05 Ağustos 2015

Soyunun, soyunun da boyunuzu görelim

Soyunun, o zaman yalan söylemeniz de zorlaşır… Korkuyor musunuz?

Siyasetin dar ve kasvetli ortamında, yine sövgü, küfür ve iadeleri tenis topu gibi uçuşuyor, bir o yana, bir bu yana, yan yana...

Bu maçın milli, ulusal ne derseniz deyin, raket sallayan oyuncuları, arada bir küfür topunu tribünlerde oturanlara bile savuruyor. Kimlere?

Beraber yaşadıkları ama ne sevdikleri ne de inandıkları insanlara.

Sözüm hepsine, ama şimdilik daha çok bahçeli sayın birine. Eğer dediğim gibi, soyunup dökünüp, çiçekli gömleği ve kapri pantolonu ile, o kahramanlıklarıyla öğündüğü aynı coğrafyanın insanları ile beraber söyleşerek, bir akşamüstü Boğaziçi’nde, buz gibi birasını, şerefe diyerek yudumlamadıysa, yazık!..

Yazık, çünkü o zaman söve söve bir ömür tükenir gider. Boşuna söylemiyorum siyasilere, soyunun diye.

 

Soyunun, insan kardeşlerinizle birlikte deniz kenarlarında görünün, şakalaşın onlarla. Suya girin, güneşte durun, cildiniz D vitamini üretsin, asabiyetiniz azalsın, rahatlayın, yüzün, yüzünüz gülsün…

O zaman yalan söylemeniz de zorlaşır… Korkuyor musunuz?..

Evet, bu coğrafyanın insanlarını ne seviyor ne de onlara inanıyorsunuz. Kafanızda ikiye bölmüşsünüz onları; sizin gibi asabî olanlar sizden yana, diğerleri diğer yana. Bölücü diyorsunuz bir de…

Yeter ki istediğiniz doğrultuda birbirlerini kırsınlar, bu mu?...

Yine yıllarca… Bu coğrafyanın üretici, mütedeyyin insanlarını küçümseyen, aşağılayan, ezen, onlara inanmayan bürokratik yöneticilere karşı, o insanların sesi olmayı başaran, haklı ve akıllı politikalarla iktidara gelen bir büyük partiye ne demeli?..

Koalisyondan önce bir soyunun, uzun bir süredir size inanan, arka çıkan insan kardeşlerinizin arasına bir karışın, bakalım. Soyunun, görelim…

O zaman yalan söylemeniz de zorlaşır… Korkuyor musunuz?..

Otoriteniz, yalana, doğruları saklamanıza mı bağlı sanıyorsunuz?

Buyurganlığınız açıklığa ve haklılığa dayanırsa, inanın, sevdikleriniz sizi dinler ve size gerçekten arka çıkar. Soyunmadan bunlar olmaz, olmuyor!..

Yetmedi mi, istediğiniz doğrultuda birbirlerini kırmaları, böyle mi?..

Yoksa utanıyor musunuz?.. Hepiniz.

O ikiye ayırdıklarınıza, tepeden baktığınızı biliyor olmanızdan mı utanıyorsunuz?

Soyunun, bu sıcak havaları kaçırmayın!.. İçinizde soyunabilen ve suda  paslanmaktan ürkmeyen bir kişi var, onu mu kıskanıyorsunuz?

Hadi bir cesaret!.. Bu coğrafyanın insanlarına pek yakıştırdığınız gibi, bir cesaret… Soyunun!..

Hadi, Mustafa Kemal gibi, sandalda kürek çekin, sandaletlerinizi ayağınıza, mayonuzu altınıza geçirin kumlara uzanın, rahatlayın, bizi de rahatlatın. Tarihe doğru dürüst bir fotoğrafınız kalsın. Kasılmış, donmuş mumya gibi olmayan bir foto!..

Hadi çekinmeyin, yada İsmet Paşa gibi tek askılı mayonuz ile denize çivileme atlayın!.. Korkmayın, boğulmazsınız, sizi kurtarırız!..

Soyunun, soyunun… diyorsam, bu bizi ve kendi hayatınızı karartan ciddiyetinizden soyunun anlamınadır biraz da. İnsan kardeşlerinizin arasında görünün, onlar gibi olduğunuz anlaşılsın. Buna ihtiyacımız var.

Bakalım, millet millet diye, halk halkımız diye, şu göklere çıkardığınız bu coğrafyanın insanlarından mısınız? Yoksa sizler, bir gece yarısı tepeden inme, uzaydan mı geldiniz?

Soyunun ve yüzün!.. Su hakikattir, dalın korkmayın boğulmazsınız. Biz sizi yine kurtarırız!..

                                              -----------o-----------

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  

 

Yazarın Diğer Yazıları

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor

Tan Oral çiziyor...

Türkiye'nin önde gelen çizerlerinden Tan Oral, çizgileriyle Türkiye ve dünya gündemini yorumluyor