17 Eylül 2018

Döviz sözleşmelerinden TL sözleşmelere geçmek kolay mı?

"Geçici çözümler yerine, daha yapısal ve stratejik kalıcı çözümlerle futbol kulüplerinin sorunlarına çözüm aranması daha mantıklı olacaktır"

İçinde yaşadığımız sosyo-ekonomik olumsuzluklar, sıradışı önlemleri de beraberinde getirmeye başladı. Bu kapsamda Cumhurbaşkanı, kurlardaki yukarı yönlü hareketin neden olduğu olumsuzlukları ortadan kaldırmaya yönelik 13 Eylül 2018’de Türk Parası Kıymetini Korumu Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (Karar Sayısı: 85)” hakkında bir kararname yayınlayarak, dövize olan talebi azaltmaya çalıştı. Ne var ki, bu karar özellikle futbol kulüplerimizde çok önemli sorunlara neden olacakmış gibi görünüyor.

Kararname Ne Diyor?

Bu kararnameyle, Türkiye'de yerleşik kişilerin, kendi aralarında döviz üzerinden yaptıkları bazı sözleşmelerde, sözleşme bedelinin Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesi zorunlu hale getirildi.

Kararnameye göre; Türkiye'de yerleşik kişilerin, bakanlıkça belirlenen haller dışında, kendi aralarındaki menkul ve gayrimenkul alım satım, 

taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama, leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayacaktır.

Düzenlemenin kapsamı oldukça geniş olup; iş ve hizmet sözleşmelerini de kapsamaktadır.

Buna göre; düzenlemenin yürürlüğe girdiği 13.09.2018 tarihinden itibaren 30 gün içinde, yukarıdaki nitelikteki olan ve daha önce yapılmış olan yürürlükteki sözleşmelerdeki döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedellerin TL'ye çevrilmesi gerekmektedir.

En Kritik Konu: Türkiye’de Yerleşik Olmak

Kararın içerine bakıldığında, en kritik cümle ‘’Türkiye'de yerleşik kişilerin kendi aralarındaki sözleşmeler’’ ifadesidir. Bu ifadeye göre: Gelir Vergisi Kanunu'nda ikametgahı Türkiye'de bulunanlar, bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak 6 aydan fazla oturanlar Türkiye'de yerleşmiş sayılmaktadır. Ayrıca Medeni Kanun'da “Yerleşim yeri bir kimsenin kalma niyetiyle sürekli oturduğu yerdir'' tanımlaması yapıldığını da buradan size anımsatalım.

Bu bağlamda, Türkiye’de yerleşik ifadesi futbol kulüplerimizi yakından ilgilendiriyor. Çünkü, bu kapsamda Türkiye'de kalma süreleri 6 ayı aşan yabancı futbolcular, teknik adamlar ve/veya yabancı kulüp CEO'ları Türkiye’de yerleşik sayılıyor. Bu nedenle, kararnameye göre sözkonusu kişilerle yapılacak sözleşmeler TL olarak düzenlenmek zorunda. Eğer bahse konu kişilerle daha önceden yabancı para üzerinden yapılmış sözleşmeler varsa, bu sözleşmeler de kararnamenin yayınlandığı tarihten itibaren 30 gün içinde TL’na dönüştürülmek zorunda.

Yeni Sözleşmelere Damga Vergisi Zorunluluğu!

Bu düzenlemeyle kulüpler ve oyuncular ilave damga vergisine katlanmak zorunda kalacaklar. Çünkü, Damga Vergisi Kanunu'nun 14'üncü maddesi, sözleşme bedelinde bir değişiklik yapılması durumunda, artan bedel üzerinden Damga Vergisi hesaplanmasını zorunlu tutuyor.[1]  

Çok Sorun Yaşamamız Olası Görünüyor!    

Bu değişikliklerin futbol kulüplerimizi genel olarak nasıl etkileyebileceğine geçmeden önce, olayın gündelik yaşamımızı da nasıl etkileyeceğine kısaca değinmek gerekir.

