17 Ağustos 2018

“Spotlight” yani “sahne ışıkları” ya da “gündem”

“Gazeteciler Düşman Değildir”

Papazlar çocukları taciz ediyor. Amerika’da bir kilisede.

Bu iddia Boston’da 1872’den bu yana yayınlanan “The Boston Globe” gazetesine ulaşınca, gazetenin muhabir ve yazar kadrosu hep birlikte öne sürülen skandalı aydınlatmak üzere harekete geçiyor.

Tam gazetecilik. İmrendiğim, özlediğim, bizde çoktandır unutulan.

Araştırma sonucunda gazeteciler gerçeğe ulaşıyor. Evet doğru, o kilisede papazlar çocukları taciz ediyor ve fena halde, aklınıza gelebilecek en kötü biçimde.

Aydınlanan gerçek üzerine bir senaryo yazılıyor ve filmi çekiliyor. Gazetenin takımına “spotlight” adı veriliyor.

Filmin adı da, oradan geliyor, “Spotlight”. Yönetmeni Tom McCarty. “Spotlight” yaygın anlamıyla “sahne ışıkları, projektör”, mecazen “gündem” anlamında.

Film 2016 yılında iki dalda Oscar kazanıyor, “en iyi film” ve “en iyi senaryo” olarak.

The Boston Globe gazetesinin skandalı ortaya çıkartan başarısı ve sonrasındaki film tam bir gazetecilik şaheseri.

“Gazeteciler düşman değildir”

İşte, o “The Boston Globe” gazetesi kısa süre önce bütün Amerikan medyasına çağrıda bulunuyor:

“Gazeteciler Düşman Değildir”.

Neden böyle bir çağrı?..

Saçma sapan tavır ve söylemleriyle dünyanın her yerinde ağır ve haklı eleştirilere uğrayan ABD Başkanı Trump medyaya bir anlamda, savaş açıyor. Örneğin:

-New York Times’ı “yalan habercilikle”,

-CNN International’i “kasıtlı yalanlarla”,

-Pek çok gazeteyi “saptırma haber, yalan haberle” suçluyor,

-Hatta tek tek gazetecileri eşine pek rastlanmayan bir tonda ve dille “halk düşmanı” ilan ediyor.

350 gazete katıldı

Bir, üç, beş, Trump’ın gazete ve gazetecilere saldırısı devam edince, The Boston Globe Amerikan medyasına çağrıda bulunuyor:

“Gazeteciler düşman değildir. Trump halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlamak istemektedir. Trump özgür basını susturmak istemektedir.

Gazetecilerin gerçek hataları varsa, onu eleştirmek kesinlikle doğrudur. Ancak, işine gelmeyen her haberi yalancılıkla suçlamak, gazetecileri halk düşmanı ilan etmek, demokrasiye bir tehdittir.

Biz bütün Amerikan medyasını bu tehlike karşısında uyarmak, basın özgürlüğünü ve demokrasiyi korumak adına birleşmeye çağırıyoruz”.

Boston Globe’un çağrısı Amerikan medyasının büyük desteğine yol açıyor. Hem New York Times gibi uluslararası gazeteler, hem Journal Star of Peoria gibi yerel gazeteler, liberal ya da muhafazakar çizgide 350 gazete bu çağrıya katılıyor. Her biri ayrı ayrı, kendi gazetelerinde Trump karşıtı bir kampanya başlatıyor. Demokratik gerekçeler göstererek.

Katılmayan önemli bir gazete “The Wall Street Journal”. Katılmama gerekçesini şöyle açıklıyor:

“Trump’ın da ifade özgürlüğü var”.

Trump zorda

Bir yandan Amerikan medyasında demokrasiyi korumak adına oluşan bu dayanışma, bir yandan Avrupa basını kampanyayı her gün “güncel” tutuyor.

Ne zaman?

Tam da, Trump’ın önce Çin’e, ardından bize bazı ürünlerde ek vergi getirdiği bir sırada.

Herhalde yüz yılı aşkın süredir, belki de daha uzun, Amerika’da bir Başkan böylesine perişan duruma düşmüyor.

350 gazeteden destek...

The Boston Globe şu sıralar Amerika’da hayli gözde.

Ne de olsa, arkasında “spotlight” var.

Yazarın Diğer Yazıları

Steinmeier’in sıra dışı ziyareti: Döner ve ötesi

Gezi “resmi gezi” ancak, Tayyip Erdoğan’la görüşmesi gezinin son gününde

"Boykota" göz yaşartıcı destek!..

Şimdi aniden balıklama destek!.. Çünkü, ekonomik felakette suçu lokantaların üstüne atıyor. İris Hanım!.. Neden yaptınız bu çağrıyı?..

"Three Who Made A Revolution": Devrim Yapan Üç Adam

İktidarla ve diğer partilerle günlük siyasi polemiklerin ötesinde, bu "üçlünün" devrim hedefi belli: Her alanda Cumhuriyet'in yüz yıllık fabrika ayarlarına dönüş!..