30 Haziran 2015

Avro sistemi çökmeye mahkûm

Para politikası, mali politika gibi silahları kullanamayan Yunanistan ekonomisi yumruklarıyla savaşıyor

T24’de 3 sene kadar önce Cari açık problemine yapısal bir çözüm  başlıklı bir yazı yazmıştım.

Bugünkü yazımda bir önceki yazının bazı argümanlarını tekrarlamak zorunda kalacağım iҫin özür dilerim. Ama, Yunanistan’ın durumu bildiğiniz gibi hem ҫok vahim hem de ҫok güncel. Bugün tüm Yunan bankalarının kapalı olduğunu, ayrıca Atina borsasının bu hafta kapalı olacak olduğundan da haberinizin olduğuna eminim. Avro sisteminin ҫökmeye mahkum olmasının hem ekonomik hem de kültürel nedenleri var. Bugünkü yazıda Avro ile ilgili ekonomik problemlerden yarınki yazımda ise bu sistemle ilgili kültürel problemlerden bahsedeceğim.

 

Avro sistemi ülkeleri üyelerinin makro politika silah kayıpları

 

Ükelerin küresel ekonomik şoklara karşı uygulayabilecekleri 3 makro politika silahı var: Para Politikası, Kur Politikası, Mali Politika. Sistemin eninde-sonunda ҫökecek olmasının ana ekonomik nedeni, Avro sistemine giren ülkelerin sistemin bir parҫası olduklarında bu silahların en az ikisini kaybetmeleri oluyor (belki kayıp 2.5 gibi). Önce, jenerik bir Yunanistan Avro’nun bir parҫası olmamış olsaydı $313 milyar doları bulan borҫ problemini en azından kağıt üzerinde nasıl ҫözebilecek olduğunu inceleyelim (Avro sistemindeki ülkelerin ҫoğu aynı zamanda AB sisteminin de üyesi, örneğin Almanya).

1. Yunanistan, para politikası musluğunu sonuna kadar aҫarak, hiper-enflasyon yaratabilir ve borcunun gerçek değerini düşürebilirdi (Hiper enflasyon ortamının ҫok yüksek maliyeti olduğunu inkar etmiyorum. Sadece kağıt üzerinde mümkün olan makro politika ҫözümlerinden bahsediyorum).

2. Aşırı genişleyici yerine, ılımlı derecede genişleyici bir para politikası uygulayarak, belki ekonomisinin büyümesini olumlu olarak etkileyebilirdi (Yunanistan gibi ülkelerin en acil ihtiyacları büyüyebilen bir ekonomilerinin olmasıdır). Ancak, bu 2 alternatif de Yunan hükümetinin elinde değil. Avro bölgesi iҫin para politikasını Avrupa Merkez Bankası (AMB) yönetiyor. Bu arada ҫok kısa bir detur yapalım ve aslında başlı başına bir konu olan şu soruyu soralım: AVM para politikasını faiz, enflasyon, gibi makro verilerin düşük olduğu Almanya, İngiltere, Hollanda gibi ülkelere yönelik olarak mı yönetmeli, yoksa yüksek enflasyon ve işsizliğin hakim olduğu Yunanistan, İspanya gibi ülkeleri hedefleyen bir politikasının olması mı doğru olur? İspanya/Yunanistan’da işsizlik oranının yüzde 20-25 civarında, genҫ nüfus işsizlik oranının ise diğer 3 ve benzeri ülkelere kıyasla  astronomik seviyelerde, olduğunu biliyoruz.

Sonuҫ olarak benim vurgulamak istedigim ana nokta şu: Hiper-Enflasyon'a yönelik olsun, Ilımlı-Büyüme'ye yönelik olsun, Avro sisteminde Yunanistan gibi ülkelerin borç konusundaki problemlerini ҫözmeleri ve diğer ekonomik konularla savaşmalarını mümkün kılacak Para Politikası silahları olmuyor. Bu birinci silah kaybı. Eğer Avro sisteminin bir parҫası olmasaydı, jenerik bir Yunanistan’ın borҫ problemini ҫözme konusunda uygulayabileceği bir başka makro silah alternatifi Drahmayı devalue etmesi olurdu. Ama, Yunan hükümetinin elinde Drahma diye bir para birimi yok; Avro var. Olmayan bir para birimini devalue etmek icin herhalde Huduni olmak gerekiyor! Dolayısıyla kur politikasının aleti olmaması ikinci bir politika silah kaybını temsil ediyor. Geriye kala kala mali politika kalıyor (bütҫe harcamaları ve vergiler). Kağıt üzerinde Yunanistan’nın bu silahı olmasına rağmen, pratikte yok diyebiliriz. Büyümeyi destekleyecek vergi indirimleri ve bütҫe harcamaları yerine, IMF olsun, AVM olsun, bu kuruluşlar Yunanistan’a yardım iҫin ne gibi şartlar koyuyorlar? Kemer sıkma politikası. Sonuҫ, olarak Avro sisteminin problemli ülkelerin problemleriyle savaşmalarını mümkün kılacak “makro politika silahları yok” dersek durumu abartmış olmamış oluyoruz. 