‘’Ticari yaşamın gereklerini dikkate almadan yapılacak düzenlemeler, iş barışını bozacaktır. Kararnamede sözleşmelerin dövizden TL'ye dönüştürülmesi için belirlenen 30 günlük süre çok kısadır. Daha Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın tebliği ortada yok iken, sözleşmelerin TL'ye dönüştürülmesi için tanınan 30 günlük süre işlemeye başladı. Dövizden TL'ye dönecek olan sözleşmelerin sadece kira sözleşmelerinden ibaret olmadığı, çok yüksek meblağları ve kapsamlı projeleri içeren, hatta hazırlanmaları bir yılı bulan sözleşmeler olduğu dikkate alındığında; 30 gün içinde dövizden TL'ye dönmek o kadar da kolay değildir.’’[2]

Bu Düzenlemeyle Gündeme Gelebilecek Olası Sorunlar ve Akla Gelen Sorular 

Yeni düzenlemeyle Yabancı Para (YP) sözleşmelerin TL’ne dönmesi Futbol Kulüplerinde ne tür sorunlara yol açabilir? Futbolcular bundan nasıl etkilenebilirler? Bu sorulara yanıt verebilmek için öncelikle konunun çözümüne yönelik bazı soruları buradan ilgililere sormak isterim. Daha doğrusu bu düzenlemenin yaratacağı sonuçlara ilişkin görüşlerimi paylaşmak isterim.

Sorular, Sorunlar…

1) Öncelikle belirtelim ki, Borçlar Hukuku’nda düzenlenen kişilerin bireysel iradeleriyle sözleşme yapabilme serbestisine aykırı bir uygulama olduğu için sadece iç hukuk bakımından değil, aynı zamanda AİHM ve Euro zone’daki yasal düzenlemeler bakımından da bu uygulama sıkıntı yaratabilir.

2)Avrupa’ya ekonomik ve sportif olarak eklemlenmiş bir futbol ekonomisinde bu sözleşmenin sadece Türk futbolcuları ağırlıkla kapsayacak olması, oyuncular arasında haksız bir kazanç elde edilmesine (haksız rekabete) yol açabilecektir.

3)Mevcut sözleşmelerde oyuncu ve/veya ilgili kişi TL sözleşmeye dönmek istemez ise, onu nasıl zorlayabileceğiz? Bu konuda olay sadece iç hukukla sınırlandırılamaz ki, oyuncu bir hak kaybına uğruyorsa, bunu CAS’a kadar götürebilir.

4) UEFA, FIFA oyuncuların kulüpleriyle yaptıkları sözleşmelere karışamaz ama bu sözleşmelerden doğan/doğacak haksızlıklara (oyuncunun mağdur olmaması için) her zaman müdahil olma hakkı vardır. Bu konuda olası bir sorunda UEFA, FIFA veya CAS’ı nasıl ikna edeceğiz?

5) En önemlisi YP sözleşmelerde hangi kurdan TL’na dönülecektir? Bunu kim belirleyecektir? Belirlenecek fiyat taraflar açısından ne kadar adil olabilecektir? Burada serbest bir denge oluşabilecek midir? Kulübün ya da hükümetin belirlediği kuru oyuncu kabul etmez ise nasıl bir aksiyon alınacaktır?

6) Bugünkü kurdan ya da Hükümetin belirleyeceği bir kurdan TL sözleşmeye geçildiğinde, ileride olası kurlarda bir gerileme söz konusu olursa, kulübün zararı nasıl karşılanacakır? Ya da yüksek kurdan TL’na geçilmesi durumunda kulüp bu tutarları ödeyebilecek midir?

7)Eğer oyuncu YP sözleşmesini TL sözleşmeye dönmezse, olası bir hukuksal uyuşmazlıkta oyuncu alacağını yasal yoldan tahsil etmeye gittiğinde, takip hakları nasıl olacaktır? Oyuncunun aleyhine eğer bir maddi kayıp oluşursa (daha düşük kurdan) bu zararın tazminini nasıl olacaktır?

