08 Şubat 2018

Yüz yedi bin içinde ille o ikisi

Merak ediyorum; TÜRGEV” diye bilinen, “Türkiye Gençlik ve Eğitim Hizmet Vakfı”nın “Türkiye” sözcüğü de, çıkartılır mı?

Türk-İş...

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği...

Türkiye Sanayiciler ve İş İnsanları Derneği...

Türkiye Açık Deniz Kulübü Derneği...

Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Derneği...

Türkiye Fikir ve Kültür Derneği...

Türkiye Görmezleri Eğitim ve Himaye Derneği...

Türkiye Muharip Gaziler Derneği...

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği...

Türkiye Polis Emeklileri Sosyal Yardımlaşma Derneği...

Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği...

Türk Amerikan Üniversiteliler Derneği...

Türk Eğitim Derneği...

Türk Mallarını Tanıtım ve Kullanımını Teşvik Derneği...

Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı...

Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği...

İsminin önünde ne kadar “Türk” ya da “Türkiye” bulunan dernek, vakıf, herhangi bir sivil toplum kuruluşu varsa, aman dikkat!..

Onların başına her an bir şey gelebilir ve yıllardır bu kurumların başında yer alan “Türk” ya da “Türkiye” sözcükleri bir anda çıkartılabilir.

Kurumun önündeki “Türk” ya da “Türkiye” sözcüklerini korumanın tek bir yolu var:

Aman dikkat, AKP’ye asla muhalif olmamak!.. Aman dikkat, AKP uygulamalarına karşı herhangi bir olumsuz söz söylememek ya da tavır almamak!..

Aman dikkat!..

Yoksa...

Devlet yönetiminde bir ilk

Tük Tabipler Birliği ve hemen onun yanında Türkiye Barolar Birliği.

Her iki kurum da, kuruldukları yıldan bu yana Türkiye’de bir yandan kendi bünyelerinde doktorları ve avukatları barındırırken, diğer yandan “sosyal, laik ve hukuk devletini” sonuna kadar savunan sivil toplum örgütü.

Bu demokratik değerleri savunan her iki örgütün de, AKP ile ters düşmesi normal. Ve her iki kurum da, bu tavırlarından dolayı AKP’den nasiplerini alıyor.

Bir kaç yıl önce Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu adli yılın açılış töreninde AKP iktidarını eleştirdiği için Tayyip Erdoğan’ın büyük tepkisine hedef oluyor.

Türk Tabipler Birliği ise, son Afrin harekâtında “barış bildirisi” yayınladığı için Merkez Konseyi üyeleri bir hafta süreyle gözaltına alınıyor.

Serbest bırakılmalarının hemen ertesinde, önceki gün Tayyip Erdoğan bir açıklama yaparak, “Türkiye Barolar Birliği ile Türk Tabipler Birliği’nin önünde yer alan Türkiye ve Türk sözcüklerinin Bakanlar Kurulu kararıyla kaldırılacağını” ilan ediyor.

Böylesine bir ceza bizim hukuk sisteminde ve devlet yönetiminde bir ilk.

Toplumsal bilinç aşılamak

İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi kayıtlarına göre, şu anda Türkiye’de faaliyet gösteren 107 bin 469 sivil toplum kuruluşu var.

Mesleki dayanışma, spor, din hizmetleri, insani yardım, eğitim, kültür, sanat, sağlık, çevre, doğal hayat, şehit yakınları, gaziler, imar, şehircilik, toplumsal değerleri yaşatma, hak ve savunuculuk, engellilerle yardımlaşma, dış Türklerle dayanışma, çocuk, yaşlılar, gıda ve tarım alanlarında faaliyet gösteren, aktif 107 bin 469 sivil toplum kuruluşu.

Bu kuruluşların pek çoğunun adı “Türk” ya da “Türkiye” diye başlıyor.

Ben yukarıda yazının başına onlardan bazı örnekler veriyorum. Onların bir başka özelliği, verdikleri hizmet karşılığında vergi bağışıklığından yararlanmakta oluşları. Bu da çok normal.

Sonuçta, hepsi kendi alanlarında hizmet üretiyor. Ayrıca, Türkiye’de epey eksik olan toplumsal örgütlenmeye katkıda bulunuyor. Toplumsal bilinç aşılıyor.

Modern bir toplumun vazgeçilmez kurumları. Türkiye’de faaliyet gösterdikleri için tabelalarında “Türk” ya da “Türkiye” sözcüklerinin bulunması çok doğal.

Dünyanın her yerinde de böyle.

En ziyade müsaadeye mazhar

Şimdi, sırf AKP’ye muhalif oldukları gerekçesiyle, Türkiye Barolar Birliği ile Türk Tabipler Birliği’ne, AKP bir tür ceza kesiyor.

Onların tabelalarından “Türk” ve “Türkiye” başlıkları çıkartılıyor.

Bu arada merak ediyorum, bir de kısaca “TÜRGEV” diye bilinen, “Türkiye Gençlik ve Eğitim Hizmet Vakfı” var. Benzeri yüzlerce vakıf gibi, doğrudan AKP’ye bağlı bir vakıf. Tayyip Erdoğan’ın himayesinde. Vergi bağışıklığı da var.

Onun başındaki “Türkiye” sözcüğü de, çıkartılır mı?

Olur mu hiç canıııım... O ve benzerleri “bizden”.

“Bizden” olanlar, eski deyimle, “en ziyade müsaadeye mazhar” yani “en çok gözetilen, en çok korunan” anlamında.

Onlara toz bile kondurulmaz.

Yazarın Diğer Yazıları

Filmin sonu: Istakoz!..

Ortalama lokantalarda, yerine göre, bir porsiyon ıstakoz bin lira ile beş bin lira arasında değişiyor. On bin lira aylık alan bir emeklinin yarı maaşı!.. Ya da asgari ücretin üçte biri!..

34 yıl önce 34 yıl sonra: "Güçlükonak'ta demokrasi!.."

Güçlükonak'ta yaşananlar 34 yılda bizde demokrasinin özetindeki başlıklardan biri

Bugünler için ders: "Atatürk'ün Anayasası 1924"

Taha Akyol'un incelemesi, Atatürk dönemiyle ilgili yazdığı diğer kitapları gibi, o yılların tarihini ve perde arkasını anlatıyor