Dünyanın en büyük nükleer kazası, Çernobil felaketinin üzerinden tam 30 yıl geçti. Ama kazanın izleri hala silinebilmiş değil. Santralde nükleer sızıntı riski de sürüyor. Santraldeki tonlarca radyoaktif atık, hala güvenli bir şekilde depolanamadı.
26 Nisan 1986'da Çernobil santralinde meydana gelen patlamada, Hiroşima'ya atılan atom bombasından 400 kat fazla radyasyon atmosfere yayıldı.
Reaktörden çıkan radyoaktif maddeler rüzgar ve yağmur birlikte İskandinav ülkelerinden Türkiye'ye kadar geniş bir coğrafyaya taşındı.
Kaza, 20. yüzyılın en büyük nükleer felaketi olarak kayıtlara girdi.
Felaket sonrası ilk 3 ayda 30 kişi yaşamını yitirirken, 135 bin kişi tahliye edildi, sonraki dönemlerdeyse binlerce kişi kansere yakalandı.
Felaketin ardından en çok radyasyona maruz kalanlar tasfiye memurlarıydı. Binlerce kişi, santraldeki yangını söndürmek ve araç gereçleri çıkarmak için görevlendirildi.
Bu kişiler, şimdi ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya. Birleşmiş Milletler'e göre bu kişilerden 9 bini Çernobil nedeniyle kansere yakalanacak.
Uluslararası Çevre Örgütü Greenpeace ise bu sayının en az 90 bin olacağını belirtiyor.
Kazanın üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen felaketin izleri hala silinemedi. Çernobil'in çevresindeki bölgeler, hayalet kasabayı andırıyor.
Sızıntıyı önlemek için patlamanın hemen ardından da reaktörün çevresine çelik kemer örülmüştü.
Ancak o kemer artık güvenli olmadığı için yeni proje hayata geçirildi. Santralden nükleer atıkların çıkarılmasına 2017'de başlanması planlanıyor.
İşte 30'uncu yılında Çernobil'den geriye kalanlar...