İsimsiz mezarlar, yarım kalan hayatlar; fotoğraflarla Cizre'de 79 günlük yıkım...

16 Haziran 2016 12:42

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Cizre raporunu yayımladı. Cizre çatışmalardan önce böyle bir görüntüye sahipti.

Cizre’de ,sokağa çıkma yasağıyla birlikte operasyonlar 79 gün boyunca sürdü

HDP’nin yayınladığı rapor, "Cizre Ablukası ve yananlar, bitirilen 'Çözüm Süreci’nin toplumsal ve ekonomik yansımalarından biri olmuş, barışın ne kadar kıymetli bir şey olduğunu, çatışmalı ortamın toplumun tüm kesimlerine nasıl onulmaz zararlar verdiğini açıkça gözler önüne sermiştir" sözleriyle başlıyor.

Rapor Cizre'de 14 Aralık 2015 - 2 Mart 2016 arası 79 gün süren ve Cizre’ye tüm girişlerin kapatıldığı dönemi kapsıyor.

14 Aralık 2015'te ilan edilen son yasak resmi açıklamalara göre, 11 Şubat 2016'da bitirildi. Temmuz 2015'ten itibaren Cizre şehrinde 5 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Cizre'de toplamda 154 gün devam eden sokağa çıkma yasaklarındaki operasyonlarda kimliği belirlenen 211 kişi ve kimliği henüz belirlenemeyen 72 kişi yaşamını yitirdi

HDP albümü, Cizre'de yaşamını yitirenlere, zulme uğrayanlara ve tüm Cizre halkına ithaf edildiğini açıkladı.

Cizre raporunda,

'Cizre raporu'nun sonuç bölümünde şu istekler dile getiriliyor: "Abluka kalktıktan sonra bile Cizre’ye gelen heyetler devlet yetkililerinin gözünde “potansiyel terörist” muamelesi görmüş tür. Devlet yetkililerinin Cizre’de insani çalışma yürüten ekiplere her türlü kolaylığı sağlaması gerekirken, bu insanlara “düşman” muamelesi yapılması kabul edilemez."

Rapor şöyle devam ediyor: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın buna yönelik beyanları bölgede görev yapan devlet güçlerini ve yetkililerini, kurumların çalışmalarını engelleme yönünde cesaretlendirmektedir. AKP Hükümeti’nin bir an önce bu tutumundan vazgeçip, Cizre’deki yıkımı sarmaya çalışan heyet ve ekiplerin, belediye görevlilerinin ve gönüllülerin Cizre halkıyla dayanışma faaliyetlerini yürütmelerini kolaylaştırıcı bir yaklaşım sergilemelidir.

Cizre’de “operasyonların bittiği” yönlü açıklamalardan sonra ortaya çıkan tablo, işlenmiş suçlarda pervasızca hareket edildiği, yargılanma gibi bir kaygının olmadığı izlenimini doğurmaktadır.

Abluka altına alınan kentlerde ortaya çıkan tahribatın onarılması, bağımsız komisyonların oluş‑turulabilmesi ile mümkündür.

Kamulaştırma adına altında, AKP iktidarının yapmak istedği, yaptığı katliamların üzerini örtmek ve halkın direniş‑ ve kültürel hafızasını yok etmektir.

TOKİ’ler yoluyla insanları bahçeli geniş‑ evlerden alıp, kutucuk gibi evlere sıkıştırmak, yüzlerce yıldır süregelen Cizre’nin sosyolojik ve tarihsel yapısını tahrip edecektir.

Kamulaştırma kararlarıyla uygulanmaya konmak istenen mal gaspına tüm demokrasi güçleri karşı çıkmalıdır.