02 Haziran 2015

FIFA'nın karanlık yüzü!

Yolsuzluk operasyonu ve diğer suçlamalar sponsorları kaçırıyor... FIFA'yı zor günler bekliyor!

''Blatter'da profesyonel bir hayatta kalma uzmanının bitmemiş bir enerjisi ve içgüdüsü vardır.''

(Andrew Jennings, Faul, FİFA'nın Karanlık Yüzü)

Geçen haftanın en ilginç olaylarından birisi şüphesiz, FBI'ın kongreye hazırlanan FIFA'ya Zürih'te yaptığı yolsuzluk ve rüşvet operasyonuydu. Yolsuzluk ve rüşvet suçlamasıyla yedisi üst düzey yönetici olmak üzere on iki kişi göz altına alındı ve daha sonra FIFA başkan yardımcısı Jack Warner 395 bin dolar karşılığı kefaletle serbest bırakıldı.

Aslında, FIFA yaşanılanların çok yabancısı değil...

 

Her şey João Havelange ile başladı!

 

Tüm dünyada oynanan futbolun kurallarını, kurullarını ve kurumlarını belirleme yetkisini elinde bulunduran, Dünya Kupası ve Uluslararası milli takımlar turnuvalarını organize eden,  208 ulusal futbol federasyonunun üyesi olduğu Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği'nin, yani çok bilinen ismiyle FIFA'nın başı, Brezilyalı başkan João Havelange'ın 1974'te başkan olmasından bu yana bir türlü beladan kurtulmadı. Havelange ile felsefesi değişen FIFA sürekli olarak benzeri suçlamalarla karşı karşıya kaldı.

24 yıl boyunca yönettiği FIFA'yı ve futbolu teşvik, şike, rüşvet ve yolsuzluk gibi  anti-futbol unsurlarına karşı korumasız hale getiren ve bunlardan çıkar sağlayan, güzel oyunun kirlenmesine ortam ve olanak sağlayan Brezilyalı, 82 yaşında artık görevi bırakmaya karar verdiğinde, yerine ekonomi ve işletme tahsili yapmış, Zürih'te önemli sosyal iletişim ağları bulunan, bürokratlarla çok iyi ilişkisi bulunan, bir tilki kadar kurnaz, gözüpek ve herkesle kolay iletişim kurabilen sekreteri  İsviçreli  Sepp Blatter'i, UEFA Başkanı Johansson Lennart'a karşı önermiş, desteklemiş ve onun başkan olmasını sağlamıştı.

 

Sepp Blatter İle futbolun kirlenmesi en üst düzeye çıktı

 

Ne var ki, Sepp Blatter'in 1998'te başkan seçilmesiyle birlikte, FIFA'ya karşı yöneltilen suçlamaların boyutu ve ağırlığı daha da arttı.  Bunda özellikle, futbolun giderek parasallaşmasının ve endüstriyel bir karaktere bürünmesinin de etkisi büyük oldu. Çünkü, FIFA'nın gelirleri ve bütçesi  bu dönemde geometrik olarak artmaya başladı. Futbol parasallaşıp ticarileştikçe, Sepp Blatter'ın yönettiği FIFA, rüşvet ve yolsuzluk gibi futbol dışı unsurlarla daha çok anılır hale geldi.

Havelange'ın genel sekreteri ve tüm kirli işlerinin muhasebecisi Sepp Blatter'ın 1998'de başkanlığı Havelange'dan almasıyla, güzel oyun futbolun giderek kirlenmesi, en üst seviyeye ulaştı.

Gerçekte, Sepp Blatter daha başkanlık için 1998'te seçim faaliyetlerini yürütürken, FIFA'nın parasını ve kaynaklarını, kendi seçim kampanyası için uygunsuz bir şekilde kullandığı, bazı FIFA delegelerine 100 bin dolara ulaşan rüşvet tekliflerinde bulunulduğu, Paris'te otelde kalan bazı FIFA delegelerine kapı altlarından zarf içinde 50'şer bin dolar zarf bırakıldığı iddia edildi. Hatta, bu iddalardan birisini de Afrika futbolunun başkanı Mogadişulu Farah Addo gazetelere yaptığı açıklamasında dile getirmiş, ''Oyumu Johansson'dan Blatter'a çevirmem için yarısı peşin, yarısı da ülkeme spor malzemesi yardımı olarak 100 bin dolar teklif edildi'' demişti.

