29 Nisan 2017

Trump’ın golf ile 19’uncu buluşması

Koca Amerikan Başkanı, dünyanın bir numaralı adamı, inanılmaz güç sahibi, her şeye kadir, dünyayı yöneten adam, ama mutsuz

Halk ağzında “Şarlo” diye bilinen, sinema dünyasının gelmiş geçmiş en büyük komedyenlerinden Charlie Chaplin show programında her zaman olduğu gibi, izleyicilere yine bir şaka yapıyor. Herkes gülüyor.

Charlie aynı şakayı ikince kez tekrarlıyor, bu kez bir kaç kişi gülüyor.

Aynı şakayı üçüncü kez tekrarlayınca, kimse gülmüyor. Şaka artık kanıksanmış.

Etrafını şöyle bir süzüyor, kendisini izleyen topluluğa sesleniyor:

“Aynı şakaya defalarca gülemiyorsunuz.

O zaman aynı şey için tekrar tekrar neden ağlıyor ve kaygı duyuyorsunuz?”

Ardından kendisine ait üç kuralını söylüyor:

“1-Yağmurda yürümeyi severim, çünkü gözyaşlarımı kimse göremez.

2-Hayatta boş geçirdiğimiz günümüz, gülmediğimiz gündür.

3-Bu dünyada hiç bir şey kalıcı değildir, bizi en çok kaygılandıran, en çok sıkan olaylar dahil”.

 

Amerika artık rahat

 

İki gün önce Charlie Chaplin’in 125. doğum günü.

Amerikalılar Charlie’ye vefakâr davranıyor ve onun doğum gününde, bu sözlerini çeşitli biçimlerde anıyorlar. Öyle ki:

Beyaz Saray’a bakarak, Başkan Trump’ın onları artık kaygılandırmadığını dile getiriyorlar. Ne kadar saçmalarsa saçmalasın, “hiç bir şey kalıcı değildir” kuralına uygun, Charlie’nin doğum gününü kahkahalarla kutluyorlar.

Amerikalıların gözü Trump’da, her gün ondan yeni gelebilecek saçmalıkları karşılamaya hazırlanıyorlar.

 

Buna karşılık Trump

 

Ve fakat, hayat sürprizlerle dolu.

Kendisini rahatsız hisseden asıl Trump. Amerikan halkından çok daha rahatsız ve mutsuz.

Koca Amerikan Başkanı, dünyanın bir numaralı adamı, inanılmaz güç sahibi, her şeye kadir, dünyayı yöneten adam, ama mutsuz.

Ne, mutsuz mu?

Garip ama gerçek, evet mutsuz.

Bu kulislere yayılan bir dedikodu değil, bunu önceki gün Reuters Haber Ajansına verdiği bir röportajda dile getiriyor:

“Washington’da kendimi iyi hissetmiyorum, eski hayatımı özlüyorum. Araba kullanmayı bile özledim”.

“Dakika bir, gol bir” misali, Trump Başkan olarak göreve başlayalı daha yüz gün henüz doluyor, ama adam mutsuz ve eski günlerini arıyor.

Oysa, bir yıla yakın süren kampanya, canını dişine takarak, gece gündüz demeden, inanılmaz bir hırsla oturmak istediği koltuğa sahip oluyor, gel gör ki, şimdi eski günlerini arıyor.

 

Sanki hücrede gibi

 

Röportajda ses tonunu, kelime vurgularını duysanız, kim olduğunu da bilmeseniz, sanırsınız ki, adam bir felaketin eşiğinde, anlatıyor da, anlatıyor:

“Bu kadar zorlayıcı olacağını bilmiyordum, çok iş var.

Ayrıca, eskiden de toplumun gözü benim üzerimdeydi ama, yine de özel hayatım vardı, şimdi kalmadı”.

Bir sor, bin dinle, devam ediyor şikâyetlerine:

“Gizli servis 24 saat tepemde. Bu kadar koruma ile sanki hücrede yaşıyor gibiyim. Hiç bir yere adım atamıyorum”.

Gazeteciler Trump’la Amerika - Kuzey Kore gerginliğini, Avrupa ilişkilerini, Çin’e bakışını konuşmak için Beyaz Saray’a gidiyorlar ancak, karşılaştıkları tablo bu.

Adamın bir ağlamadığı kalıyor.

Başkan, her şeye sahip, ağzından her çıkan mutlaka yerine getirilmesi emir, ama adam mutsuz.

 

Obama takıntısı

 

Sır değil, Trump’ın başından beri “Obama takıntısı, Obama kompleksi” var.

Seçim kampanyası sırasında Obama’yı çeşitli açılardan sık sık eleştirirken, sözü her sefer “Obama’nın golf oynamasına” getiriyor:

“Amerikan Başkanı ama, sürekli golf oynamaya gidiyor. Şaşıyorum, bu kadar zamanı nasıl bulabiliyor. Golf oynamasa, bu kez tatile çıkıyor. İşi başından aşmış, aklı hala golf oynamakta”.

Obama’nın golf oynamasını her fırsatta takan Trump başkanlığının ilk yüz gününde hiç golf oynuyor mu?

Hem de, on dokuz kez!

Hayret, koca Başkan “golf oynamaya bu kadar zamanı nasıl bulabiliyor”?

Adamın canı sıkılıyor, ne yapsın, eski günlerini arıyor.

 

Derin nefes

 

Hayat böyle, “güç bende olsun da, ne olursa olsun” diye çırpınır durursun, günün birinde o güce sahip olursun, bu kez o sakin, duru, asude, kaygılardan azade özel hayatını ararsın.

Elde ettiğin güç senin içini kemirir.

Charlie Chaplin’in dediği gibi, “hayatta hiç bir şey kalıcı değildir” dersin ve sabırla derin bir nefes alırsın.

Teşekkürler Charlie, toprağın bol olsun.

Yazarın Diğer Yazıları

Cumhuriyetçisi olmayan Cumhuriyet

AKP'nin imam hatiplerle, vakıf ve derneklerle, kendine bağlı sermaye ile oluşturduğu taban karşısında duranların ortak söylemi var. Hangi siyasi kanatta olurlarsa olsunlar... Ortak söylem Cumhuriyet!..

Piyasa Erdoğan'a, Erdoğan Murat Kurum'a güvenmiyor

Erdoğan ve bakanların İstanbul'da her oy avcılığı Kurum'u biraz daha değersiz kılıyor

Promosyon aldatmacası, İstanbul kâbusu

Başta Erdoğan, hükümetin tekmil bakanları İstanbul’da, hepsi birden Ekrem İmamoğlu’na karşı oy devşirme yarışında. 1946’dan bu yana hiçbir genel ve belediye seçiminde görülmeyen manzaralar!..