Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde Koronavirüs'le mücadele: Hastalar yağmur gibi yağıyor, sağlık çalışanları yaprak gibi dökülüyor
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde Koronavirüs ile mücadele eden sağlık çalışanları, her gün astronot gibi giyinip, koruyucu kıyafetin içinde terden sırılsıklam halde görevlerini yapıyorlar. Kimi doktorlar ise yakınlarına virüs bulaştırmaktan korkup hastanede yaşıyor.
Hastanenin yoğun bakım sorumlusu Prof. Dr. Murat Yılmaz, "Hastalar yağmur gibi yağıyor, ama sağlık çalışanları da yaprak gibi dökülüyor. Bu hastalığın yaşlısı genci kalmadı. En çok eski hastalarımızı ve hastalıkları özledim" dedi.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nin 80 yoğun bakım yatak kapasitesinin 15’i, Koronavirüs hastaları için ayrılmış durumda. Bu yatakların tamamı, aralarında 30’lu yaşlarda olanların da yer aldığı hastalarla dolu. 60 sağlık çalışanı, 24 saat süresince hastaların beslenmesinden tuvalet ihtiyaçlarına tüm ihtiyaçlarını karşıladığı gibi tedavilerini de üst seviyede gerçekleştiriyor.
Sağlık çalışanları, birer astronotu andıran koruyucu kıyafet içinde saatlerce çalışıyor. Bazen uzun saatler üzerlerinde kalan koruyucu tulumu çıkardıklarında, iç kısımdaki önlüklerinin terden sırılsıklam olduğu görülüyor. Hastalar ise temas etmeyecek şekilde hazırlanan birbirlerinden ayrı tutulduğu cam bölmeli alanlarda tedavi görüyor. Sağlık çalışanları, bu tulum içerisindeyken insani ihtiyaçlarının hiçbirini gerçekleştiremiyor.
. Dinlenmek için tulumları çıkaran sağlık çalışanları, bu aşamada da mesafe ve maske kuralına dikkat ediyor.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Covid-19 yoğun bakım servisi sorumlusu Prof. Dr. Murat Yılmaz, 21 yıldır yoğun bakımda çalıştığını, ancak hiçbir dönemde bu kadar yoğunluk yaşamadıklarını anlattı. “Hastalar yağmur gibi yağıyor” diyen Prof. Dr. Murat Yılmaz, “Sağlık çalışanları adeta birer yaprak gibi dökülüyor. Ekibimizden karantinaya alınanlar oluyor. Çalışan sayımız giderek azalıyor. Sınırsız enerjimiz yok. Zor şartlarda çalışıyoruz.” dedi.
Prof. Dr. Yılmaz, yoğunluk dışında zaman zaman eve gidebildiğini, eve gittiğinde de kendine karantina uyguladığını söyledi. Çocuklarından, ailesinden uzak kalmak zorunda olduğu için üzüldüğünü anlatan Prof. Dr. Murat Yılmaz, “Eve gidince eşim kapının önünde tüm kıyafetlerimi çıkarttırıp makineye atıyor. Duş alıp salonda kendimi karantinaya alıyorum. Ailemi düşünüyorum. İnsanların da kendilerini, ailelerini, bizleri düşünmesi lazım” diye konuştu.
. Yılmaz, gençlerin gençliklerine güvenmemesi gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Yılmaz, “Şu anda 33, 45, 37, yaşlarında hastalar var. 50 yaşın altında 7 hastamız var. Bu hastalıkta genç yaşlı kalmadı” ifadelerini kullandı.
Tulum ve maske olmadan önce tedavisi devam eden hastalarının yanına gittiğinde onların gözüne bakıp moral verdiğini anlatan Prof. Dr. Yılmaz, şöyle konuştu:
“Şimdi hastanın yanına bu kıyafetlerle giriyoruz. Eskisi kadar rahat muayene edemiyorum. Duygularımızı karşılıklı rahat ifade edemiyoruz. Eski hastalıkları ve hastalarımı özledim. İnsan hastalıkları özler mi? Evet, bu dönemde eski hastalıkları özledim”."