Bu iddiaları soruşturup BBC için bir belgesel çeken ve bir de ''Faul'' isimli kitap yazan İngiliz gazeteci Andrew Jennings'in  ifadesine göre, seçim süresince çok yüksek paralar harcayan Blatter'a gazeteciler bu paranın kaynaklarını sorduğunda, ''çok para harcamadığını, sadece 135 bin dolarlık bir harcama yaptığını'' ifade etmişti. Ancak Blatter açık olan mikrofonun aziziliğine uğramış, yanında oturan birisine İsviçreli bir sponsoru olduğunu'' fısıldadığını tüm basın duymuştu.

Yine, Blatter FIFA yönetiminde yer alan, yıllık maaşları son derece yüksek olan  gönüllü üyelere seçimi kazanması halinde, yıllık 50'şer bin dolar ilave zamlar yapacağını gazetelere iletmişti.

Aynı zamanda vergi kaçırma, FIFA kaynaklarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanma gibi konularda hakkında davalar bulunan, diğer Federasyonları seçimlerde rüşvet karşılığı yönlendirme, Dünya Kupası'nı bir ülkeye verirken rüşvet alma ve yolsuzluk gibi konularda hakkında suçlamalar bulunan bir kişi Sepp Blatter. Bugüne kadar kendisine yöneltilen suçlamalardan ve hakkında açılan davalardan bir şekilde kurtulmayı başarsa da, hakkında bu kadar şaibe bulunan  bir kişinin, bugün Dünya futbolunun patronu durumunda olması ve futbola yön vermeye devam etmesi, bu güzel ve masum oyunun hak etmediği bir gerçeklik.

 

Futbol pastası büyüdü, FIFA'nın gelirleri ve yolsuzluk arttı!

 

Digital platformlar aracılığıyla futbolun dünyanın dört bir tarafına ulaştırılması, futbolu bir gösteri endüstrisine dönüştürdü. Bu endüstriyel dönüşüm futbol gelirlerini son 25 yılda geometrik bir hızla artırdı. Bugün sadece Avrupa'da yaratılan yıllık futbol gelirleri Deloitte'un son raporuna göre 19.9 Milyar Euro'ya ulaştı.

Futbolun parasallaşıp ticarileşmesi, FIFA'nın gelirlerini ve özkaynaklarını da milyar dolarlara yükseltti. Nitekim,  FIFA'nın 2014 yıllık faaliyet raporuna göre 2011-14 arası gelirleri 5 Milyar 718 Milyon dolara yükseldi. Bu dönemde giderleri ise 5 Milyar 380 Milyon dolar olarak gerçekleşti. Bunun sonucunda kümüle 338 Milyon dolar kara ulaşan FIFA'nın sahip olduğu varlıkları ise  2.2 Milyar Dolar'a yükseldi.

Bankalarda 1.1 Milyar dolar nakit ve benzeri varlığı bulunan FIFA, finansal varlıklarından her sene 45 Milyon Dolar faiz geliri dahil, ortalama 310 Milyon dolar civarında finansal kazanç elde ediyor.  FIFA, başkan dahil çalışanlarına yıllık 397 Milyon Dolar da ücret ve maaş ödüyor. Başkanın maaşı kesin bilinmemekle birlikte yıllık ücretinin 4 Milyon Euro civarında olduğu tahmin ediliyor. Bununla birlikte, FIFA üyelerinin ziyaret, ulaşım ve temsil gideri ise yıllık 145 Milyon dolar düzeyinde...FIFA'nın toplam operasyonel giderleri ise 861 Milyon dolara ulaşıyor.

