07 Ocak 2015

Dünya ekonomisinde tehlike çanları kimler için çalıyor?

Avro'nun değer kaybı ve petrol fiyatlarındaki düşüş kaygı verici hale geldi. Fed'in işi zorlaşıyor.

1 milyar 368 milyon insanla dünyanın en büyük nüfusuna sahip olan Çin ve 1 milyar 265 milyon insanla ikinci en büyük nüfusuna sahip olan Hindistan’da düşük ücretlerin beslediği tedarik zinciri ticareti, bu ülkeler ve biz dahil, yükselen piyasa ekonomilerinde yaşam standardı artan orta sınıfın yarattığı talep, hem bu ülkelerde, hem de dünya ekonomisinde hızlı büyümeye yol açtı.

Hızlı büyüme nedeniyle emtia ve petrol fiyatları başta olmak üzere neredeyse tüm varlık fiyatları akıl almaz bir hızla yükseldi.

2008 krizi sonrasında majör merkez bankalarının bilanço büyütmeleri krize çare olur sanıldı ve bir süre daha fiyat artışı devam etti. Ancak ne yapılanlar çözüm oldu, ne de onca teşvik ve desteğe rağmen dünya ekonomisi 2008 öncesine dönebildi.

Geçen yıl Fed bilanço büyütmeye son verdi. O gün bugündür Dolar /Avro paritesinde, metal fiyatları ve metal fiyat endekslerinde ciddi düşüşler yaşanıyor. Misal, 2014 yılında demir cevheri fiyatı yüzde 47 düştü.

Malum Çin, dünyanın en büyük “demir dışı metal” (alüminyum, bakır, nikel, kalay, titanyum, çinko) ve demir cevheri ithalatçısı. Avrupa kıtası nüfusunun neredeyse iki katı kadar insanın yaşadığı Çin, refahı artan orta sınıfın yarattığı talebin hızla büyüttüğü inşaat sektörü, yenilenen şehirlerin alt yapı projeleri ve halen hızla büyüyen sanayisinin gereksinimlerini karşılamak amacıyla bu metallari talep ediyordu.

Uuslararası ticarete konu olan demir cevherinin yaklaşık üçte ikisi, “demir dışı metallerin” (alüminyum ve bakır başta olmak üzere) yaklaşık yarısını Çin’in ithal ettiğini belirtelim. 

Evet durum 2008 öncesi gibi değil artık!

Uluslararası işbölümü değişti. Tedarik zinciri ticareti eskisi gibi dünya ekonomisini büyütemiyor. Küresel hasıla artışının uluslararası ticarete karşı duyarlılığı azaldı. Dış talebi azalan Çin’in en büyük ticaret partneri olan Avrupa Birliği ülkeleri büyüyemez oldu. Nüfus yaşlandı. Teknolojik değişim nedeniyle verimlilik artışında sınıra gelindi. Yükselen piyasa ekonomilerindeki orta sınıfın talebi eski hızında artmıyor. Batı'da reel ücretler neredeyse on yıldır aynı seviyelerde. Dünyanın en büyük nüfusuna sahip Çin ve Hindistan'dakiler dahil küresel orta sınıf borçlu durumda. Herkes ev araba vs. taksit ödüyor. Devletler çok borçlandı ve daha fazla harcayamaz duruma geldi...

Sadece metallerde değil petrol fiyatlarındaki kaygı verici düşüş de bir ölçüde aynı gerekçeye dayanıyor. Brent petrolü pazartesi günü düşmeye devam etti. Bir günde yüzde 6 dolar fiyatı düşen Brent petrol günü 53 dolardan kapadı. ABD ham petrolü de (WTI) Pazartesi günü bir ara 50 doların altını gördü ve günü 50.05 dolardan kapattı. Keza, yüzde 4'leri aşan oranda düşüşler dün de devam etti. Böylece son altı ay içinde petrol fiyatları yüzde 60’a yakın gerilemiş oldu. Sorunun kaynağı talep yetersizliğinden çok arz fazlası gibi görünüyor

Hatırlatalım: 11 Temmuz 2008 günü Brent petrolü Londra’da 144.02 doları, WTI 146.90 doları görmüştü. 

Geçen yıla kadarki yüksek fiyat seyri ABD’de petrol üretimini artırıcı etki yapmıştı. ABD Enerji Enformasyon Bürosu’na göre (US Energy Information Administration) geçen yılın mayıs ayında ABD’de günlük üretim 9.4 milyon varile çıkmıştı. Bu rakam 1972 Eylül ayından bu yanaki en yüksek günlük üretim rakamıydı. Keza yüksek fiyatlar kaya petrolü üretimini de teşvik etmişti. Kaya petrolü ve kaya gazı üretim şirketleri yüksek yatırım harcamaları yapmıştı. Böylece ABD, dünyanın en büyük petrol üreticiliğini Suudi Arabistan’ın elinden almıştı.

ABD’nin daha az petrol ithal etmesi ve yapılan enerji yatırımları sayesinde ABD ekonomisi hızla toparlanmış ve biz de Fed’in olası faiz artırma tarihinin en önemli göstergesi olarak değerlendirilen istihdam piyasasında her ay beklenenin üzerinde istihdam artışı görmüştük.

Geçen yazımızda petrol fiyatları savaşından söz etmiştik. Şayet bir tür “savaş” yaşıyorsak, ‘üretim maliyetlerini, petrol fiyatlarının nereye kadar düşebileceğine dair bir karine’, olarak kullanabiliriz. Suudi Arabistan’da varil başına üretim maliyetinin 6 dolar olduğunu yazmıştık. ABD de ise bu rakam en fazla 25 dolar. Buradan şu tahmini yapmak mümkün: 40 doların altına düşen bir fiyat, vadeli işlem piyasalarında hemen alıcı artışına yol açarak spot fiyatı tekrar yükseltebilir. 

Emtia ve petrol fiyatlarındaki hızlı düşüşe rağmen McKinsey Global Institute enerji, gıda, metal ve su talebinin önümüzdeki on yıl içinde artması gerektiğini söylüyor. Gerekçe şu: ‘Önümüzdeki yirmi yıl içinde dünya orta sınıf nüfusuna üç milyarlık yeni katılım olacak.’

Özetle, kısa vadede ciddi bir küresel türbülans ve durgunluk riskinden bir süreliğine de olsa kurtulmanın tek yolu, petrol fiyatları savaşının sona ermesi, ECB'nin kesenin ucunu açması ve akabinde Çin’in büyümeyi teşvik edici yeni ve büyük bir teşvik paketi açıklaması.

Aksi takdirde Fed'in işi zor.

Uzun vade içinse yeni bir hikaye lazım. 

 

Yazarın Diğer Yazıları

2015 ve T24’e veda yazısı

2016; insanlığa, ülkemize, T24 okuruna, yazarına, çalışanına ve T24’e şans getirsin

ABD 14 yıldır terörle savaşıyor, sonuç: Terör saldırıları yüzde 6 bin 500 arttı!

“ABD işgalinden önce Irak’ta hiç intihar saldırısı olması ama, 2003 yılından bu yana 1892 intihar saldırısı oldu"

Rusya, Batı’nın yaptırımlarına daha ne kadar dayanabilecek?

Gazprom biterse Putin biter. Sonra sıra Çin’e gelir. Çin karışırsa dünyayı dolarsızlaştırma ittifakı, yani BRICS tamamen biter