21 Kasım 2017

CHP İstanbul fena kaynıyor

Şu andaki il başkanlığı ipleri elinde tutuyor ve bu oyunu titizlikle oynuyor, kendi koltuklarını korumak adına

Mahalle seçimleri, ilçe seçimleri, il seçimleri ve nihayet Kurultay. CHP’de bu süreç başlıyor. Kurultay büyük olasılıkla Şubat’ta, üç ay sonra.

CHP yeniden kendi içinde seçimler yapıyor, delege seçimleri.

Delege seçimi, aynı zamanda tabanın tercihleri anlamına geliyor. Her partide olduğu gibi.

Delege, tabanı yansıtan, tabanın kimliğini ve isteklerini yansıtan, nihai olarak, aşama aşama parti genel merkezinin yapısını belirleyen kişi. O kişinin nitelikleri ve özellikleri partiye biçim veriyor.

Aşağıdan yukarıya doğru. Aşağının düzgün ve sağlam olması gerekiyor ki, yukarıda da aynı sağlamlık ve güvenirlik olabilsin. Genel Merkez sağlam ve inandırıcı olabilsin. İşlere katakulli karışmış olmasın.

Bunun çok ötesinde:

Parti içinde ayrılıklar doğmasın, parti bölünmesin.

Ülkede iktidar olabilmek için güç kazanmanın yolu sağlam bir parti yapısından, parti içi mekanizmaların düzgün işlemesinden, parti politikalarının kendi içinde alabildiğine demokratik biçimde tartışılmasından, parti içi seçimlerin özgür ve serbest yapılmasından geçiyor.

Bunun ilk adımı delege seçimleri.

 

İstanbul CHP tarihi

 

En büyük kent olması açısından, İstanbul her parti açısından önem taşıyor. Sadece genel seçimler için değil, partilerin kendi iç yapıları için de önem taşıyor.

Hele CHP’de İstanbul çok daha önemli.

İstanbul’da gelmiş geçmiş CHP il başkanları CHP tarihinde son derece ağırlığı olan, dişli insanlar. Sadece İstanbul il örgütüne değil, CHP’nin geneline damgasını vuran kimlikler. Genel Merkezin mutlaka kulak vermesi gereken kişiler.

Kişilikleri ile siyasal deneyimleri ile partinin geneline yön veren insanlar.

Belki son zamanlarda öyle olmayabilir, ama parti tarihinde böyle.

 

Delege oyunları: Aşiret gibi

 

Aşağından yukarıya doğru ya, genel merkeze açılan kapı, önce delege seçimlerinden başlıyor. Şu sıralarda da İstanbul’da delege seçimleri var.

Ayak oyunlarının bini bir para.

İlçe yönetimleri ve il yönetimi koltukları korumak uğruna oyun üstüne oyun oynuyor.

Örneğin, bir bakıyorsunuz, bir mahalleden seçilen delegelerin otuz tanesi aynı soyadını taşıyor, diğer otuzu bir başka soyadı.

Tam aşiret gibi bir örgütlenme modeli.

Kendilerinden olmayanlara hak tanınmıyor.

İlçelerde ve ilde sayısal çoğunluğu elde etmek adına.

Oyunlar sandıkta, sandıkta olmazsa, masa başında.

İstanbul CHP bu oyunlarla çalkalanıyor.

 

Parti içi bölünme

 

Elbette buna karşı çıkan ve seçimlerin dürüst yapılmasına çalışan bir ekip de var.

Bunlar doğal olarak karşı karşıya geliyor, bu da parti içi bölünmeye ve partiyi zayıf düşürmeye kadar varıyor.

Seçilmekte olan delegelerin büyük kısmı, “halkı değil”, CHP İstanbul örgütüne egemen olmuş, “belli bir zümreyi” temsil ediyor.

Şu andaki il başkanlığı ipleri elinde tutuyor ve bu oyunu titizlikle oynuyor, kendi koltuklarını korumak adına.

Şimdiki il yönetimi ile onlara karşı çıkanlar arasında müthiş bir iktidar mücadelesi sürüyor. Şimdilik il yönetimi daha üstün durumda, çünkü işine gelmeyen seçimleri masa başında iptal etmekten başlayan, yetkilerini kullanıyor.

Delege oyunları, olmazsa, masa başında katakulli.

 

Genel Merkez biliyor

 

Olayın ilginç boyutu, bu oyunlar İstanbul’da kalmıyor.

CHP Genel Merkezine iletiliyor. Yani, Genel Merkez dolayısıyla Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul’da ne olup bittiğini biliyor.

Biliyor da, ne oluyor?

Müdahale mi ediyor? Yooo...

Çünkü, delegeler ve devamında ilçeler ve il yönetimleri farklı yapılarda, farklı kimliklerde ortaya çıktığında, diyelim ki, Genel Merkez kendisi için yüz kişiyi ikna etmektense, yaşanan yöntemle on kişiyi ikna etmek daha kolayına gidiyor.

Kim bilir, seçilen delegeler, dolayısıyla seçilecek ilçe ve il yönetimleri, insanları ikna etmenin ötesinde de, işine geliyor. Ama, bu arada parti yıpranıyor, kimliği parçalanıyor.

 

AKP’de “metal yorgunluk”

 

Zaten bu nedenle değil mi ki, sokaktaki insanlar “tamam AKP’ye oy vermeyelim ama, kime oy verelim, oy verecek parti mi var” diyerek, seçenek bulmakta zorlanıyorlar.

Bana ne CHP’den, ne var ki, olan hepimize oluyor.

CHP böylelikle AKP’nin ekmeğine yağ sürüyor.

Hem de, tam AKP “metal yorgunluk” diye keşfettiği bir gerekçe ile bazı belediye başkanlarını ve parti örgütlerini görevden alırken ya da istifa ettirirken.

CHP’nin “sancısız, düzgün bir kurultay” yapması bu kadar mı zor? Bu gibi çalkalanmaların partiye zarar verdiğini parti yönetimi görmüyor mu?

CHP onun için mi yüzde 24’lerde tıkanıp kalıyor? 

Yazarın Diğer Yazıları

"Boykota" göz yaşartıcı destek!..

Şimdi aniden balıklama destek!.. Çünkü, ekonomik felakette suçu lokantaların üstüne atıyor. İris Hanım!.. Neden yaptınız bu çağrıyı?..

"Three Who Made A Revolution": Devrim Yapan Üç Adam

İktidarla ve diğer partilerle günlük siyasi polemiklerin ötesinde, bu "üçlünün" devrim hedefi belli: Her alanda Cumhuriyet'in yüz yıllık fabrika ayarlarına dönüş!..

"Ekonomist" Erdoğan açıklasın: 818.182 .863.710 lira zarar

Bu zararı ve bütçe açığının nedenlerini halka açıklamak zorunda