8) Eğer oyuncunun daha önceden doğmuş ama henüz tahsil edilmemiş YP alacağı varsa, bunun oyuncuya ödemesi hangi kurdan ve nasıl yapılacaktır? Veya oyuncu elinde çek/senet veya Teminat Mektubu bulunduruyorsa, bu durumda nasıl bir çözüm olacaktır?

9) Oyuncu YP sözleşmeden TL sözleşmeye geçerken, arada oluşacak farkı minimize etmek amaçlı enflasyon farkı, vade farkı veye başka bir ücret ya da komisyon talep ederse, bu kulüplerin ücret/maaş maliyetini daha da arttırmayacak mıdır?

10) Yurtdışında herhangi bir kulüpten Türkiye’ye gelen Türk oyunculara nasıl yaklaşacağız? Eğer bunlardan 180 günden daha aşağı kalacak olanlar olursa, bu durumda TL sözleşme yapılamayacak mıdır?

11) Devam eden YP sözleşmelerde oyuncular diyelim ki, bugünkü kurdan TL’na döndüler ve kur daha da yukarı gitti ve oyuncunun bundan dolayı maddi zararı oluştu. Bu durumda oyuncunun zarar tazmin talebini kulüpler karşılayabilecek midir?

12) Eğer oyuncu YP sözleşmeden TL’na dönüşte diretir ve 30 gün içinde bu sözleşmeyi imzalamazsa, bu oyuncunun durumu ne olacaktır? Böylesi bir durumda TFF ilgili kurullarıyla devreye girecek midir?

13) Oyuncular kulüplerle yaptıkları YP sözleşmelerden doğan hak ve alacakları karşılığında kulüpten bir kıymetli evrak almış ve bunu da üçüncü kişilere ciro etmiş ise bu durumda oyuncunun olası zararlarını tazmin konusunda kim sorumluluk üstlenecektir?

14)Yasayla düzenlenen bir durumun, Cumhurbaşkanı kararıyla (idari olarak) değiştirilmeye çalışılması bir hukuk çatışmasına neden olmayacak mıdır? Yasayla düzenlenen bir konu idarenin tasarrufuyla nasıl değiştirilecektir Bildiğim kadarıyla bu idari düzenleme henüz daha yasalaşmadı.

15) Ne olursa olsun, bu düzenleme kesinlikle hem oyuncuların hem de kulüplerin aleyhine olacaktır! Oyuncu bu işten zararlı çıkabilir. Kulüp ise yüksek bir kurdan dönmek durumunda kaldığında, ücret ve maaş maliyetleri ciddi ölçüde artabilir.

16) Türk oyunculara böylesi bir durumun dayatılacak olması, hukuken de ciddi sıkıntılara yol açabilecektir. Bu aynı zamanda oyuncunun serbest iradesiyle sözleşme yapabilme hakkının da elinden alınmış olması anlamına gelir ki, bu baştan anayasaya aykırı bir durumu ifade eder.

17)YP sözleşmelerin TL’na döndürülmesi, sonuç itibariyle palyatif bir önlem olup işi/sorunu çözmez daha da çıkmaza sokar. Takımların maliyetlerini arttırır. Takım içinde demotivasyona sebep olur. Oyuncular arasında hukuksal ve anayasal olarak eşitsizlik ve haksızlıklara yol açar.

18) Oyuncuyla kulüp TL yerine Altın veya başka bir emtia üzerinden sözleşme yaparsa, bu durumda nasıl bir yol izlenecektir?

