30 Mart 2015

Örtülü ödenek, demokrasi kalitesi ve şeffaflık bakımından durumumuz!

Örtülü ödenek, başkanlık sistemi propagandası amacıyla kullanılamaz!

Bir kulis bilgisi bilgisi: Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olduktan sonra da örtülü ödeneği eski usul kullanmaya devam edince Başbakanlık’tan “kanun maddesi hatırlatılarak ödeneğin hangi amaçla, kimler tarafından kullanıldığı ve harcama belgeleri” türü sorular gelmiş ve mesele Ak Saray’da “yüksek gerilime” neden olmuş! Başbakanlık tarafından “ilgili kanun maddesi hatırlatılarak bilgi ve belge prosedürünün ikmal edilmesinin amaçlandığı” cevabı verilince; bu kez Torba Kanuna bir madde ekleyerek, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’unun 24. maddesinde Başbakan’a tanınan yetkilerin aynen Cumhurbaşkanı’na da tanınması yoluna gidilerek, meseleyi kökünden çözmek istenilmiş!

Örtülü ödenek nedir, ne için kullanılmaz?

5018 sayılı Kanun’a göre: "Örtülü ödenek, kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, devletin millî güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle ilgili hükümet icapları için kullanılmak üzere Başbakanlık bütçesine konulan ödenektir."

Örtülü ödenek, bu amaçlar dışında ve  Başbakanın ve ailesinin kişisel harcamaları ile siyasi partilerin idare, propaganda ve seçim ihtiyaçlarında kullanılamaz.

Örtülü ödeneklere ilişkin giderler Başbakan, Maliye Bakanı ve ilgili Bakan tarafından imzalanan kararname esaslarına göre gerçekleştirilir ve ödenir.

Örtülü ödenek harcamaları, arkasında “devletin yüksek çıkarları” varsayılarak klasik bütçe denetiminin dışında tutulur.

Maliye camiasında örtülü ödenek için, “Başbakanların namusuna emanettir.” denilir.

Şu bilinmelidir ki, Başbakanlık bütçesinde var olan örtülü ödenek, Cumhurbaşkanı’nın “başkanlık sistemine geçişi talep eden AKP seçim bildirgesine destek amaçlı propaganda işlerinde” kullanılamaz!

Bütçenin hazırlanması, kabulü ve kullanımı hakkında Anayasa’da özel hükümler mevcuttur. Bu özel hükümlere uyulmaksızın, özel bir kanun maddesiyle örtülü ödeneğin, “sorumsuz” olan bir Cumhurbaşkanı’nın kullanımına sunulması da, Cumhurbaşkanlığı bütçesine aynı amaçlı ödenek tahsis etmeye imkan veren bir kanun maddesi de parlamenter sistemin esaslarıyla bağdaşmaz ve çok büyük bir ihtimalle Anayasa’ya aykırı bulunur!

Açıklık ve şeffaflık konusunda son uluslararası gelişmeler

G8 ülkeleri 2013 yılında Açık Veri Şartı (Open Data Charter) adlı bir mutabakat metni imzaladılar. Bu “şart” devletleri, kamuya ait verilerin herkesin kullanımına ücretsiz ve tekrar kullanılabilir formatta sunmak üzere “zaten açık” (open by default) bir hale getirmeyi amaçlıyor.

2014 G20 Avustralya Zirvesinde liderler, yolsuzlukla mücadelede bir araç olarak kabul ettikleri “açık veri” inisiyatifine destek verdiler.

Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşmak için “Veri Devrimi” yapmak gerektiğini kabul ederek, bu yöndeki çalışmalara destek veriyor.  

Demokrasinin beşiği ülkelerin açıklık ve şeffaflık karneleri

Demokrasi, devlet politikalarını şekillendirmede tüm yurttaşların ve sivil toplum kuruluşlarının eşit haklara sahip olduğu bir rejimdir.

Birleşik Krallık, ABD ve Fransa demokrasinin beşiği ülkelerdir.

İngiltere’de demokrasinin gelişimi, kralın yetkilerini halk adına sınırlayan Magna Carta’nın imzalanmasıyla başladı. Ülkede, 1265 yılında yapılan ilk seçimlerden bu yana devlet politikalarının şekillenmesinde Birleşik Krallık halkı söz sahibidir.

Avrupa'daki aydınlanma ve Akıl Çağı'nın gerçek kurucusu olarak kabul edilen Jonh Locke’a göre, devletin en yüce görevi, her insanın hakkı olan yaşam, özgürlük ve mülkiyeti korumaktır.

Demokrasi; Locke’un düşüncelerini ve Jean-Jacques Rousseau'nun toplumsal sözleşme teorisini esas alan Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi ve  Fransız Devrimi'nin temelini oluşturan İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi’yle evrensel bir değer haline geldi. 

Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi, sadece bir ülkenin bağımsızlığını ilan etmedi. Aynı zamanda bütün insanların özgür ve eşit olduğunu, insanların doğuştan gelen, hükümetler veya devletler tarafından bağışlanmamış ve onların keyfine tabii olmayan haklara sahip olduğunu ilan etti.

İnsan Hakları ve Yurttaşlık Bildirgesi, insanların eşit ve özgür doğduğunu, zulme karşı direnme hakkına sahip olduklarını, her türlü egemenliğin esasının millete dayalı olduğunu ve mutlak egemenliğin bir kişi ya da grubun elinde bulunamayacağını ilan etti.

İsveç, 1776 yılında yürürlüğe giren Basın Özgürlüğü Yasası’yla basının en uzun süredir özgür olduğu bir demokrasi ülkesidir. İsveç’te 1890 yılından bu yana ombudsmanlık müessesesi vardır. “Ombusman” İsveç kökenli bir kelimedir. Orijinal anlamı, kanunlara ve anlaşmalara uyulmasını halk adına gözeten kraldan bağımsız temsilci demektir. Dünyanın ilk ombudsmanı 1810 yılında İsveç Parlamentosu tarafından atandı.

World Wide Web Foundation adlı bir vakıf, ülkelerde kamuya ait verilerin hangi oranda herkesin kullanımına açık olduğuna dair bir çalışma yapmakta ve her yıl sonuçları ülkeler itibariyle Açık Veri Barometresi (Open Data Barometer) adlı bir raporla kamu oyuyla paylaşıyor.

2015 yılında ikinci baskısı yapılan Açık Veri Barometresi adlı rapora göre, resmi verilere kolay ve ücretsiz ulaşım bakımından dünyanın en açık ve şeffaf ülkesi Birleşik Krallık. ABD ve İsveç ikinci, Fransa üçüncü, Yeni Zelanda dördüncü durumda.

Liste; Hollanda, Kanada, Norveç, Danimarka, Avusturalya, Almanya, Finlandiya, Estonya, İspanya, Şili, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Kore, Japonya, İsrail... diye devam ediyor. 

Türkiye’nin açıklık ve şeffaflık karnesi

86 ülkenin değerlendirildiği 2015 yılı Açık Veri Barometresi adlı rapora göre Türkiye Kosta Rika ve Malezya’yla birlikte 41. sırada.

Yunanistan, Peru, Endonezya, Arjantin, Ekvator, Hindistan ve Kolombiya bizden daha açık ve şeffaf ülkeler.

Rapor, ülkeleri 4 kategoriye ayırıyor. 1) Yüksek standartta olan ülkeler. 2) Yükselen ya da gelişen ülkeler. 3) Sınırlı kapasitesi olan ülkeler. 4) Tek taraflı insiyatifleri olan ülkeler.

Türkiye, aldığı düşük notlar nedeniyle maalesef sınırlı kapasiteye sahip ülkeler arasında sayılıyor.

Türkiye’de her geçen gün daha fazla demokrasiden uzaklşarak mı 2023 hedeflerine ulaşacak?

Malum, Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Cumhurbaşkanlığı bütçesi bir önceki yıla göre yaklaşık olarak yüzde 100 oranında artırılarak 397 milyon TL’ye çıkarıldı. Bu rakam Ahmet Necdet Sezer dönemi Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yüzde 2100 katından fazla!

Şunu tespit edelim: Sayıştay’dan bilgi ve belge saklayan, raporlarını değiştirmesini isteyen, elindeki bilgi ve belgeleri Yasama Organı’dan, Yargı Organı’ndan, kamuoyundan ve kendi yurttaşlarından saklayan bir ülkede kaliteli demokrasiden söz edilemez! 

Ve bu ülkede demokrasi kalitesi artmadıkça, değil 2023 hedeflerinin kıyısına yaklaşmak, önümüzdeki on yıl içinde dünyanın en büyük ilk 20 ülkesinde kalmak dahi zordur! 

 

Yazarın Diğer Yazıları

2015 ve T24’e veda yazısı

2016; insanlığa, ülkemize, T24 okuruna, yazarına, çalışanına ve T24’e şans getirsin

ABD 14 yıldır terörle savaşıyor, sonuç: Terör saldırıları yüzde 6 bin 500 arttı!

“ABD işgalinden önce Irak’ta hiç intihar saldırısı olması ama, 2003 yılından bu yana 1892 intihar saldırısı oldu"

Rusya, Batı’nın yaptırımlarına daha ne kadar dayanabilecek?

Gazprom biterse Putin biter. Sonra sıra Çin’e gelir. Çin karışırsa dünyayı dolarsızlaştırma ittifakı, yani BRICS tamamen biter