08 Kasım 2017

Bir kuş tüyüyle duvarları aşan, özgürleşen kadın; Zehra Doğan

Zehra gazete, sigara ve bisküvi kutularını tuval; meyve, sebze ve kahveyi boya olarak kullanıyor

Cezaevi yönetimi Zehra Doğan'a resim malzemesi vermiyor.

Zehra ise gazete, sigara ve bisküvi kutularını tuval; meyve, sebze ve kahveyi boya olarak kullanıyor; havalandırmaya düşen kuş tüylerini fırça gibi kullanarak resim yapıyor

Günlerdir Zehra Doğan'la uyuyor Zehra Doğan'la uyanıyorum.

Rüyamda havalandırmaya düşen kuş tüylerini topluyorum...

Hücreye gelen meyvelerin renklerini boya olarak kullanmasını seyrediyorum..

Arkadaşlarını araştırdım, ulaşabildiklerimle konuştum. Eski iş arkadaşlarından bilgi edinmek istedim.

Nasıl biridir Zehra bana anlatsınlar istedim. 

Okuduğum haberlerden fazlasıyla etkilendim, o beton duvarların çatlaklarının arasından sızıp tanımak istiyordum bu genç kadını...

Arkadaşları Zehra'yı 'akıl almak isteyeceğiniz' türde arkadaşlardandır diye tanımlıyor. 

Akılına fikrine değer veriyorlar...

Çok çalışkan hatta biraz da hırslıdır, diyorlar.

Aklı hep haberdedir, diyorlar.

Kadın mücadelesi ve kadın hakları konusunda çok hassastır, diyorlar. 

Zaten gazeteciliğe de bu yüzden 'bulaştı' diyorlar. 

"Zehra'yı nasıl tanımlarsınız" diye sorduğum bazı arkadaşları mesela hiç düşünmeden; "Yardım ve dayanışma" cevabını veriyor.

Kimisi de "Vicdan ve maneviyat" olarak tanımlıyor, 

Sanatçı olmasının da verdiği bir özellik olarak "İçli bir kadın" diye tanımlayanlar da oluyor.

Mesela adalet duygusunun yüksekliğinden söz ediyorlar. Arkadaş arasında yaşanan en ufak bir tartışmada bile adaletli olmaya özen gösteren biridir, diyorlar. Sadece kendisini koruma kollama alışkanlığı olmayan, çok genç olmasına rağmen olgun biridir, diyorlar.

Bir arkadaşı resimlerinden, çizdiklerinden kendisini tanımak mümkündür, çizdikleri gibi biridir, diyor.

Bir diğerine göre de; çok yaratıcı,  iyi bir gözü var.

Kalıplara sığmaz, coşkun bir kişiliği vardır, diye anlatıyor bir başkası.

Dinlediklerim Zehra Doğan'ı daha da merak etmeme neden oluyor.

Eserleri beni de etkiliyor.

Özellikle o imkânsızlıklar içinde resmettikleri.

Bakarken dalıyorum uzaklara...

Zehra Doğan 1990 doğumlu gencecik bir Kürt kadını. Mardin Mazıdağı doğumlu. Munzur Üniversitesi Moda tasarımı ve Dicle Üniversitesi Resim öğretmenliği mezunu. 

Hem ressam, hem gazeteci. 

Metin Göktepe Gazetecilik Ödülü'nü kazanmış bir gazeteci.

Onu tanıyanların "Her gittiği yerden haber çıkartır. Tanıdığımız en iyi gazetecilerden biridir" dediği türden bir gazeteci...

Sokağa çıkma yasaklarında Nusaybin'de haber yapmak için sokaklarda olan ve tutuklanan bir gazeteci.

Zehra Doğan, 23 Temmuz 2016'da "örgüt üyeliği ve propaganda" suçlamalarıyla tutuklandı. Fakat ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 2 Mart'ta görülen duruşmada ise Nusaybin'i resmettiği tablolar ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek 2 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. 