Sonuç

Yabancı Para üzerinden yapılan sözleşmelerin TL olarak düzenlenmesine ilişkin yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararı, yeni sorunları ve tartışmaları da beraberinde getirecektir. Bu tür önlemlerin kalıcı çözümlere ulaşabilmesi çok mümkün görülmemektedir. Bu düzenleme, ilave maliyet artışına katlanmamak istemeyen kulüpleri, geçmişte olduğu gibi oyuncularla birden fazla sözleşmeler yapmaya itebilir. Zaten yeterince şeffaf olmayan kulüp muhasebe ve finansalları daha da kontrol dışına çıkabilir. Ayrıca, TL’na dönüşte belirlenecek kurlar mutlaka bir tarafın aleyhine olacağından, ortada bir hak ve alacak kaybı doğabilecektir. Bu durum hem kulüp, hem de oyuncu açısından geçerlidir. Yüksek (güncel) kurdan TL’na dönülmesi, henüz daha sözleşme süresi ve muhasebeleştirme dönemi gelmeden kulüp finansalları üzerinde ciddi bir tahribat yaratabileceği gibi, ileride olası bir kur düşüşünde kulüp ciddi zarara katlanmak zorunda da kalabilir. Oyuncu açısından bakıldığında ise, TL’na dönüş kuru ne kadar oyuncuyu tatmin edecek, adil olacaktır? Oyuncu daha düşük kurdan anlaşsa bile, ileride kurların yukarı yönlü olması durumunda doğacak zararın tazmini nasıl olacaktır? Yine, belirtmekte yarar görüyorum ki; sözleşme tutarının değiştirilmesinden doğacak Damga Vergisi’ni oyuncu kabul edecek midir? Böyle olmazsa, kulüp ekstradan yeni bir maliyetle yüz yüze kalacaktır.

 

Kısacası, bu düzenleme futbolumuza huzur yerine, ciddi bir kargaşa ve kaos getirebilir, hukuksal sorunları ve uyuşmazlıkları tetikleyebilir, kulüp maliyetlerini arttırabilir, takım içinde haksızlıklara ve demotivasyona yol açabilir, yerli oyuncuları kulüp bünyesinde tutmak daha da zorlaşabilir, Avrupa Birliği hukuk normları ve iç hukuk bakımından içinden çıkılması zor sorunlara neden olabilir. Bu tür geçici çözümler yerine, daha yapısal ve stratejik kalıcı çözümlerle futbol kulüplerinin sorunlarına çözüm aranması daha mantıklı olacaktır. 


[1] Damga Vergisi Kanunu’nun 14 maddesi: “Belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi halinde artan miktar aynı nispette vergiye tabidir (6728 Sayılı Kanun'un 25'inci maddesiyle eklenen cümle; yürürlük 09.08.2016). Birinci fıkraya göre azami tutardan vergi alınan mukavelenamelerin diğer hükümlerinde değişiklik olmaksızın sadece bedelinin artması durumunda, artan bedele ilişkin bu hüküm uygulanmaz. Bunların devri halinde aslından alınan verginin dörtte biri alınır.”

[2] Nedim Türkmen, TL’na Dönüş Sancılı Olacak…https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/nedim-turkmen/turk-lirasina-donus-sancili-olacak-2626861/

Yazarın Diğer Yazıları

Futbol nereye gidiyor?

Küreselleşen dünyada futbol kulüpleri ekonomik-finansal örgütlere dönüştü. Bu değişim kulüpleri küresel olmaya zorladı. Finansal futbol, küreselleşen kulüplere her alanda fazladan rekabet üstünlüğü sağladı

Renkler farklı, dertler ortak: Kulüpler faiz - döviz - enflasyon kıskacında kıvranıyor

Kulüplerimiz net borçlu; yükümlülükleri gelirlerinin üzerine çıkmış, zarar eden ve döviz pozisyon açığı taşıyan bir mali yapıya sahip. Borç baskısı altındaki futbol mali yapısı dengesini tamamen kaybetmiş ve sürdürülebilir olmayan bir yapıya evrilmiş durumda

Vergi oranını düşürmek, yasa dışı bahsi azaltır mı? Bahis ekonomisine genel bir bakış

Yasa dışı bahse karşı mücadele yapısal bir nitelik kazanmadan, vergi oranlarının düşürülmesi, yasal bahis gelirlerini artırmayacağı gibi vergi gelirlerinin düşmesine neden olur. Bu alanda bahis oynayanlarının gelirini maksimize artırır