24 Eylül 2018

Erdoğan'ın İş Bankası rüyası

"İş Bankası rüyası' zor, çünkü ortada iki üst mahkemenin kararı var"

“Çoğunluk partisinin kendi çıkarı için yasayı değiştiremeyeceğini ve konunun mülkiyet hakkı değil, örgütlenme hakkı olması dolayısıyla kamu özgürlüğünün ihlali anlamına gelmesi nedeniyle aynı yasanın iptaline...”
Bu karar 1963 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından alınıyor.
Demokrat Parti Mayıs 1950’de iktidara geliyor,  Ağustos 1951’de CHP mallarına el koyuyor, ilgili  yasayı Meclis’ten geçiriyor. CHP’nin mallarına el konulduğu için CHP’nin İş Bankası hisseleri de Hazineye devredilmiş oluyor. 1951’de...
“CHP’nin İş Bankası’ndaki hisseleri” yetmiş yıla yaklaşan, bugünlerde olduğu gibi, her devirde ortaya atılan bir yılan hikayesi.
1963 yılında Anayasa Mahkemesi’nin yukarıdaki kararı sonrasında el konulan malları CHP’ye geri veriliyor.

12 Eylül'de benzer olay

İster seçimle gelmiş siyasal iktidarlar, ister askeri darbeler, CHP’nin İş Bankası’ndaki hisselerine nedense hep göz dikiyor.
12 Eylül 1980 askeri darbesinde olay DP’nin yaptırımı gibi ama, bir fark var.
Askeri darbe yönetimi 15 Eylül 1981de bütün partileri kapatıyor, partilerin malları da Hazineye devrediliyor.
CHP’nin İş Bankası’ndaki hisseleri ise, Türk Tarih Kurumu ile Türk Dil Kurumu’na bırakılıyor.
9 Eylül 1992’de CHP yeniden açılıyor. CHP el konulan malları ve İş Bankası’ndaki hisseleri ile ilgili dava açıyor. Yargıtay 11. Dairesi karar veriyor:
“... CHP’nin İş Bankası’ndaki hisselerinin korunması Aziz Atatürk’ün vasiyeti olup, rüçhan hakkının kullanılması gereği ve müdahalede bulunulamayacağı gerekçesiyle, hisselerin CHP’ye geri verilmesine...”
Biri Anayasa Mahkemesi’ne, diğeri Yargıtay’a ait olmak üzere, ortada iki tane kapı gibi “hukuki karar” var, iki üst mahkeme kararı.
Kaldı ki, mahkeme kararlarında yer aldığı gibi, o hisseler Atatürk’ün vasiyeti.

İş Bankası ortaklık yapısı

1930’lardan günümüze kadar gelen CHP’nin İş Bankası’ndaki hisseleri, garip bir biçimde, zaman zaman siyasal iktidarların el attığı bir alan. Şimdi de, AKP aynı havada.
Ziraat Bankası’ndan sonra Türkiye’nin en büyük ikinci bankası İş Bankası’nın ortaklık yapısı şöyle:
-İş Bankası Munzam Sandık Vakfı yüzde 40.25 paya sahip.
-Halka Açık Pay yüzde 31.66.
-Atatürk Hisseleri (CHP) yüzde 28.09.
Tartışma yaratan işte bu hisseler. CHP buradan tek kuruş gelir elde etmiyor. Sadece Atatürk’ün vasiyetini temsil ediyor.
Atatürk’ün vasiyeti doğrultusunda mülkiyeti CHP’ye ait olan yüzde 28.09’luk hisselerin faiz geliri, yine Atatürk tarafından kurulmuş olan Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu’na  bırakılmış bulunuyor.
En büyük hisseye sahip Munzam Sandık Vakfı çalışanlara ait, yani bankayı çalışanlar yönetiyor.

Erdoğan ve İş Bankası

AKP 2006 yılından başlayarak, çeşitli defalar bu hisselerin CHP’nin elinen alınmasını gündeme getiriyor. Son olarak geçen hafta Tayyip Erdoğan durup dururken, yine aynı konuyu açıyor:
“Siyasi partiler banka kurabilir mi, kuramaz. Ama, şu anda CHP Gazi Mustafa Kemal’i suistimal ederek, İş Bankası hisselerinin yüzde 28’inin sahibi.
Gazi Mustafa Kemal’in bu tür bir varlığı herhangi bir siyasal partinin etiketi altına giremez. Girse girse, Hazineye girer.
CHP İş Bankası’ndan para almıyor, sadece Atatürk’ün temsilcisi. Oradan para almıyor, ama yönetim kurulunda dört temsilcisi var”.
Erdoğan hem doğruları söylüyor, hem bence bilerek yanlışa düşüyor.
Doğru:
-CHP oradan para almıyor.
-Yönetim kurulunda dört temsilcisi var.
-Sadece Atatürk’ün temsilcisi.
-Siyasi partiler banka kuramaz.
Ancak, yanlış:
-Mustafa Kemal’i suistimal etmiyor, onun vasiyeti üzerine, bankada temsilci olarak yer alıyor.
-CHP’nin bankası filan yok.
-Para almadığına göre, Mustafa Kemal’in varlığı CHP’nin etiketi altına girmiş değil.

