından dolayı artık yükseklere çıkamayacak hale gelen Hacı, genç Koçerlerin hayvanları yaylalara çıkarttıkları süre zarfında, 6 ay şehirde çocuklarının evinde kalır. Hayvanlar Koçerlerle birlikte yayladan indiklerinde, bir an önce Kozluk Ceznê'ye kavuşmayı uman Hacı’nın da özlediği topraklara adım atma vakti geliyor. Veger (Dönüş), Koçerlerin nesilden nesile aktarılan yaşam biçimlerine ve toprakla kurdukları ilişkiye bir an için misafir olmamızı sağlıyor.