Pandemide tatil önerileri: Otel değil kamp, havuz değil deniz

Koronavirüs önlemlerinin gevşetilmesiyle insanların tatil için harekete geçtiğini belirten Dr. Öğr.Üyesi İpek Ada Alver, salgından korunarak tatil yapmak için kalabalık oteller yerine kamp, bungalov ve yazlıkların, havuz yerine ise temiz denizlerin tercih edilmesini önerdi.

28 Haziran 2021 12:43

Altınbaş Üniversitesi’nden Dr. Öğr.Üyesi Mikrobiyolog İpek Ada Alver, son dönemde Türkiye’de Covid-19 aşı çalışmalarında hızlı bir ilerlemenin yaşandığını, seyahat ve sokağa çıkma kısıtlarının da kademe kademe azaltıldığını söyledi. Bu gelişmelerin umutlandırdığı milyonlarca çalışanın turizm sezonunun açılışını beklediğini hatırlatan Alver, “Bu beklentiye bağlı olarak halen otel, pansiyon ve kamp alanlarında neredeyse yer kalmamış durumda” dedi.

Tatil planı yapanları uyaran Alver, “Giderek artan iyimserliğe rağmen, Koronavirüs’e karşı önlemlerden vazgeçmek için henüz erken. Normalleşme adımları ve aşı uygulandıktan sonra Koronavirüs’e yakalanmayacağım ya da bulaştırmayacağım şeklindeki yanlış düşünceler önlem alınmamasına, vaka sayılarında artışa ve yeni Koronavirüs mutantlarının açığa çıkmasına neden olabilir” diye konuştu.

Giderek artan doluluk oranlarıyla tatil beldelerinin virüs bulaşmasına uygun yerler haline geldiğini vurgulayan Alver şöyle devam etti: “Seyahate bağlı enfeksiyonlar yeni pandemilerin ortaya çıkmasında ya da bulaşın yayılmasında en önemli etken. Koronavirüs de seyahat ilişkili enfeksiyonlardan biri. Bu yaz Koronavirüs endişesini de beraberinizde taşımak istemiyorsanız, kalabalık tatil beldelerinden ve turistik otellerden uzak bungalov, kiralık ya da devremülk yazlık, tekne ya da karavan gibi daha sakin mekanların tercih edilmesi bulaşı azaltacaktır.”

İpek Ada Alver, her şeye rağmen kalabalık ortamlarda tatil tercih etmek durumunda kalacaklara ise Koronavirüs bulaşına karşı tüm önlemlerin alındığı mekanları tercih etmelerini önerdi. Alver, şöyle konuştu: “Yoğun ziyaretçi alan tatil bölgelerinde turistlere kapalı alanlarda dahi maske takma zorunluluğunun olmaması, yapılan en büyük yanlışlardan biri. Ülke ayırt etmeksizin tüm bireylerin maske, mesafe ve hijyen koşullarına özen göstermesi gerekiyor.”

Vatandaşlara, tatile çıkmadan önce mutlaka aşılarını yaptırmaları tavsiyesinde bulunan Dr. Alver, “Aşı sırasınız yaklaştıysa tatili ötelemeyi tercih edin. Aşıdan sonra da en az iki hafta daha bekleyip öyle tatile çıkılmasını öneriyoruz” dedi.

Maske ve dezenfektanın tatil valizinde mutlaka bulunması gerektiğini belirten Alver, “Restoran, kafe, gösteri merkezi gibi alanlarda mesafeli oturmaya, maske takmaya özen gösterin. Plaj havluları, çarşaf-nevresim takımları kişiye özel ve dezenfekte olmalı. Şezlonglar da sık sık dezenfekte edilmeli” ifadelerini kullandı.

Tatil yerlerindeki restoran ve kafelerde önlemler alınmadığında bulaş riskinin tehlikeli bir hal alabileceğini söyleyen Alver, şunları söyledi: “Bulaş, sadece kişilerarası temastan değil, çatal, kaşık, tabak, bardak gibi yapıların ve gıdaların hijyeni ile de alakalı bir durum. Yeme-içmede kullanılan eşyaların yüksek sıcaklıklarda yıkanması ve kişiye özel kapalı paketlerde sunulması ya da tek kullanımlık olması şart. İnsanlar arası ve gıdalarla temasını arttıracağı için açık büfe servis tercih edilmemeli.”

Giderek artan müsilajın, insanları denize girmekten alıkoyabileceğine işaret eden Alver, havuzların da diğer bulaşıcı hastalıklara davetiye çıkarabileceğini belirtti. Alver, ‘Havuz mu deniz mi’ sorusuna cevap arayanlara karşı şu ifadeleri kullandı: “Denizlerimizde şu sıralar müsilajın suyun kalitesini bozup hastalık yapıcı mikroorganizmaları da beraberinde getirmesi tehlikesi mevcut. Havuzlar ise durgun su olduklarından Koronavirüs ve daha pek çok mantar, bakteri, parazit ve virüs gibi mikroorganizmalar bulaşabilir. O yüzden bu yaz Marmara Denizi hariç diğer bölgelerde denizler tercih edilmeli.”