Oysa olay çok başka

Erdoğan bir yandan CHP ile yeni bir polemik başlatıyor, hele de ekonomik krizin tırmandığı bir dönemde “fasıl” değiştiriyor, bir yandan da “gönlünden geçen başka bir hedefi” dolaylı yoldan dile getiriyor.
Erdoğan için CHP’nin İş Bankası’ndaki hisseleri neden bu kadar önemli?
Aslında İş Bankası önemli, İş Bankası’nın çeşitli alanlarda sahip olduğu ortaklıklar, iştirakler var. Önemli olan o iştirakler.
O döküm, faaliyet alanlarına göre şöyle:
Cam:  Anadolu Cam, Cam İş Ambalaj, Paşabahçe Cam, Topkapı Şişe Sanayi, Trakya Cam, Şişe Cam.
Metal:  Metal ve Makina Sanayi, Asmiş Ağır Sanayi Makinaları, Cam İş Makina ve Kalıp Sanayi, Etitaş, General Elektrik, Antdemir Demir Çelik.
Metalurji: Ferro Döküm Sanayi, İzmir Demir Çelik.
Otomotiv: Çelikord, Türk Pirelli, Fruehauf Taşıt Araçları.
Tekstil: Trakya İplik.
Kimya: Soda Sanayi.
Elektrik: Batı Karadeniz Elektrik Dağıtım, Kocaeli Elektrik Dağıtım.
Gıda: Karadeniz Su Ürünleri, Tarım Gıda.
Sigorta: Anadolu Sigorta, Anadolu Hayat, Camiş Sigorta, Destek Reasürans, Milli Reasürans.
Bankacılık: Araptürk Bakası, Sınai Yatırım Bankası, TSKB, Yatırımı Bankası, İş Bankası Gmbh.
Finansman Hizmetleri: İş Genel Finansal Kiralama, İş Faktoring, Yatırım Finansman İş Yatırım Ortaklığı, İş GYO.
Ticaret: Cam Pazarlama, Camsar Sanayi, Camtaş Düzcam Pazarlama, Paşabahçe Mağazaları.
Müthiş değil mi?..

"Bizim" olsun

Erdoğan’a göre, İş Bankası üzerinden bu firmalar “bize” geçse, yönetimlerine “bizden adamlar” gelse, fena mı olur?..
Türkiye’deki kurumları tek tek teslim alan Erdoğan’ın gözü bu kurumlar nedeniyle İş Bankası’ndaki CHP hisselerinde. Orada CHP’yi tasfiye ederse, o hisselerin temsili Hazine üzerinden kendisine geçeceği için.
Peki, İş Bankası yönetimine “sulanan” kimler var?..
“Bazı danışmanlar” neden olmasın?..
İhtiyaçlar sonsuz, kaynaklar kıt, kaynaklara ulaşmak isteği rüyalara yol açıyor. AKP döneminde de rüyaların sonu bitmek bilmiyor.
Ancak, “İş Bankası rüyası” zor, çünkü ortada iki üst mahkemenin kararı var.

Yazarın Diğer Yazıları

Üst kattaki odalardan birinde Ali oturuyordu

Ali Sirmen gözümün önünde hep aynı sahnelerle canlanıyor: Elinde sürekli oynadığı kalemi, piposu, koltuğunun altına sıkıştırdığı Fransa'nın ünlü gazetesi Le Monde, yüzünden eksik olmayan hınzırca tebessüm. Ali Sirmen adı geçtiğinde de... Nadir Nadi, İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Oktay Akbal, Hasan Cemal...

Üç büyük devrimin yüzüncü yıldönümü

Yarın 3 Mart 2024... Cumhuriyet'in temellerini oluşturan üç büyük devrimin yüzüncü yıldönümünde bu yasaları saptırmaya uğraşanlar var. Boşuna!.. Ne hilafet, ne medrese, ne şeriat!.. Laik Cumhuriyet!..

Bir Türkiye klasiği: Ankara Mimarlar Odası seçimi

Geçen pazar günü Ankara Mimarlar Odası seçimleri bir yandan benzer baskılara tanıklık ederken...