Yaşam

1 milyon çocuk gelin

“Çocuk Gelinler” panelinde, sayıları 1 milyonu aşan, başlık parası karşılığında satılan çocukların hakları masaya yatırıldı.

29 Kasım 2008 02:00
Hürriyet ve Uçan Süpürge işbirliğiyle gerçekleşen, “Çocuk Gelinler” panelinde, sayıları 1 milyonu aşan, başlık parası karşılığında satılan çocukların hakları masaya yatırıldı.

Tecavüzle, ölüm tehdidiyle evliliğe zorlanıyor, bedenleri gelişirken hamile kalıyor, evlilikleri yargıya intikal etmediği için hakları korunmuyor. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Hüseyin Üzmez’i kurtarmak için evlilik ve cinsel ilişkide rıza yaşını 14’e indirmeye çalışadursun, geçtiğimiz günlerde gerçekleşen panelde, çocuk gelinlerin hakları masaya yatırıldı.

Hürriyet ve Uçan Süpürge işbirliğiyle gerçekleşen, “Çocuk Gelinler” panelinde, önce iki kısa film izledik. “Nefes al, Alma, nefes al” adlı film, 13-14 yaşlarında babasının zorla evlendirdiği kızın, yıllar sonra gerçekleşen kocasının cenaze töreninde başlıyor. Alma, artık yaşlı bir kadındır. Kendini yaslı kalabalığın arasından yatak odasına atar, evlenmemek için nefesini tutup suya dalarak intihar etmeye çalıştığını hatırlar. Yaşamını sonlandıramamıştır ama tüm hayatı boyunca o nefesi tutmuştur. Nihayet kocası öldükten sonra bu hayattaki ilk nefesini alır. Herkes ağlarken, o artık gülebilmektedir.

“Beni geri çağır hayat” isimli film ise, 15 yaşlarında bir kız çocuğunun, üç yaşlarındaki kızını parka götürmesiyle başlıyor. Bu kız oyuncakçı vitrilerinin önünde duruyor, yanından geçen liseli öğrencilere gıpta ile bakıyor, kızını sallarken, salıncağa binip kendi de sallanıyor. Ve o sırada hayatını geri sarıyor. Bebek bakmak zorunda olmadığını, hamile kalmadığını, gelin olmadığını, babasının onu istemeye gelenlere kapıyı açmadığını ve o kapıdan okula giden bir öğrenci olarak çıkmayı düşlüyor.

Hayatın onu geri çağırması artık zor olsa da, bu tür etkinliklerin diğer mağdur çocukların kurtarılmasında etkili olacağına inanıyorum. Denize atılan deniz yıldızı hikayesindeki gibi, kurtarılan bir çocuk gelin için her şey çok değişecektir. O, yaşama ve birey olma özgürlüğünü kazanacaktır.

Panelde, uzman psikolog Feride Yıldırım’ın bir sözü beni çok etkiledi. Dedi ki; “Erken evlilikler ebeveynlerin limonata içip, pasta yiyerek, göbek ata ata, kızlarını cinsel ve fiziksel şiddete yolladıkları bir törendir.”

Hüseyin Üzmez’i kurtarmak için, Adalet Bakanlığı’nın çocukların cinsel istismarına ilişkin suçlara bakan Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin önerileri doğrultusunda evlenme yaşını 14’e indiren, tecavüzde şikayet yaşını 15’ten 14’e düşüren yasa değişikliği için hazırlık yaptığı şu günlerde lütfen paneldeki konuşmacıların seslerine kulak verelim.

Rakamlarla çocuk gelinler

Türkiye’de kızların;


Yüzde 50’si okula gitmiyor
Yüzde 7.5’u evlendirilmek üzere okuldan alınıyor
Yüzde 75’i çalışma hakkını reddediyor
Yüzde 60’ı evden çıkmak için izin alıyor
Yüzde 70’i evlenmek istediği kişiye seçemiyor
Yüzde 7’si zorla evlendiriliyor
Konda Kadının İnsan Hakları Araştırması, 2008

Hukukçu Canan Arın

Bu çocukların hiçbir hakkı yok!


Medeni Kanun’a göre 17 yaşından önce resmi nikah yasak olduğu için, küçük kızlar imam nikahıyla evlendiriliyor. Köle haline gelen bu çocukların nafaka dahil hiçbir hakkı yok. Fiziksel şiddete, kapının önüne atılmaya, tecavüze, üstlerine kuma gelmesine boyun eğmek zorundalar. Neredeyse 30 yıldır kadının haklarını koruyan yasalar çıkartıyoruz. Bu yasalar uygulanmıyor. Hüseyin Üzmez’i kurtarmak için, rıza yaşının 14’e indirilmesinin tartışıldığına inanamıyorum.

Uzman Psikolog Feride Yıldırım

Erken evlilik, erken annelik demek


Anne babalarından şiddet gördükleri için ilk güzel söz söyleyene kaçan, kaçırılan, tehditle, tecavüzle veya babası söz verdiği için evlenmeye mecbur edilen, evlendikten sonra satılan, direnirse ölüme zorlanan birçok kız çocuğumuz var. Ayrıca gebe kalan kız çocuklarının hâlâ büyümekte olan bedeni bu stresi kaldıramıyor, anne bebek ölümleri, erken doğumlar artıyor. Kendi çocukluklarını yaşayamadıkları için bebeklerine hoyrat davranıyor, dövüyorlar. Kısaca anneliklerini de yaşayamıyorlar.

Profesör Nükhet Sirman

Kültürümüzün bir parçası değildir


Erkek çocuğun babaya bağlı olması, babanın da kendi çıkarlarını gözeterek, seçtiği ailenin kızıyla oğlunu evlendirmesi esas sorundur ve hâlâ birçok bölgede devam etmektedir. Türkiye’de hiçbir zaman kadınların haklarını koruyan yasalar yürürlüğe girmemiştir. 1926 Medeni Kanunu’na göre, erkek aile reisi, kadın mali müşavirdir.

Sinema oyuncusu Hülya Avşar

Bir an önce harekete geçmeliyiz


Çiftler arasında sevgi, saygı ve iletişim eksikliği var ve erken değil, geç yaşta yapılan evlilikler de mükemmel gitmiyor. Kız çocukları hakları ile ilgili bilgi edinemiyor. Bu ülkede konuşarak hiçbir şey olmuyor. Harekete geçmeliyiz. Yeni iktidarda kanunlar durmadan değişiyor. Caydırıcı cezai yaptırımlar olmalı. 14 yaşında bir kız çocuğuyla evlenen kişi de, evlenmesine razı gelen aile de ağır cezalara çarptırılmalıdır.