Tutuklanan Zehra Doğan cezaevinde sürekli resim yapıyor. Cezaevinden çıkan ve cezaevinde geçen 141 gününü temsil eden eserleri için Diyarbakır'da bir sergi düzenlendi. 

Sergiye okunması için şu mesajı göndermişti:

''Picasso'nun bir sözünü tekrar etmek istiyorum; 'Siz hakikaten bir ressamı sadece fırçasıyla çiçek, böcek çizen biri mi sanıyorsunuz?' Hiçbir sanatçı topluma sırtını dönmez, ressam da fırçasını ezenlere karşı silah olarak kullanmalı. Nazi askerleri dahi Picasso'yu resimlerinden dolayı yargılamadı ama ben çizimlerimden ötürü yargılanıyorum. Çizmeye devam edeceğim.''

Şimdilerde Zehra Doğan aldığı başka ödüllerle de gündemde.

Daha önce Kürt yayınlarının bir bir kapatılmasına tepki vermek için de elleriye yazarak ve çizerek günlük gazete yapmış ve gündeme gelmişti.

Ama benim gündemimde başka nedenlerle yer alıyor.

Şöyle ki;

Diyarbakır E tipi Kapalı Cezaevi yönetimi Zehra'ya resim malzemeleri vermiyor artık. 

Zehra ise gazete, sigara ve bisküvi kutularını tuval...
Yapıştırıcı lazım olduğunda bal...

Meyve, sebze ve kahveyi ise boya olarak kullanıyor. 

Havalandırmaya düşen kuş tüylerini topluyor, tüyleri fırça gibi kullanarak resimlerini yapmaya devam ediyor.

Zehra Doğan cesareti, dirayeti ve mücadele inadıyla hepimize, sadece kadınlarla sınırlanamayacak tüm insanlığı kapsayacak bir ders veriyor aslında.

Yollarınızı kapatsalar da, imkânlarınızı elinizden alsalar da yeni bir yol bulun ve mücadeleye devam edin, diyor!

Yazarın Diğer Yazıları

Kobani duruşmasında umut yeşerten tek hamle "yeni CHP"den geldi!

Kobani davasının geleceğe dair umut yeşerten hamlesi, CHP’nin duruşmayı izlemek üzere bir heyet yollaması oldu. Yeni CHP, "Barış masası olacaksa kimse bu masa için Erdoğan’a mecbur değil" mesajı vermeye devam ediyor. Umarım bu tavrı tüm siyasi tutukluların davalarında da gösterirler…

Türkiye'de âdetten değildir ama, bu bir özür ve özeleştiri yazısıdır!

Politik bir tutum olarak sandığa gitmedim… Ülke insanına, sandığa topyekûn bir inanç kaybı ve küskünlük yaşadığımı anlayamamışım… Küserek hakkımı aramaktan vazgeçme noktasına savrulmuşum, bunun özeleştirisini vermekle yükümlüyüm… Ben bu seçim sonuçlarını öngörememiş olmanın özrünü değil, insanımıza dair girdiğim bu inançsızlaşma süreci için özür diliyorum… Ve evet CHP'de 'iyi çalışan' o azınlığı görmezden geldiğim için de o CHP'li azınlıktan özür diliyorum…

Gökhan Zan’ın sorumluluğu Erkan Baş’ta da değilse kimdedir?

Çevrelerinden kimseyi bir Gökhan Zan kadar beğenememiş olduklarından, adayları üstelik de böyle kritik bir kentte, bu kişi olmuş-olabilmiş… E tabii ‘Kaf Dağı’ tenha olur, şüphesiz!.. TİP’i uzun zamandır böyle açıktan konuşmak -masalarda bırakmamak-gerekiyordu aslında. Elbette hepimiz her şeyin farkındayız, belki de sizlerin vekillik kariyerlerinden uzundur buralardayız! Ama dinlemediniz, ama duymadınız, ama sözüm ona yasakladınız!