27 Mayıs 2013

Ekonominin sağlığı mı, insanların sağlığı mı?

2.Kriz sonrasında gördük ki, ekonomilerin yeniden sağlığına kavuşması için alınan borç ve açık azaltıcı sıkı mali maliye politikalarının insan sağlığı cinsinden de bir maliyeti var

David Stuckler ve Sanjay Basu’nun kaleme aldığı ve Mayıs ayında yayımlanan “The Body Economic: Why Austerity Kills” kitabı, kriz sonrası uygulanan kemer sıkma önlemlerinin insani boyutlarıyla ilgili ilginç tespitler ve istatistikler içeriyor. Özetleyelim:

Kriz sonrasında uygulanan kemer sıkıcı politikalar nedeniyle Amerika ve Avrupa kıtasında intihar vakalarında onbinden fazla, depresyon yaşayan insanların sayısındaysa bir milyondan fazla artış var.

Kriz sonrasında ABD’de beş milyondan fazla insan, işini kaybettiği için sağlık yardımından yararlanamaz hale geldi.

İngiltere’de konut yardımlarının kesilmesi nedeniyle onbinden fazla aile evsiz kaldı.

Doktorların ya da sağlık uzmanlarının gerekli görmesi üzerine değil, fakat ekonomistlerin, finans yöneticilerinin ve Troyka'nın talepleri doğrultusunda Yunanistan’da sağlık harcamalarında %40 kesinti yapıldı. Bu nedenle intiharın en az yaşandığı ülkelerden birisi olan komşumuzda gençler arasında uyuşturucu kullanımı kaygı verici boyutlara ulaştı; 2008 sonrasında intihar oranında %60, AIDS’lilerin saysındaysa %200 artış gözlendi.

Yunanistan’dakine benzer durum, AB içinde genç işsizliğin ikinci en yüksek olduğu İspanya’da da yaşandı. Hükümet işgücü gelişim programlarına yönelik harcamaları kısınca, intihar vakalarında hızlı bir çıkış gözlendi.

Kitaba göre her intihar vakası en az 10 intihar teşebbüsüne tekabül ediyor. Ülkeden ülkeye değişmekle beraber depresyon yaşayan her 100 ile 1.000 arasındaki kişiden 10’u intihara teşebbüs ediyor.

Stuckler ve Basu şunu söylüyor:

  1. Zayıf kamu sağlığı sistemi resesyondan çıkışın kaçınılmaz sonucu değildir.
  2. Kriz sonrasında gördük ki, ekonomilerin yeniden sağlığına kavuşması için alınan borç ve açık azaltıcı sıkı mali maliye politikalarının insan sağlığı cinsinden de bir maliyeti var.
  3. İşsizliğin nasıl arttığını görebiliyoruz, ama işsizlik nedeniyle intihar vakaları da artıyor ve bunun için birşeyler yapılması lazım.
  4. Kriz sonrasında İzlanda, Finlandiye ve İsveç tarafından başlatılan işgücü piyasasını destekleyici programlar sayesinde intihar vakalarında ciddi azalmalar görüldü.
  5. İnsanların tekrar eski işlerine dönmelerine destek olmak üzere dizayn edilmiş bu programlar, insanların bedensel ve ruhsal sağlığını olumlu yönde etkiledi.
  6. Politikacılar borç ve açık konusunda durmadan konuşuyorlar. Ancak aldıkları kararların insan maliyetini dikkate aldıkları yok. Dayanakları da veri değil, ideoloji.
  7. İnsanı ve halk sağlığını odağına almayan ve bu nedenle krizden çıkışı kolaylaştırmayan bu ideolojinin yegane sonucu, devletin rolünü, insan maliyetine rağmen azaltmak.

Kitabın yazarlarından David Stuckler, Yale Üniversitesi'nde kamu sağlığı mastırı yapmış, doktorası Cambridge'den ve halen Oxford'da kıdemli araştırmacı olarak görev yapan bir ekonomist. Sanjay Basu ise salgın hastalıklarla ilgilenen ve Stanford Üniversitesi'nde ders veren bir tıp doktoru. Doğrusu yazarların tespitleri, çözüm süreci sonrasına ilişkin imaları bakımından da bence ilginç.

 

Yazarın Diğer Yazıları

2015 ve T24’e veda yazısı

2016; insanlığa, ülkemize, T24 okuruna, yazarına, çalışanına ve T24’e şans getirsin

ABD 14 yıldır terörle savaşıyor, sonuç: Terör saldırıları yüzde 6 bin 500 arttı!

“ABD işgalinden önce Irak’ta hiç intihar saldırısı olması ama, 2003 yılından bu yana 1892 intihar saldırısı oldu"

Rusya, Batı’nın yaptırımlarına daha ne kadar dayanabilecek?

Gazprom biterse Putin biter. Sonra sıra Çin’e gelir. Çin karışırsa dünyayı dolarsızlaştırma ittifakı, yani BRICS tamamen biter