Moken Projesi, Moken Denizi Göçerleri hakkında ilgi uyandırmak amacıyla film yapımcılarının ve tasarımcıların başlattığı bir çalışma. Norveçli fotoğrafçı Sofie Olsen, Güney Doğu Asya'da Birmanya ile Tayland arasında yer alan Surin Adaları'na giderek Moken halkının yaşam biçimini belgeledi.
Fakat bazı eski gelenekler hâlâ yararlı. 2004'te Hint Okyanusu'nda gerçekleşen tsunami felaketi sırasında Mokenler çok sayıda hayat kurtarmış. Çünkü onların geleneksel inancına göre, okyanus çekildiğinde yüksek bölgelere çıkmak gerekir.
Mokenler toplayıcılık ve avcılıkla geçiniyor. Okyanus hayatı ile ilgili geniş bilgiye sahipler. Tümüyle deniz ürünlerine dayanan bir yaşam sürdürüyorlar. Bu nedenle mızrakla balık avı onlar için büyük önem taşıyor.
Mokenler çok iyi dalgıçlar. Balık avlarken 20 metre derinliğe dalıp tek nefesle birkaç dakika su altında kalabiliyorlar.
Gözleri deniz suyu ortamına adapte olduğu için su altı görme becerileri oldukça gelişkin. Deniz dibinde ağırlık taşımadan yürüyüp karada avlanır gibi avlanabiliyorlar.
Yüzyıllar boyunca denizde yaşamlarını sürdüren bu göçer balıkçılar bugün karada yerleşik hayata ve para ekonomisine geçmeye teşvik ediliyor.
Bugün çoğu Moken sürekli olarak kıyıda yaşamlarını sürdürmekle beraber, bazı aileler uzun kayıkları ile denize açılıp günlerce balık avlıyor. Kayıklarda palmiye gölgeliklerin yerini branda, yelkenin yerini ise motor almış olsa da.
Mokenlerin avlanırken kullandıkları aletler el yapımı bir sepetten -bazen bunlarınyerini plastik kovalar alıyor- ve basit bir bıçaktan oluşuyor.
Balık avının geleneksel yöntemlerinden biri de yüzeyden 70-80 metre derinliğe ip salıp düzenli aralıklarla bu ipe palmiye yaprakları bağlayarak yeni eko sistemler yaratmak. Böylece buralara yerleşen küçük deniz canlılarını avlamaya gelen daha büyük balıkları yakalamak mümkün oluyor.
Balıkçı göçerler binlerce yıldır dış etkilere maruz kalmadan yaşadı; fakat batı kültürüne dair özlem ve hayaller genç kuşakları etkisi altına almaya başlamış.
Tsunamiden sonra Mokenler deniz kıyısında numaralı kulübelere yerleştirildi. Geleneksel yaşam tarzlarını sürdüremedikleri için kültürleri giderek bozulmaya uğruyor.
Mokenlerin bu yerleşim alanları turistler için çekim merkezi haline geldi. Mokenler ise yerleşik hayata geçtikleri için Batı kütüründen giderek daha fazla etkileniyorlar.