FIFA'nın sahip olduğu gelirlerinin %43'ü televizyon yayın haklarından gelirken, %29'u sponsorluktan, kalan %28'lik gelir de diğer kalemlerinden geliyor.  FIFA'nın son dört yılda televizyon yayın haklarından elde ettiği toplam gelir 2.4 Milyar Dolar iken, tüm sponsorlarından ve ticari ortaklarından elde ettiği gelir 1.5 Milyar dolara ulaşmış durumda. FIFA'nın 2014 geliriyse 2.1 Milyar dolar civarında.

Kısacası, yıllık bütçesi, gelir ve gideri milyar dolarlara ulaşan FIFA'ya, hakkında onca yolsuzluk ve usulsüzlük iddiasına varken, açılan/açılacak davalar karşısında zor durumda kalma pahasına, beşinci kez başkan olmak için 79 yaşındaki birisinin neden bu kadar asıldığını, şimdi daha iyi anlıyoruz.

Futbolun parasal gelirlerini artırması, yaratılan futbol pastasından pay alabilme savaşlarını da her platformda gündeme getirdi. Bu bağlamda bugün bir kulübün başında yönetici olmak, FIFA yönetiminde yer almak, başkan olabilmek, söz konusu kişilere ekstra avantajlar ve rantlar sağlıyor. Onların parasal gelirlerini artırıyor.

Böylesi dönemlerde gerekli moralite ve yeterli kredibiliteye sahip olmayan, futbol etiğinden yoksun kişilerin futbol yönetiminde yer alması, kulüplerin kötü yönetilmesini, kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmamasını beraberinde getiriyor. Bunun kaçınılmaz sonucuysa, kulüplerin ve federasyonların zaman içinde yönetsel, iktisadi ve mali olarak sıkıntıya düşmeleri, krize girmeleri şeklinde karşımıza çıkıyor. Buna ek olarak, teşvik, şike, rüşvet, şiddet ve bahis gibi anti futbol unsurları da, bu sayede futbola girmeye başladı. Bu ögeler bir süre sonra da futbolun bağışıklık sistemini çökertmeye başladı.

 

FBI'a rağmen tahttan inmedi!

 

Yaz mevsiminde oynanan Dünya Kupası'nın 2022'de oynanacak olan organizasyonunu, yazın gölgede 45 derece sıcaklığa kadar çıkan Katar'a verilmesi ve arkasından bir geleneği bozarak, yazları oynanan turnuvayı Kışa planlayan FIFA, bu kararı ve hareketiyle tüm şimşekleri ve şaibeyi üzerine çekti. Nitekim, bu kararın ardından, kamuoyunda FIFA üyelerinin Katar'dan yüklü bir miktarda rüşvet aldığı iddiası dillendirildi.  FIFA yetkililerine rüşvet, para aklama, şantaj, rüşvet ve elektronik dolandırıcılık suçları yöneltilirken, İsviçre Adalet Bakanlığı, FIFA yetkililerine 1990'lardan günümüze kadar ABD bankaları aracılığıyla yapılan ödemelerin 100 Milyon dolardan fazla olduğu iddia ediliyor. Ayrıca, FIFA yetkililerinin Dünya Kupası'na ev sahipliği, başkanlık seçimleri ve yayın hakları konularında da 150 Milyon dolar yolsuzluk yapıldığı iddia ediliyor. FBI'n da  bu iddialardan hareketle  bu soruşturmaya başladığı ifade ediliyor.

Bu operasyonla FIFA'nın üst düzey yedi yöneticisi tutuklandı. Tutuklananlar arasında iki başkan yardımcısı da bulunuyor.

FIFA hakkında bunca olumsuzluk ve yolsuzluk iddiası bulunması ve soruşturma açılmasına karşın,  Sepp Blatter geçen hafta yapılan başkanlık seçiminde çoğunluk oylarını alarak, yeniden dört yıllığına başkan seçildi.