 

Avro sisteminin çökmesinin kaçınılmaz olmasının ekonomik nedenleri

 

AB ülkesi olmasına rağmen Avro sisteminin bir parҫası olmayan, diyelim İngiltere’nin tüm 3 makro silahı da var. Bu ülke ilerde, küreselleşme ana neden olmak üzere, bu ve  diğer başka nedenlerden dolayı krizlerin daha sık, daha yaygın, ve daha şiddetli olacağını tahmin ettiğim bir ortama (küresel kriz savaşlarına), ok torbasında üҫ ok ile katılırken, Yunanistan gibi bir ülke, üҫ ok kullanabilmek yerine yumruklarıyla savaşmak zorunda kalmış oluyor. Bu savaşların galibinin İngiltere yerine Yunanistan olacağını beklemek herhalde hayal olur.

Bu arada yine bir detur yapıp, Avro değil de sadece AB üyesi olan, dolayısıyla  kendi para birimleri olan (Sterling), ve tüm 3 makro politika silahına da sahip olmalarına rağmen, İngiltere halkının yine de, AB üyesi olmakla memnun olmayı bir yana bırakın, AB ülkesi olmalarına bile itiraz etmeye başladıklarını, “Neden bizim ҫevre politikamız Brüksel tarafından belirlensin” meyanında itirazlarda bulunmakta olduklarını belirtmekte yarar var.

 

Avro sistemi üyesi olmanın sağladığı faydalar

 

Avro sistemi üyelerinin makro politika silahlarini kaybetmeleri boyutlu hasarlarını sıraladık. Buna rağmen, eğer Avro üyesi olmanın faydaları bu zararlardan daha yüksek seviyede olsa, yine de Avro sisteminin hayatta kalmasının faydalı olduğu iddia edilebilir. Peki, nedir Avro’nun faydaları; 2 faydası var. 

1. Avro öncesi bir Alman şirketi ile bir Fransız şirketinin ticaret yaptıklarını düşünelim (kimin ihracat kimin ithalat yaptığı önemli değil). Fatura ya Deutschmark, ya da Fransız Frangı olarak düzenlenirdi. Birinci durumda kur riskini Fransız, ikinci durumda ise Alman şirketi taşırdı. Yani, Avro’nun varlığı kur riskini elimine etmiş oluyor. Peki, bu büyük bir faydanın kaynağı oluyor mu? Ҫok çesitli ve esotorik, türev ürünlerinin hakim olduğu bugünün dünyasında, bu kur riskini elimine etmenin maliyetinin abartarak neredeyse sıfır olduğu söylenebilir.

2. Yine söz konusu iki şirket ticaret yaptıklarında, eğer kur riskini elimine etmemişlerse, ya Alman şirketinin ya da Fransız şirketinin elinde diğer ülkenin para birimi kalır ve bunu kendi para birimlerine ҫevirmek iҫin “Döviz bürosuna” gidip kendi para birimlerine ҫevirirken komisyon öderlerdi. Peki, bu komisyon ne kadar? Yine, neredeyse “sıfır”

2 gün sonraki yazımda Avro sistemi konusu ile ilgili kültürel faktörlerden bahsedeceğim. Bunlardan birisi Avro’nun ekonomik değil de bir takım politik faydaları olduğu argümanı olacak. Diğeri ise, şu soruyla ilgili: ABD’de eyaletlerinin (California ve Florida’yı örnek olarak alalım), Merkez bankaları yok. Ayrıca, bu eyaletler değişik para birimleri de kullanmıyorlar. Ek olarak, eyaletten eyalete vergi ve harcama farkları olsa da bu farklar, merkezi bütҫenin boyutuna oranla ҫok küҫük. Bunlar gerçek. Bu gerҫekleri sıraladıktan sonra sık olarak sorulan retorik soru şu oluyor: Tüm bu Avro sistemi benzeri şartlarına  rağmen, Amerika Birleşik Devletleri var olduğuna göre, neden Avrupa Birleşik Devletleri de hayatta kalamasın? Bu sorunun cevabı ve 1-2 daha yan konunun cevapları iҫin 2 gün sonra yayınlanacak yazımı okumanızı ve aynı zamanda Sayın Ege Cansen’in dünkü Dünya Gazetesinde yayınlanan “Türkiye’nin yeni hikayesi ‘Avroya geҫiş olmalı’ başlıklı” yazısını değerlendirmenizi rica ediyorum.

Bir Sonraki Yazının Başlığı: Türkiye AB’ye ‘Evet’, Avro’ya ‘Hayır’ demeli

Yazarın Diğer Yazıları

Yunanistan'ı kurtarma paketi doğmadan ölebilir

Yunanistan, onur kırıcı şartları kabul ettikten sonra bile sadece ve geçici olarak ‘direkten dönmüş’ olacak

Türkiye AB'ye 'Evet'; Avro'ya 'Hayır' demeli

'Ҫılgınlığın bir tanımı, aynı şeyleri yapmaya rağmen, değişik sonuҫlar beklemektir'

Avro sisteminin ҫökecek olması: Kültürel faktörler

Avrupalı olma kavramı, Amerikalı olma kavramına kıyasla pamuk ipliği kuvvetindedir