Bu durum gerçekten çok ilginç. Blatter'ın yeniden başkan seçilmesinin arka planında neler yattığına bir bakalım isterseniz.

 

Blatter'i yoksullar zirvede tutuyor!

 

İstifa çağrılarına kulak asmayıp seçime giren Blatter, Ürdün Prensi Ali Bin Hüseyin karşısında 206 üyenin 133'ünün oyunu alarak yeniden başkan oldu. Avrupa ve Kuzey Amerika'nın büyük bir çoğunluğu Blatter'a karşı oy kullanırken, desteğin en önemli kısmı Afrika, Asya ve Güney Amerika'dan geldi.

Bu desteğin nedenine bakıldığında, Blatter'ın Üçüncü Dünya Ülkelerinin federasyonlarına, başkanlık döneminde, sportif yatırım vb. adı altında önemli fonlar aktardığını görüyoruz. Nitekim, 2016 yılına ilişkin 816 Milyon Dolarlık yatırım bütçesinin, 220 Milyon dolarlık kısmının geliştirme adı altında çeşitli kalemlerde bu bölüme ayrıldığı görülüyor. Bu bütçe kalemlerinin alt bölümlerine bakıldığında yaklaşık 160 milyon dolarlık kısmının Goal Projesi ile birlikte alt yapı yatırımı vb. isimde bu ülkelere aktarılacak kaynaklar bölümünde yer aldığını gözlemliyoruz. Bu alokasyonun, gelişmiş Konfederasyonlar UEFA ve CONBEMOL (kuzey ve orta Amerika) ile gelişmekte olan konfederasyonlar arasındaki dengesiz ve haksız rekabetin minimize edilmek suretiyle, futbolda sosyal dengeyi sağlamak gibi ulvi bir amacının olduğunu düşünebiliriz. Ancak, resmi olarak böyle bir görüntü olsa da, olayın arka planında çok farklı gerçekleri görüyoruz. Bu ülke konfederasyonlarında şeffaflık yok. Bu ülkelerdeki harcama hareketlerini kayıtlar üzerinden sağlıklı olarak izlemek ve takip etmek o kadar kolay olmuyor. Bu ülke liglerinde teşvik, şike, rüşvet, gibi anti futbol unsurları futbolu istila etmiş durumda.

Açıkça, Üçüncü Dünya Ülkeleri kendilerine aktarılan paraların kesilmesini önlemek kaygısıyla böylesi bir hareket içine girdikleri düşünülebilir.  Diğer taraftan, Blatter'ın bu ülke konfederasyon ve federasyon başkanlarıyla olağan olmayan çok farklı ilişkileri de söz konusu. Hal böyle olunca, Blatter'ın bu seçimi kazanması anormal gelmiyor.

 

Yolsuzluk operasyonu ve diğer suçlamalar sponsorları kaçırıyor... FIFA'yı zor günler bekliyor!

 

Yukarıda da belirtiğimiz üzere, FIFA'nın gelirlerinin üçte birlik kısmı Sponsorluk gelirlerinden oluşuyor. Çok önemli bir gelir kalemi.

Günümüzde futbol diğer ürünleri pazarlayan ve satan bir ürün konumunda. Bu bağlamda, futbol sponsorların ürünlerini marka olarak dünyanın dörtbir tarafına taşıyabilecek, satabilecek en önemli araç olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, bu uluslararası marka değeri çok yüksek sponsorlar temiz bir futbolla, markalarının lekelenmeden küresel taşınmasını istiyorlar.

Nitekim, bu kapsamda Coca Cola, Adidas, Gazprom, Hyundai, KIA ve Vısa gibi yıllık ortalama 200 milyon dolar civarında FIFA'ya kaynak aktaran sponsorlar, ortaya atılan iddialar ve suçlamalardan,  FIFA yetkilileri ve yöneticileri hakkındaki şaibelerin gündeme gelmesinden çok rahatsızlar. Kendi markalarının FIFA ismiyle yan yana gelmesini istemiyorlar, haklı olarak. Nitekim, şeffaflığa çok önem veren McDonald's, Hyundai ve Adidas gibi küresel markalar, bu gelişmelerden derin endişe duyduklarını dile getirerek, FIFA'nın şeffaflık standartlarına maksimum özeni göstermesini talep ettiler. 

FIFA'nın uzun yıllardan beri ana sponsorluğunu yapan Coca Cola, ''Bu soruşturmalar Dünya Kupası ideallerini lekelemiştir ve biz bu ciddi suçlamalardan derin üzüntü duyuyoruz, endişelerimizi ifade ediyoruz. FIFA'nın konuyu detaylı bir şekilde ele alacağını ümit ediyoruz. '' açıklamasında bulundu.

Bir diğer ana sponsor VISA tarafından yapılan açıklamada ise, '' Yaşanan olaylar şirketimizi  hayal kırıklığına uğrattı ve endişe verdi. Bir sponsor olarak, FIFA'nın acilen bu suçlamalar ile yüzleşmesini ve çözüm için hızlı ve acil adımlar atmasını bekliyoruz. FIFA'nın bir an önce yönetsel değişikliğe gitmesi gerekiyor. Aksi taktirde biz VISA olarak sponsorluk anlaşmasını tekrar gözden geçireceğiz'' ifade edildi.

2014 Dünya Kupası 'ndan hemen sonra FIFA'da gündeme gelen rüşvet skandalı sonrası Sony, Emirates, Castrol, Continental ve Johnson and Johson şirketleri FIFA'nın sponsorluğundan ayrıldıklarını açıklamışlar ve FIFA ile aralarındaki sponsorluk sözleşmelerini  fesih etmişlerdi.

 

Sonsöz

 

FIFA'nın bugünkü yönetim yapısı tüm saygınlığını yitirmiştir. Başta tüm futbolseverler olmak üzere, sponsorlar, Konfederasyonlar, federasyonlar kısacası, tüm futbol paydaşlarının hiçbirisi, bugün artık FIFA'ya ve onun alacağı kararlara güvenmiyor. Futbolun ruhunu oluşturan Fair Play ölmüştür.  Futbolun en üst yönetim yapısı ve patronu olan FIFA'nın bundan sonra alacağı kararlar ve yönetimi çok tartışılacak ve bu durumun devam etmesi, kurum olarak FIFA'nın saygınlığının da sorgulanmasını beraberinde getirecektir. Dünyanın en güzel, en masum ve en çok sevilen oyunu olan futbol bu yaşanılanları hak etmiyor. FIFA yetkililerinin ve başkanının bir an önce istifa edip, bu güzel ve masum oyunu daha fazla kirletmemelerini diliyor ve ümit ediyoruz. 

Yazarın Diğer Yazıları

Futbol nereye gidiyor?

Küreselleşen dünyada futbol kulüpleri ekonomik-finansal örgütlere dönüştü. Bu değişim kulüpleri küresel olmaya zorladı. Finansal futbol, küreselleşen kulüplere her alanda fazladan rekabet üstünlüğü sağladı

Renkler farklı, dertler ortak: Kulüpler faiz - döviz - enflasyon kıskacında kıvranıyor

Kulüplerimiz net borçlu; yükümlülükleri gelirlerinin üzerine çıkmış, zarar eden ve döviz pozisyon açığı taşıyan bir mali yapıya sahip. Borç baskısı altındaki futbol mali yapısı dengesini tamamen kaybetmiş ve sürdürülebilir olmayan bir yapıya evrilmiş durumda

Vergi oranını düşürmek, yasa dışı bahsi azaltır mı? Bahis ekonomisine genel bir bakış

Yasa dışı bahse karşı mücadele yapısal bir nitelik kazanmadan, vergi oranlarının düşürülmesi, yasal bahis gelirlerini artırmayacağı gibi vergi gelirlerinin düşmesine neden olur. Bu alanda bahis oynayanlarının gelirini maksimize artırır